Gazete Emek- Koca’nın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Salgın boyunca üzerimde çok ağır bir sorumluluk olsa da her durumda karşınıza çıkıp gelişmeleri sizlere zamanında ve açık bir şekilde iletmeye çalıştım. Karşınıza her çıktığımda umutla dinlediniz, destek oldunuz. Beni ailenizin ferdi olarak kabul ettiniz Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.

‘’SALGIN HER ALANDA BİZİ ETKİLEDİ’’

“Salgın hastalık ortaya çıkınca ülkemizde kendisini tüm dünya devletleri gibi karanlık bir tünelin içinde buldu. İlk günden beri bilimin ışığıyla o tüneli aydınlatmaya ve önümüzü görmeye çalıştık. Huzurlarınızda bir kez daha Bilim Kurulumuza bu konuda teşekkür etmek isterim.

Salgın her alanda bizi etkiledi. Toplantı düzenlemekten okul hayatımıza kadar. Bunlar sancılı değişiklik. Farkındayım. Tarih bu yılları büyük salgın yılları olarak geçirecek.

‘’GÜNLÜK VAKA SAYISINDA DÜŞÜŞ VAR’’

Günlük vaka sayılarımız ilk pik döneminde 80 binlerdeydi. Son günlerde İngiltere gibi ülkeler kontrolsüz vaka artışlarını virüsün mutasyonuna bağlayarak açıklamaya çalışmaktadır. Salgın gelişmiş olduğunu iddia eden, geri kalmış olduğunu sanılanı eşitledi. Ülkemizde de Ekim'in ikinci yarısından itibaren hızlı bir vaka artışı başgösterdi.

"Hastanelerimiz yoğun bakımlarımız yükü kaldırmada zorlanmaya başladı. Birçok ilde 100'de 100'e varan artış oldu. Yaygın genel tedbirler hayata geçirildi. Salgının seyrine göre illerimizde tek tek değerlendirme yapılarak yerel imkanların seferber edildiği, filyasyon ekip sayılarının arttırılması yanında, yaygın temaslı takibin yapıldığı bir dönemi yaşadık.

"Valilerimiz, il sağlık yöneticileriyle yaptığımız görüşmeleri kamuoyuyla paylaşmaya takip ettik. Günlük vaka sayılarında Gaziantep yüzde 66, Tekirdağ, Bursa, İzmir yüzde 60, Trabzon, Adana yüzde 50, Kayseri Kocaeli yüzde 45, Antalya'da yüzde 30, Mersin'de yüzde 30'a varan düşüşler sağlandı. İstanbul'da vaka sayısında önemli düşüş kaydedilirken, bu poliklinik başvurusuna yüzde 50, yoğun bakımda yüzde 20 yansıdı.

"İller düzeyinde bütün kaynakların hayata geçirilmesinde destek ve katkılarına sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ve valilerimize çok teşekkür ediyorum. İçişleri teşkilatımız salgının yönetiminde bize en önemli desteği veren görünmez kahramanlardır.

''DSÖ MUTASYONUN AŞI ÇALIŞMALARINI OLUMSUZ ETKİLEMEYECEĞİNİ AÇIKLADI''

İngiltere'deki kontrolsüz vaka artışı araştırılırken mutasyon görülmüştür. Virüs yayılsa da aşıyı etkilemeyecektir.Biz de gerekli tedbirleri vakit geçirmeden uyguladık. İngiltere bir mutasyon olduğunu ve bunun virüsün daha hızlı yayılmasına neden olduğunu ilan etti. Bu mutasyon Eylül ayından beri mevcut. Mutasyonun yayılma hızını artırması çarpan etkisi yapabilir ancak mutasyon ve varyasyonlar düzenli olarak taranmaktadır. Anlaşılan o ki İngiltere'deki kontrolsüz vaka artışının nedeni araştırırken mutasyon ilgililerin dikkatini çekmiştir. Mutasyonlar konusunda da düzenli incelemelerimiz hep devam etti, müsterih olunuz. Virüs daha hızlı bulaşsa da tedbirler yine en etkili silahımız. DSÖ de aşı çalışmalarını olumsuz etkilemeyeceğini açıkladı.

