Gazete Emek-  DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Kocaeli İl Kongresi’nde konuştu. Konuşmasının sonlarına doğru eş zamanlı gerçekleşen Dersim İl Kongresi’ne bağlanan Babacan’ın Dersim ifadesi dikkat çekerken, “Alevi vatandaşlarımızın başta Cemevlerine ilişkin talepleri olmak üzere inanç, düşünce ve davranış temelinde birikmiş sorunlarının çözümü için gerekli her türlü adımı atacağız” dedi.

Partisinin eş zamanlı il kongrelerine katılan Babacan, salgının yayılmasının sorumluluğunun yurttaşlara ve bilim kuruluna kesildiğini söyledi. Konuşmasında Dersim ifadesini kullanan Babacan, Cemevleri de dahil olmak üzere Alevilerin sorunlarının çözüleceğini söyledi. Babacan’ın gündeminde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Kanal İstanbul projesinin maliyeti vardı.

‘CANIYLA UĞRAŞAN VATANDAŞIMIZ, ÖLÜRKEN BİLE SUÇLU’

Babacan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

Demiştim ki “Lütfen ‘Biz elimizden geleni yaptık, halkımıza söz dinletemedik’ demeyin.” Bunu da dediler. Hatta dün sayın Erdoğan “Sorumluluk Bilim Kurulunda. Vatandaşlarımız da önlemlere uymuyor” dedi. Faturayı; rapor bile tutamayan, vaka sayıları kendilerinden gizlenen, konunun tüm uzmanlarının yeterli oranda temsil edilmediği Bilim Kurulu’na kesti. Peşinden de vatandaşa. Salgınla mücadelede gerçekleri gizleyen, yeterli önlem almayan, kendileri değilmiş gibi önce Bilim Kurulu’nu, peşinden de vatandaşı suçluyorlar. Canıyla uğraşan vatandaşımız, ölürken bile suçlu.

‘KARARI BİLİM KURULU MU YOKSA SİZ Mİ VERDİNİZ?’

Yaygın bir şekilde tarama testi yapmıyorsunuz. Hastayla yakın temas edenlerde semptom yoksa test yapmıyorsunuz. Şehirlerin farklı noktalarına, hastanelerden bağımsız test istasyonları kurun dedik, kurmadınız. 1 Haziran’dan sonra önlemleri iyice gevşettiniz, bunun kararını kim verdi? Bunların kararını Bilim Kurulu mu verdi, vatandaş mı verdi yoksa siz mi verdiniz?

‘ALINMAYAN TÜM ÖNLEMLERDEN KİMİN SORUMLU OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR’

Bu sistemde ilgili bakan bile karar veremiyor. Bakanlar kendi alanlarındaki konularda konuşurken “Sayın Cumhurbaşkanının talimatlarıyla” diye söze başlıyor. Daha ilk zamanlarda sokağa çıkma sınırlandırılması ile ilgili krizi hatırlayın. Bir bakan “sınırlandırma var” dedi, diğeri “yok” dedi. En son yine Cumhurbaşkanının talimatını beklediler. Bu salgına karşı alınmayan tüm önlemlerden kimin sorumlu olduğunu herkes biliyor. Kimse suçu kendilerinden dahi bilgi gizlenen Bilim Kuruluna, hele hele vatandaşımıza atmasın.

‘ÖTEKİLEŞTİRME HİSSİ DOĞURAN TÜM UYGULAMALARA SON VERECEĞİZ’

Dersimli dostlarımın huzurunda sesleniyorum. En yakın zamanda Dersim’e geleceğiz, Munzur Gözeleri’nde sizlerle çay içeceğiz. Geçmişte yaşanan olayları çok iyi biliyoruz ve acıları paylaşıyoruz. Yarınlarımızı birlikte inşa edeceğiz. Tüm vatandaşlarımızın, inançlarının gereğini korkusuzca ve huzurla yaşayabilecekleri özgür bir ortamı oluşturacağız. Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalara son vereceğiz. Alevi vatandaşlarımızın başta Cemevlerine ilişkin talepleri olmak üzere inanç, düşünce ve davranış temelinde birikmiş sorunlarının çözümü için gerekli her türlü adımı atacağız.

‘BÜYÜK ORTAĞIN İÇ İŞLERİNİ KÜÇÜK ORTAK YÖNETİYOR’

 “Milli irade" diyenler, milletin iradesini bir hiç yaptılar. Grup Başkanvekilleri “Biz bir hiçiz" diyor. Yüzde 1 bile oy alamayan, 28 Şubat karanlığının destekçisi bir şahıs da “Fikirlerim iktidarda" diyor. Ülkemizi de yüzde 10 oy almış bir genel başkan, diğer küçük ortak yönetiyor. Daha da şaşırtıcı olanı, büyük ortağın iç işlerini de küçük ortak yönetiyor. Türkiye siyasi tarihinde görmediğimiz manzaralara şahit oluyoruz.

‘KANAL İSTANBUL DİPSİZ KUYU’

17 Ağustos 1999’da deprem gerçeğiyle en ağır yüzleşmeyi Kocaeli’nde yaşadık. Kaynaklarımızı Kanal İstanbul gibi dipsiz bir kuyuda, ranta dönüştürmek isteyenler, en azından Kocaeli’ndeki 1500 konutun iyileştirilmesine neden kaynak bulamazlar? İlgili bakan, iki yıl evvel, dönüştürülmesi gereken 6,7 milyon konut bulunduğunu açıklamıştı. Aradan iki yıl geçti, maalesef en son İzmir depremini yaşadık. Ardından sayın Erdoğan çıkıp yenilenmesi gereken bina sayısını açıkladı. Kaç açıkladı? 6,7 milyon. Aynı sayıyı açıkladı. Yahu ne yaptınız siz iki yılda

Kaynak: Artı Gerçek 

Editör: TE Bilişim