Tarih direniş ve isyanlar tarihidir. 1 Mayıs, insanlık tarihinde kader değiştiren bir niteliğe sahiptir. 1 Mayıs'ın tam olarak toplumsal ve siyasal hedeflerine ulaştığı söylenemez, ama kimi yönleriyle kapitalizmin vahşi yönlerini törpülemiş, bugün var olan ekonomik ve sosyal haklara sahip olunmasını sağlamış, sistemin toplum üzerindeki çok yönlü baskı ve etkisini bir nebze de olsa hafifletmiştir. Avrupa ve Amerika'da sanayinin gelişimiyle beraber başta işçi sınıfı olmak üzere halkın tamamı kölelik denecek koşullarda çalışıp yaşıyorlardı. Haftanın yedi günü, günlük 15-16 saat gibi çok ağır koşullarda çalışılıyordu.

 ***

Haftada bir gün tatil, sigorta, emeklilik, her hangi bir nedenden dolayı işten çıkarılma durumunda tazminat gibi hakların hiç biri yoktu. Çok ağır koşullarda çalışma, sömürü korkunç boyutlara ulaşmıştı. Vahşi kapitalizm  bir kılıç gibi işçi sınıfı ve toplumun tepesinde sallanıyordu. 17-18 ve 19 yüzyıllar vahşi kapitalizmin, toplumu egemenlik altına alma yüzyıllarıydı. Sanayinin gelişimi tabiki işçi sınıfını ve toplumuda sosyal ve siyasal açıdan geliştiriyor, kapitalizme ideolojik açıdan alternatifler yaratıyordu. İşçi sınıfının ilk direnişleri sistem içi bazı haklar elde etme temelindeydi. Daha iyi şartlarda yaşamayı ve  bazı haklara sahip olmayı hedefliyordu. İşçi sınıfının nicel olarak örgütlü olduğu dönemlerde sisteme ideolojik alternatif yaratma gibi bir hedefi yoktu, sadece sistemi demokratikleştirip belli bir siyasi toplumsal denge kurmayı hedefliyordu.

 

***

1800'lü yıllarda komünist ideolojinin modern gelişimi işçi sınıfına nitel sıçrama yaşatıp, kapitalizme ideolojik olarak  alternatif  olacaktı. 1 Mayıs ilk kez Amerika'da ekmek fabrikalarında, fırınlarda, atölyelerde çalışan işçilerin düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına karşı isyan etmeleriyle başlayıp, dalga dalga bütün ülkeye yayılıp sistemi zorladı. İşçi sınıfının Amerika genelinde direnişe geçmesi çok kanlı oldu, birçok işçi lideri ve işçi bu kavgada hayatlarını kaybettiler, büyük bedeller verdiler. Sanayileşme ve vahşi kapitalizm çağında sisteme karşı ilk ciddi ve büyük direniş 1 Mayıs direnişiyle oldu. Eğer 1 Mayıs isyanı ve direnişi olmasaydı, bugün 8 saatlik çalışma, haftanın 1 gün tatili, sigorta, emeklilik ve tazminat gibi haklar olmazdı.

 

***

 

1 Mayıs, ulaşması gereken hedefe tam ulaşamadı ama birçok hak ta elde etti. Türkiye'de de 1 Mayıslar her zaman kanlı geçmiştir. 1977'de Taksim meydanı'nda  egemen güçlerin saldırısı sonucu 37 işçi ve emekçi hayatını kaybetti. Türkiye'de,  egemenler, 1 Mayıs'ı kendileri için, sürekli tehlike olarak görmüşler, yasalar çerçevesinde bile kutlanmasına izin vermemişlerdir. Türkiye'de hak alma mücadelesi hala tehlike olarak görülüyor. 1 Mayıs direnişinin tam hedefi, sınıfların ve sömürünün olmadığı bir yaşam ve sistemdir. Kapitalizm ve sömürü var olduğu sürece 1 Mayıs'lar ve direnişler devam edecektir, devam etmelidir. İşçi sınıfı ve halk, sadece bazı haklarla yetinmemeli. Eğer işçi sınıfı ve halk kendi iktidarını kurmazsa, bugün elde edilen kısmi haklar bile elden gidebilir, bitebilir.

