Kürtçe’nin pedagojiye ters düştüğünü iddia eden, Muharrem İnce’nin sığ kanaati önce Kürt halkının daha sonra da tüm Türkiye halklarının fonksiyonel olarak ufkunu açmıştır. Tıpkı bu hafta Ankara’nın göbeğinde, emeğini ve umudunu çöp konteynerlerinden bulan adama, ceza kesenler gibi. Kim bilir belki de intihar etmiştir. Yahut İstanbul Esenyurt’ta polislerin şiddetine maruz kalıp, yine aldığı ile yetinen kadına verilen adalet gibi. Veya tecavüzcü Musa Orhan’ı eleştirenlere reva edilen adalet gibi, ülkece ufkumuz, ufuğumuz genişlemiştir. Yıllarca kendileri için damıtılmış olan, suyu ikram ettiler siyaset ve rant ayağıyla. Hâl böyle olunca da, arka planda kalıyor merhamet ile insanın bileşenliği. Ve bu dezenformasyon da olanlar, militaristtir, türcüdür, rücucüdür, riyakardır, cinsiyetçidir.

Oysa ki; benim köyde yetiştirdiğim fıstık ağacım, amcamın beslediği hayvanlar, gölgesinde uzanıp serinlenen ağaçlar ve kaynağından içtiğim suyum ile üzerine bastığım toprağım, bu içtihatlarda olan insanlardan daha değerli ve kuvvetlidir. Hayatı yarım yamalak, eksik ve güdük olan insanların ufku daha münezzehtir. Eskiden dünya annelerin öldüğü bir yerdi. Şimdi ise her cumartesi günü tekrar dirildikleri yer olmuş. Bu saikle; Merhameti olan siyasetçi, ırkçılık yapmaz. Merhameti olan siyasetçi şiddet yanlısı olmaz.

Merhameti olan siyasetçi, yolsuzluk yapmaz. Ve merhameti olan insan, ağaç kesmez, hayvan katletmez, doğayı tahrip etmez, hayvan postunu lüks diye sırtına geçirmez. Merhameti olan, din ayrımı yapmaz. Merhameti olan, yeşil faşizm üreterek üniter devlet yapılanmasına girmez. Merhameti olan kişi, adaletin ağası olur. Adaletin ağası olan ise Ömer olur. Ömer olana ise yeryüzü cennet olur. Yerin yüzünü cennet eyleyene karşı ise Allah munis ve latif olur. Ama ne yazık ki tüm bu kanalları, Sedat Peker’den öğrenen binlerce insan var. ( Patron sizsiniz) Ve unutulmasın ki. Torununun hatırını tutup ’ta ayağa kalkan dedelerin hala var olduğunu...