''AŞI TÜRK İNSANINDA ETKİLİ VE GÜVENİLİR''

Bugün en çok merak ettiğiniz konunun aşı olduğunu biliyorum. Her geçen gün aşıyla ilgili yeni ve eksik veya asılsız haberler yayılmaktadır. İnaktif aşı bilinen en kadim aşı yöntemidir. En basit ifadeyle, virüs uygun ortamlarda çoğaltıldıktan sonra öldürülerek onu tanıması için vücuda enjekte edilmesi yöntemidir. İnaktif aşılar çocukluk çağı aşılarında kullandığımız aşı türleridir. Bu daha önce tecrübe ettiğimiz ve faydasından emin olduğumuz bir yöntemdir, temel bir kaidedir. Ayrıca ülkemizde devam eden aşı çalışmalarından önde giden 3 tanesi inaktif aşılardır. Bu önemli ve değerlidir. En çok merak edilen konulardan biri de aşının ne zaman geleceği sorusu. Başından beri Türkiye'de klinik çalışması olan, kendi insanımızda etkisi gösterilmiş bir aşıyı kullanmak istediğimizi beyan ettik. İnaktif aşının ülkemizdeki Faz 3 klinik çalışması başarıyla sürmektedir. Vaka sayılarının yüksek olduğu günlerde çalışmamda çok hızlı sürmekteydi. Bu durumda ülkede çok vaka varken çalışma daha hızlı ilerlemektedir. Bu sonuçları elde etmeyi bekledik. Vaka sayıları aldığımız tedbirlerle hızla azalınca klinik çalışmada yavaşlamış oldu. Acil kullanım onayına temel teşkil edecek veriler, bağımsız değerlendirme kurumu tarafından değerlendirilerek iletilmiştir. Bilim Kurulumuzun değerlendirmeleriyle aşının ülkemizde kullanılması konusunda kendi insanımızda gösterdiği etkiden emin olduk. Aşının Türk insanında etkili ve güvenilir olduğundan eminiz. 

"Bu güzel haberi yeni bir haber ile süslemek isterim. Çin makamları da Türkiye'ye gönderilecek olan aşı dozları için onay işlemlerini tamamladılar. Üreticilerin deposunda bekleyen depolarımız pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor. Bir yılı çok yorucu ve yıpratıcı şekilde geçirdik. İnanıyorum ki bugün millet olarak bu darlık zamanından genişlik günlerine geçişimizin habercisi olacak. Bu güzel haberlerin milletimiz için, insanlık için hayırlara vesile olmasını dilerim.

''AŞILAR PAZARI PAZARTESİYE BAĞLAYAN GECE YOLA ÇIKIYOR''

Ülkemizde 2 aşı adayımız insan deneylerine ulaşmıştır. Tercih edilen aşının klinik sonuçlarını bekleyip harekete geçtik. Ülkede çok vaka varken çalışmamız hızlı ilerliyor. Aşılama programına başlamamız için veriler istendi. Aşı sonucu bize geldi. Aşının güvenilir olduğundan eminiz. Aşılar pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor.

''BİRİNCİ AŞAMADA 9 MİLYONA YAKIN KİŞİ AŞI OLACAK''


Aşılama çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Koca, "Öncelikle sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. Birinci aşamada 9 milyona yakın kişinin aşı olacağını söyleyebilirim. Şubat sonuna kadar elimizde olmasını sözleşme gereği düşündüğümüz 50 milyon aşı olması gerektiğini söylemiştim. Biz mümkün mertebe daha kısa bir zaman diliminde, en geç nisan olmak üzere, yaygın, ilk 2 hatta 3'üncü aşamada olan kişileri aşılamayı hedefliyoruz" açıklamasında bulundu. Aşının zorunlu tutulmayacağını aktaran Koca, Türkiye'nin her tarafında yaygın aşılama yapılabileceğini de belirtirken, "Günde 1,5 hatta 2 milyona kadar aşıyı yapma imkanımızın olduğunu söylemek istiyorum" dedi.

