MİR ALİ KOÇER / DİYARBAKIR

Gazete Emek- TSK operasyonlarının devam ettiği bugünlerde aynı zaman PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış cezaevi politikalarının kaldırılması için cezaevlerinde tutukluların açlık grevi eylemleri sürüyor. Diğer taraftan iktidarın Kürtlerle ilgili gündemleri bastırma çabasının söz konusu olduğu böyle bir ortamda, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Eş Başkanı Zeyyat Ceylan, değerledirmelerde bulundu. 

Ceylan, iktidarın sıkıştığı dönemlerde gündem değiştirme kabiliyetinin olduğunu ve bunu başarabildiğini söyledi. Buna karşı toplumun da kendi gündemlerini işletme gibi bir sorumluluklarının olduğunu belirten Ceylan, son 6 yıldır Kürtlere karşı geliştirilen saldırı konseptinin devam etmesinden toplumsal muhalefet güçlerinin kendi gündemlerini yaratmak zorunda olduklarını kaydetti.

“SALDIRILAR ETİK VE AHLAT DIŞIDIR”

Ceylan, şöyle devam etti:

 “Bugün dağ, dere ve tepeler bombalanarak Kürtlere karşı saldırılar sürüyor. Yine Kürt sorununu inkar ve imha etmeye dayalı da HDP’’ye yönelik saldırılar devam ediyor. Hatta olası seçim sürecine ilişkin de çok güçlü hazırlıklar içerisinde olduklarını da biliyoruz. O yüzden saldırıları gittikçe artıyor ve pervasızlaşıyor. Etik ve ahlak yerle yeksan olmuş durumda. Sizlerde takip etmişsinizdir, 83 yaşındaki bir Kürt dedesinin yürüyemez iken cezaevinde tutulması, yine annelerimize sokak ortasındaki saldırılar her gün yaşadığımız rutin saldırılar olmuş.”

“SAYIN ÖCALAN’IN ÖZGÜRLEŞMESİ GEREKİYOR”

Öcalan üzerinde uygulanan cezaevi politikalarına ve Kürt sorununun çözümünün önündeki engellere ilişkin de konuşan Ceylan, şunları söyledi:

“Kürtler ‘Uluslar arası komplo’ dediklerinde bu terimi rastgele kullanmadılar. Çünkü uluslar arası güçler Kürt sorununun çözümü istemediler. Haliyle Sayın Öcalan’ın şahsında Kürtlere komployu dayattılar. Bu çatışma, savaş ve halkların birbirlerini boğazlamaları anlamına geliyor. Onun için bizler ısrarla tecridin kırılması ve Sayın Öcalan’ın özgürleşmesi gerekiyor diyoruz. Çünkü Kürt sorunu savaş ve çatışma temelinde değil, barışçıl yol ve yöntemler temelinde çözelim istiyoruz. Biz Türkiye’yi demokratikleştirdiğimizi Kürt sorununun çözümü kolaylaştırmış olacağız. Tersine de Kürt sorununun barışçıl çözümü, Türkiye’nin demokratikleşmesini kolaylamış olacak. Bu da hem küresel hem de yerel çıkarcı güçleri rahatsız ediyor.”

“TUTSAKLAR BİREYSEL BİR SÜRECİ BAŞLATMADILAR”

Cezaevlerinde devam açlık grevlerinin dışarıda güçlü bir kamuoyu ile desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Ceylan, “Cezaevlerindeki tutsaklar kendi bireysel durumlarına ilişkin bu süreci başlatmış değiller. Onların aslında büyük ve onurlu barış derdi vardır. Bunun da tecrit ile ilişkisini güçlü bir şekilde ortaya koydukları için formülasyonu da çok iyi biliyorlar. Sayın Öcalan, küresel güçlerin Kürt sorunu ile ilgili dahiliyetlerini şöyle ifade ediyor; ‘Ne Türkiye devletinin bizi yenmesine ne de bizim başarmamıza izin veriyorlar’. Sürekli çatışma ve savaş halinde olmamızı istiyorlar. O yüzden tecridi ve Sayın Öcalan’ın pozisyonunu önemsiyoruz. Tutsaklar onun için bedenlerini açlığa yatırıyorlar. Dışarıdaki saldırıların bir benzeri içeride de yaşanıyor. Nasıl ki dışarıda pandemi fırsata çevrilip toplumsal duyarlığın önü kesiliyor ise zindan da aynısı söz konusudur” diye konuştu.

‘ŞAHADETLERİN ÖNÜNE GEÇMEK GEREKİR’

Tutukluların haklarının gasp edildiğini, pandemi kurallarının onlara dayatıldığını ancak aynı hassasiyetlerin gardiyan ve benzeri görevlilere uygulanmadığını aktaran Ceylan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Açlık grevi eylemlerinin başlamasıyla birlikte tutsaklar üzerindeki baskılar da artmaya başladı. Günlük yaşamlarında her şeylerine müdahale etme süreci söz konusudur. Ona rağmen açlık grevleri 180 günü aşmıştır. 2019 yılında da siyaset ve sivil toplum yeterince sürece hakim olamamalarından kaynaklı yine işin yükü tutsaklara yüklendi ve 9 insanımızı kaybettik. Hapishanelerden cenazeler çıktı. Oysa dışarıdakiler kendi üzerlerine düşen sorumluluklarına yerine getirmiş olsalardı belki şahadetlerin önüne geçebilirdik. O yüzden benzer bir durum ile karşılaşmamak için bu sürece cevap olmalıyız.”

Editör: TE Bilişim