Gazete Emek- Sanatçı İlhan Şeşen, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak Sabah gazetesi yazarı Tuba Kalçık'ın sorularını yanıtladı  .

Politikayla hiç ilgilenmediğini ifade eden Şeşen, neye inanıyorsa onu dile getirdiğini söyledi. Geçmişte kullandığı "Sadece eleştirilmemeli, iyi olan şeyler de söylenmeli" ifadesine değinerek "Bundan dolayı da beni eleştirmeleri çok saçma. İyileri söylemeyeceğiz de hep kötüleri mi söyleyeceğiz?" dedi. Şeşen, şöyle devam etti:

"Gençliğimden beri devlet hastanelerinin durumunu biliyorum, sağlık alanı düzeldi. Bunu söylemeyecek miyim? Çok iyi biliyorum, geçmişte devlet hastanesinde az sıra beklemiyordum, kuyruk vardı. Şimdi daha rahat. Tabii devlet hastaneleri için söylüyorum bunu. Ulaşım da daha iyi hale geldi. Ülkede eleştirdiğim, onaylamadığım şeyler de var ama iyi olanı da söylemek gerek.

Uzmandan dikkat çeken uyarı: "Dolara, borsaya ve banka hesabınıza dikkat!"


'DAHA FAZLA BİR ŞEY İSTEMİYORUM'

'Şimdi Türkiye'de özgürlük var mı?' diye sorsanız, ben 'Evet, var' derim. Türkiye'de birtakım yasalar var. Ben de bu yasalar çerçevesinde yaşıyorum ve bunun içinde özgürüm, kendimi de öyle hissediyorum. Daha fazla da bir şey istemiyorum zaten."

Sohbetin devamında Kalçık'ın yönelttiği bazı sorular ve Şeşen'in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

Telif hakları konusunda gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Telif konusunda uygulama ile ilgili sıkıntılar var. Altını çizerek söylüyorum, şu andaki telif yasası eser sahibinin tamamen lehine. Ancak bu yasayı doğru uygulayamıyorlar. Tek elden yürütülmesi gerekiyor. Birçok müzik meslek birliği var, bunlar kendi arasında çekişme yaşadığı için de eser sahipleri haklarını alamıyor. Telif haklarını takip eden kuruluşun bir tane olması gerekiyor. Ben yıllarca MESAM'da yönetimde görev aldım. İçeriden de biliyorum, telif konusunda bir şey yapamadık.

'HUKUKÇUYUM, YASALARI İYİ BİLİYORUM'

Hatta ikinci dönemimde 'Bu yönetim kurulunda hiçbir şey yapılamayacağına inandığım için istifa ediyorum' diye yazılı belgem var. Hem çekişmeler yaşanıyor hem de bilmiyorlar. Ben hukukçuyum, yasaları iyi biliyorum. Yasalar eser sahiplerinin lehine ama uygulanamıyor. Telif borçlusu olanlar, kurumlar paranın büyüğünü alıyor. Mesela MÜYAP, telif borçlusudur aslında. Mesela, Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) eser sahiplerinden telif hakları için hiçbir alacakları yokken eser sahiplerinden pay alıyor.

Bahçeli’nin danışmanından Cem Yılmaz’a ‘PKK’ tehdidi!


'BURHAN'LA KONUŞTUĞUMDA BANA GÜLDÜ'

MÜYORBİR Başkanı olan yeğeniniz Burhan Şeşen'e de bu konuyu ilettiniz mi?

Evet. Burhan ile konuştuğumda bana güldü. Yine söylüyorum, MÜYORBİR'in telif hakları konusunda hiçbir alacağı yok ama alıyor. MÜYORBİR telif borçlusudur. Ama onları telif alacaklısı gibi gösteriyorlar. Yanlış bu. Kuruluşunda yakın arkadaşım Ali Rıza Türker ile birlikte yer aldım MÜYORBİR'de. O zaman da söylemiştim, MÜYORBİR'in eser sahiplerinden pay almaması gerekiyor diye.

MÜYORBİR'in kuruluşu sırasında yapılan bir toplantıda 'Ben hâlâ bu kuruluşun neden olması gerektiğini anlamış değilim...' demiştim. Ali Rıza ile yakın ilişkimden dolayı böyle bir kuruluşun olmaması gerektiği konusunda çok ısrar edemedim. Ben de bu konuda yanlış yaptım.

Kaynak: Gerçek Gündem 

Editör: TE Bilişim