''AŞININ ZORUNLU OLARAK YAPILMASINDAN YANA DEĞİLİZ''

"Aşı zorunlu değil demiştim. Doğrusu aşının zorunlu olarak yapılmasından yana değiliz Bilim Kurulumuzla. Biz ikna ederek aşının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Vatandaşımıza yan etkileri en az olan, etkinliği fazla olan aşıya ikna edebilirsek herkesin olacağına inanıyorum. Kendim de sağlık çalışanlarıyla birlikte ilk aşıyı olan kişilerden biri olacağım.

''YERLİ AŞI İLE İLGİLİ YOĞUN BİR GAYRET İÇİNDEYİZ''

"Yerli aşıyla ilgili özellikle yoğun bir gayret içindeyiz. Yerli aşının, 5 tane ilave aşının insan çalışma safhasına geldiğini, bunlardan 3 tanesinin inaktif aşı olduğunu söylemiştim. Adenovirüs çalışması da ayrıca söz konusu. Gelecek ocak ayı içerisinde bunlar 1-2 tanesi daha Faz çalışmalarına geçmiş olur. İnaktif olan Faz 1 çalışmasını tamamlamış aşımızla ilgili 200 kişiyle Faz 2 yapılmış olacak. Gönüllülerin sağlık taramalarına başlandığını söyleyebilirim, önümüzdeki haftalar geçmiş olacağız.

''ŞU AN İNFLUENZA GÖRMÜYORUZ''

"Griple ilgili daha önce de konuşmuştuk, şu an influenzayı görmüyoruz. Daha görmüş değiliz. Vatandaşımızın tedirgin olmasına gerek yok. Tedbirlerin katkısı çok büyük. Ama onun dışında faktörler de var mı? O, bilim insanlarımızın söyleyeceği yaklaşımlar olur. İnfluenzanın çocukluk yaş grubunda görüldüğünü biliyoruz. Çocukluk döneminde influenza şu an yok. Halen çocuk polikliniklerinde hasta yoğunluğu yaşamıyoruz. Bu belki de ilk oluyor. Özellikle viral enfeksiyonların yoğun olduğu 4 ayda damlacık enfeksiyonlarıyla bulaşan enfeksiyonların azlığını bu anlamda ilk defa yaşamış oluyoruz.

"Grip aşısını biz riskli kişilere giderek her gün genişletiyoruz. Şu an 65 yaş üstünde olan herkesi aştık. Birçok vatandaşımız 'e-nabız'a bakarak bu anlamda uygun olup olmadığını görebilir. Elimizde 600 bine yakın halen aşımız var. Eczaneler üzerinden yapmaya da devam ediyoruz. Bu yıl daha şu aya kadar influenza yok."

''GÜNDE 2 MİLYON AZI YAPACAK İMKANIMIZ VAR''

Pazartesi gününden itibaren aşı olacak. 4 aşamalı bir strateji yapıldı. Şubat ayı sonuna kadar 50 milyon aşı olacak elimizde. Aşılamaya sağlık çalışanlarından başlayacağız. Günde 2 milyon aşıyı yapacak imkanımız var.

''MUTASYON İLE İLGİLİ ŞU AN YENİ BİR KISITLAMA DÜŞÜNMÜYORUZ''

Özellikle Temmuz, Ağustos hatta Eylül'den itibaren dünyada yer yer mutasyonların olduğunu, Türkiye'de de benzeri mutasyonların varlığını, bunların daha çok virülans üzerinde bir etkisi olmadığını, bulaştırıcılık üzerinde etkili olduğunu söylemiştik. Biz de ülke olarak yaygın biçimde mutasyon olup olmadığı analizlerini yapıyoruz. Burada İngiltere'de olan birden fazla mutasyonun bir arada görüldüğü ve bulaştırıcılığın özellikle daha fazla olduğu şeklinde. Bizim yaptığımız ön inceleme ve analizlerde buna benzer bir mutasyona rastlamadığımızı, önümüzdeki hafta tam genom analizi yaparak daha net bir şey söylemek mümkün. İngiltere, Danimarka ve Güney Afrika için bir kısıtlama söz konusu oldu. Şu an yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz. Bizim şu dönemde üzerinde durmamız gereken, virüsün mutasyonuyla birlikte bulaştırıcılığının arttığı, kapalı ortamlarda bir arada olmanın bu bulaştırıcılığın artışıyla birlikte daha riskli olduğunu söyleyebiliriz. Vatandaşımız kalabalık ortamdan uzak durmaya özellikle gayret edip, maske noktasında da hassasiyet göstermesi son derece önemli.

