FUAT BULUT/DİYARBAKIR

Gazete Emek- Diyarbakır’da hendek ve barikat olaylarından sonra büyük tahribat gören Sur’daki çocuklara yönelik çalışmalar yürüten Rengarenk Umutlar Derneği, “Suriçi’de Çocukların Oyun Hakkı” başlıklı önemli rapor yayınladı.

115 çocuk, 25 ebeveyn ve 5 muhtar ile yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan raporda, Sur’da çocukların son 10 yılda sosyal, kültürel ve sanatsal aktivitelerden mahrum kaldığı yer aldı.

SUR’DAKİ ÇOCUKLAR OYUN PARKLARINDAN MAHRUM

Gazete Emek’e konuşan raportörlerden Alper Yalçın, “Raporu hazırlamamızın amacı, yetişkinler tarafından en görmeden gelinen haklardan biri de çocukların oyun hakkı. Bu hak genel olarak kentsel planlamalarla da fazlasıyla ilişkili olan bir şey. Politik haklardan da değerlendirilebilecek bir husus değil ne yazık ki. Çocuk ve oyun her defasında yan yana getirilse de çocuğun gelişimi açısından oyunun ne kadar önemli olduğu bilinse dahi bu konuda yetişkinlerin yeterli sorumluluğu almadığını fark ettik. Oyun hakkını ne etkiler diye düşündüğümüz zaman 10 yıl geriye gitmemi gerekti ve 2009’da başlayan kentsel dönüşüm süreci ve sonrasında yaşanan savaş ile beraber aslında bu süreçlerdeki imar planlarını, belediyelerin faaliyet raporlarını (Daha çok Sur Belediyesi’nin) ve stratejik planlarını inceledik. Bir yandan çocukların oyun alanları AVM’ler ile birlikte genel olarak artarken, Sur’da kentsel planlamalar ile birlikte azaldığını gördük” dedi.

"AİLELER ARTIK KIZ ÇOCUKLARINI SOKAĞA DAHA AZ GÖNDERİYOR”

Hendek olaylarından sonra ilçede büyük göçler yaşandığını ve halkın daha da yoksullaştığını ifade eden Alper Yalçın, şöyle devam etti:

“Savaşla beraber daha da yoksullaşan halka baktığımız zaman Sur, git gide daha güvenilmez hale geldi. Örneğin aileler artık kız çocuklarını sokağa daha az yolluyorlar. Toplumsal cinsiyet bağlamında bir eşitsizlik de ortaya çıkıyor.  En önemli sonuçlardan bir tanesi. Ve çocuklar harabe yapıların içerisinde gidip oyun oynamaya başlıyorlar. Bu da çok büyük tehlike arz ediyor. Yetkilileri göreve davet ediyoruz. Suriçi’ndeki kentsel planlama nasıl ki diğer ilçelerde çocuklar oyun alanları gözetilerek yapılıyorsa buradaki çocuklar için de eşitlik çerçevesinde yapılmasını istiyoruz” dedi.

RAPORDAN ÇARPICI TESPİTLER

Rengarenk Umutlar Derneği, Suriçi’nde 2010-2020 yılları aralığını kapsayan dönemi mercek altına alarak, merkez ilçe belediyelerin çocuklara yönelik planlamalarını inceledi. Aynı zamanda çalışma kapsamında 115 çocukla anket, 25 ebeveynle mülakat, 5 muhtar ve 1 muhtar azasıyla görüşmeler gerçekleştirildi.

Raporda yer alan tespitler şöyle:

*İzleme çalışmasında elde edilen verilere göre Sur Belediyesi’nin stratejik planları incelendiğinde, planların oluşturma aşamasında çocuk katılımının önemsenmediği ve çocukların başta oyun alanları olmak üzere sosyal, kültürel ve sanatsal aktivitelere –özellikle Kayyım Belediyeciliğinde- yer vermediği ortaya çıkmıştır. Bu sonuç saha araştırmasında elde ettiğimiz bulgularla da desteklenmiştir.

*Suriçi bölgesi geniş bir alana sahip olmasına rağmen bölgenin tamamında sadece altı parkın olduğu ve bu parklardan sadece üçünün kullanılabilir durumda olduğu tespit edilmiştir.