 

***

 

Çünkü ekonomik ve siyasi krizler yaşayan kapitalizm her zaman toplumsal hakları keser, kesmek ister. Kapitalizmin vicdanı ve merhameti para ve birikimdir, bu sistemde insanlık dibe vurup bitmiştir.  Çünkü insan dahil her şey meta ve mal haline, sermaye haline gelmiştir, getirilmiştir. Bu açıdan 1 Mayıs, hedefini daha çok büyütüp daha büyük siyasal hamleler yapıp, komünizmi hedeflemelidir. Sistem içi çözümler çözüm değil, kapitalizmin ömrünü uzatır. Sadece bazı ekonomik kazanımlar, sosyal haklar elde etmek yetmez ve bunun garatisi de  yoktur. İşçi sınıfı ve halk, kendi iktidarını kurmayana kadar, kendi geleceklerini belirleyemezler, kaderlerini tayin edemezler. 1 Mayıs öyle söylendiği gibi bayram mayram değildir, isyandır, direniştir, hak alma günüdür, iktidarı ele geçirip halkın iktidarını kurma mücadelesidir.

 

***

 

Burjuvazi, 1 Mayıs direnişlini yozlaştırmak için, 1 Mayıs'ı resmi tatil ve bayram haline

getirmiştir. Sadece Avrupa ülkelerinde işçi sınıfı ve halk bazı haklara sahip ve belli bir refah seviyesi var. Dünyanın büyük bir bölümünde çalışma saati sekiz olsada, emeklilik ve tatil olsada, işçi sınıfı ve halk büyük bir yoksulluk yaşıyor. Türkiye'de bir kilo kırmızı et 150 TL'dir. İşçi maaşı aylık 4250 liradır, yani günlük 140 liradır. Bir işçi günde bir kilo et bile alamıyor. Yani bir ülkede bir emekçi-işçi bir kilo pirzola, kırmızı et bile alamıyorsa, yiyemiyorsa, o ülkede kölelik var demektir. Türkiye'de yoksul insanlar kırmızı eti ne kadar zamanda yiyebiliyorlar? Belki yılda birkaç defa ancak yiyebiliyorlar. Zamlar Türkiye'nin kaderi haline gitirildi. Zamsız gün yok. İnsan dışında herşey çok pahalı. Türkiye'de sadece insan hayatının bir değeri ve kıymeti yok. İşte 1 Mayıs, insan hayatını önemsemek için zulme karşı, kapitalizme ve sömürüye isyan etmenin adıdır.

 

***

 

Özellikle Türkiye'nin 1 Mayıslara yani direnişlere  daha çok ihtiyacı var. Sadece yılda bir defa alanlara çıkıp 1 Mayıs'ı bayram havasında kutlamak 1 Mayıs'ın anlam ve önemini bilmemek demektir. Mayıs'ın 1'i  özellikle özel olarak seçilmiş bir gün değildir.

Mayıs'ın 1'inde işçi sınıfı ve halk sokaklara çıkıp büyük bir direniş vermişlerdir ve bu büyük direniş günü bütün insanlığa ve dünyaya mal olmuş, sembolikleşmiştir. 1 Mayıs direnişi karşısında tutunamayan burjuvazi, 1 Mayıs direnişini bayram haline getirip yozlaştırmak istemiştir. Avrupa ülkelerinde resmi bayram olarak kutlanması aslında bilinçli bir çarpıtmayı ve yozlaştırmayı amaçlıyor. Türkiye'de 1 Mayıs hem yasak ve hemde bayram olarak görülüyor. Kapitalizm ortadan kalkmayana kadar 1 Mayıs direnişi bitmez, bitmemeli. Bu büyük direniş günü aslında bütün bir yılı kapsamalı. Kapitalizm bitmeden sömürü bitmez, yoksulluk son bulmaz ve işçiler sürekli grevler yapmak zorunda kalırlar. Grev yapmakla yoksulluk bitmez, sömürü sona ermez. İşçi  sınıfı ve emekçiler, halk yönetimi ele alırsa, ancak sömürünün olmadığı bir özgür yaşam kurulur. 

 

***

 

Her gün 1 Mayıs haline getirilmelidir. Egemenlerin istediğide zaten yılda bir defa bayram havasında kutlanmasıdır. 1 Mayıs mücadelesi her gün olmalıdır derken, her gün mücadele etme, hak alma, iktidarı halk adına ele geçirmekten söz ediyoruz. Çevreyi yakıp yıkmaktan, kırıp dökmekten bahsetmiyoruz. Sömürünün ortadan kalkması, insanca bir yaşamın kurulması için mücadeleden bahsediyoruz. 1 Mayıs direnişleriyle eşit, özgür ve sömürünün, sınıfların olmadığı bir dünya ve yaşam kuralım. Dünya 1 Mayıs direnişçileri ve devrim şehitleri önünde saygıyla eğiliyorum...