''ŞUBAT SONUNA KADAR ELİMİZDE 50 MİLYON AŞI OLACAK''

"Sinovac aşısı ilk planda 3 milyon olarak gelecek. Şubat ayı sonuna kadar 50 milyon gibi bir sözleşme yapıldı. 3 milyon ilk gelebilecek olan partinin pazartesi sabah Türkiye'de olabileceğini söyleyebilirim. Pfizer aşısı da mart sonuna kadar 4,5 milyon gibi planladık. Zannediyorum ocak ayında bunun 1 milyon veya 1,5 milyon gibi bir kısmı gelmiş olacak. Önümüzdeki haftalar bir takvimle netleştirerek Uğur Hoca bize bildirmiş olacak.

"Pfizer'le ilgili aşının fiyatının dünyada birçok ülkeye satılan fiyattan daha aşağıda olduğunu söyleyebilirim, firmanın bu anlamda açıklamasını istemediği için söylemiyorum. Dünyada satılan, bilinen fiyatlardan daha aşağıda olduğunu bilelim. Sinovac aşısı için de firmanın bunu açıklamamamızı, bu fiyatın diğer ülkelerde satılabilecek ve satılan rakamlardan da düşük olduğunu özellikle belirtmiş olalım. Biz dünyadan daha ucuza hem Sinovac, hem Pfizer aşısını almış olacağız. Bu aşıları alırken de direkt firmaların kendileriyle görüşmüş oluyoruz.

"Sözleşme gereği 11 Aralık'tan sonra Türkiye'ye gelmesi yazılıydı. Ayın 5'inden itibaren firmada depolarda bu aşı hazırdı. İzinlerin alınması bu gecikmeyi oluşturmuş oldu. Başka hiçbir sebep yok, bugün de bütün izinler tamamlandı.

Koca, açıklamalarının devamında sözü Prof. Dr. Serhat Ünal'a verdi. Ünal, faz 3 çalışmaları hakkında bilgi verdiği açıklamasında şunları kaydetti: 

‘’ÇİN AŞISININ ETKİLİLİĞİ YÜZDE 91’’

Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Serhat Ünal: Çin Sinovac şirketi tarafından üretilen aşının Faz 3 çalışmaları ülkemizde başlamıştı. Sonuçların ara değerlendirmeleri yapıldı. 9 bin 150 gönüllü tarandı, 7 bin 341 gönüllü katıldı. 3 bin 457 gönüllüye iki doz yapıldı. Aşının etkililiği yüzde 91, 25 olarak açıklandı.

-Çin'in SinoVac firması tarafından üretilen CoronaVac adlı inaktif virüs aşısı faz-3 çalışmaları 14 Eylül'de ülkemizde başlatıldı.

-900'dan fazla çalışmaya alınan kişinin güvenlik datası incelenip ikinci kısımda vatandaşlarımıza yapmaya başladık, o da 18 Kasım tarihidir.

-Yüzde 95 güven aralığı bu tür çalışmalarda standarttır. DSÖ bunun yüzde 50 olmasını yeterli görüyor. Yüzde 91 önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.

-Plasebo kolunda olan 26 vakanın 6'sı ciddi vaka olarak tedavi edildi. Buna karşılık aşı kolunda olan 3 kişi, 3'ü de sağlık personeli, bunların hiçbirinde bırakın hastaneye yatışı, bir vakada hafif bir burun akıntısı haricinde hiçbir semptom olmadı.

-Aşıyla ilgili bir arkadaşımızda hafif alerjik reaksiyon meydana geldi, o da anında tedavi edildi. Bunun dışında hiçbir ciddi yan etki görülmedi. Aşımız güvenli görünüyor.

İlk aşıda yorgunluk, baş ağrısı, lokal ağrı görüldü. Ciddi yan etki görülmedi.

Kaynak: T24

Editör: TE Bilişim