*Çatışmalardan Sur sakinlerinin tamamı olumsuz etkilenmiştir. Ancak çocuklar, yaşları itibariyle yaşananları anlamlandırmakta zorlandıkları için en yoğun etkilenen sosyal grup olmuştur. Çatışma sebebiyle çocuklar yaşam hakları dâhil olmak üzere, birçok hak ihlaline maruz kalmıştır. Çatışma sürecinde ve sonrasında tahrip edilen yaşam alanları, okulları, zamanının önemli bir bölümünü geçirdikleri ve geleneksel oyun alanları olan sokaklar ve zaten çok sınırlı olan oyun parkları zarar görmüştür.

*Çocuklar, oyun alanlarının yetersiz sayıda olması, güvenlikli olmaması ve bakımsız olması gibi nedenlerle oyun parklarında çok fazla zaman geçirmemektedirler. Parklarda vakit geçiren çocuklar ise pek çok risk ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Suriçi bölgesinin 7 mahallesinde yaptığımız izleme çalışmasında çocukların oyun alanlarının niteliklerine dair acil olarak geliştirilmesi ve iyileştirilmesi gerekmektedir.  

*Çocuklar, oyun oynamak amacıyla alternatif olarak kullandıkları sokaklarda ise mahalle sakinleri tarafından azarlanmaktadırlar. Çocuklar hem evde hem de dışarıda/sokakta oyun oynayabilecekleri alanlarının yetişkinler tarafından sınırlandırılması, çocukları harabe yapıları kullanmaya mecbur bırakmaktadır. Yürütülen saha çalışmasında sıkça dillendirilen harabe yapılarda gerçekleştiği belirtilen vakalar, sadece çocukları değil tüm mahalle sakinlerini kaygılandırmaktadır. 2015-2016 yılları arasında gerçekleşen silahlı çatışmalar sonrasında artan metruk/harabe yapıların düzenlenmesi, denetlenmesi ve güvenliğinin sağlanması aciliyet arz etmektedir.

*Çatışma dönemlerinde yaşanan tanıklıklar ve sonrasında zırhlı araçların neden olduğu, pek çok çocuğun yaşamını kaybetmesiyle sonuçlanan ihlaller yaşanmıştır” denilen raporda, şu tespitler yer aldı: “Aynı zamanda güvenlik güçlerinden kaynaklı yaşanan çocuk hak ihlallerinin cezasızlıkla sonuçlanması da mahalle sakinlerini tedirgin etmektedir. Suriçi’de kamusal alanda çok fazla bulunan silahlı ve zırhlı araçların varlığı güvenlik duygusundan ziyade bir tehlike algısına dönüşmektedir. Bu nedenle silahlı ve zırhlı araçların alandan çekilmesi gerekmektedir.

*Kız çocuklarının aileleri tarafından sokağın güvenli olmadığı öne sürülerek oğlan çocuklarına kıyasla daha az sokağı kullandıkları görüldü. Engelli çocuklar ise, sokağın erişilebilir olmaması ve kendilerine hitap edecek oyun alanlarının olmaması nedeniyle bir yetişkinin refakati olmaksızın sokağa çıkamıyor. Suriye’den gelen göçmen çocuklar ise, parklarda diğer çocuklar tarafından ayrımcılığa maruz kalabiliyor...

*Yerel Yönetimlerin kent planlamalarındaki rolü nedeniyle, çocuk hakları bağlamında ödev ve sorumlulukları oldukça fazladır. Oyun hakkı ise, yetişkinler ve yükümlülük sahipleri tarafından en görmezden gelinen haklardan biridir. Valiliğin bu bağlamda sivil toplum örgütleri ile iş birliği yapması oldukça önemlidir. Medyanın çocukların oyun hakkını daha fazla gündemine alması ve bu konuda hak temelli bir farkındalığın oluşturulması, toplumsal algıyı belirlemek ile ilgili etkisi düşünüldüğünde önemli bir sorumluluktur. Bu nedenle medyanın da çocukların oyun hakkı ile ilgili içerik üretmesi ve hak temelli bir dil kullanması oldukça elzemdir.

Diyarbakır’da yer alan sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, meslek odalarının ve bağımsız araştırmacıların, çocukların oyun hakkını gündemlerine alması, çocukların hayatlarında en önemli haklardan biri olan oyun hakkına yönelik eşitsizliklere ve hak kayıplarına dair kamu otoritelerine sorumluluklarını hatırlatmak için baskı yaratması oldukça önemlidir.

Editör: TE Bilişim