Gazete Emek- AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Dolmabahçe Ofisi'nden canlı bağlantı ile katıldığı Malatya Çevre Yolu 1. Kısım Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, yoksulluk ve ekonomik kriz karşısında vatandaşlardan "sabır" istemişti. Erdoğan, "Türkiye uluslarası alanda itibarını arttırmış, içeride hayat pahalılığı ile mücadelede daha hızlı adımlarla yürümeye başlayacaktır. Milletimizden sabırlı olmasını, bize güvenmesini istiyorum." diye konuşmuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarına benzer bir açıklama da bugün Bahçeli'den geldi. Meclis'te partililere seslenen MHP lideri Bahçeli, "Bugünkü şartlarda enflasyon artmış olabilir, hayat pahalılığından şikâyet ve sızlanmalar da görülebilir ama bunların hepsi geçicidir. Daha huzurlu günlere ulaşmak için sabırla, metanetle tarihi yolculuğumuza devamdan başka seçeneğimiz yoktur." dedi. 

AKILLARA ERSOY GELDİ

Öte yandan MHP Kayseri Milletvekili Mustafa Baki Ersoy, "Açıklanan rakamların üzerinde enflasyon oranları var. Zamlar bu milletin belini büküyor. Bunlar gerçek. Bunları görmemezlikten gelemeyiz. Bunları konuşmamız gerekiyor. Bunları yok sayamayız. Bir şey yok saydığınızda problem ortadan kalkmıyor ve bu tepkiyi getiriyor" demecinin ardından partisinden ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilmişti. MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Öztürk konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Kayseri milletvekili olan Mustafa Baki Ersoy, tüzüğümüz uyarınca tedbirli olarak, parti üyeliğinden 'kesin çıkarma cezası' ile tecziyesi için Merkez Disiplin Kurulumuza sevk edilmiş olup, parti üyesi hakkında disiplin işlemleri başlatılmıştır" demişti. 

ANKET ŞİRKETLERİNİ HEDEF ALDI

Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

Dün haklıydık, bugün haklıyız, yarın da haklı çıkacağız, MHP barajlarla sınırlanamaz.

Kamuoyu nezdinde partimizin eridiğini, gerilediğini yazan, çizen, açıklayan kokuşmuş araştırma şirketleri, alayınıza soruyorum, siz anketleri yaparken CHP Genel Merkezi’nde mi dolaşıyorsunuz, Kandil’de mi geziyorsunuz?

Bir ara bizim denizimizde yaşayıp şimdilerde kendi yapay dereleriyle övünenlerin, merhum Türkeş beyi ağızlarına almaya ne hakları ne vefaları yetecektir.

2023 Haziran ayında sokağa çıkacak gücünüz dahi olmayacaktır. Bizi bilmek ve öğrenmek isteyenler aziz milletimizin iradesine bakarak görebilecektir.

Hiç kimse yalan anketlerle bize ayar veremez, gözümüzü korkutamaz. Biz kendimizden eminiz.

Durduğumuz yer, baktığımız yer doğrudur. Bayrak düşmesin, ezan dinmesin, vatan bölünmesin diyerek koyun koyuna yatan şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. MHP, bugün çok daha güçlü, çok daha tesirli, şuurludur, gelecek Allah’ın izniyle Cumhur İttifakı ile birlikte MHP’dedir.

RUSYA-UKRAYNA AÇIKLAMASI

Öyle bir dönemdeyiz ki kara propangadalar çatışmaların önündedir. Savaşların yönünü tayin edecek düzeydedir. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta bunu çok açık görmek mümkündür.

Son günlerde Ukrayna’nın Buça şehrinde yaşandığı iddia edilen sivil ve masum insanların katledilmesine ilişkin haberlerin sağanak halinde gündeme yansıması her açından incelenmeye muhtaç bir meseledir.

Buça'da gerçekten sivil bir katliam yapılıp yapılmadığına dair ilişkin bir görüş paylaşmamız şu an için mümkün değildir.

Katliam iddialarının İstanbul’da kurulan müzakere masasından sonra gündeme taşınması, ya bir tesadüf ya da kahredici bir tezgâhtır.

Yaygınlaşan komplolara rağmen Türkiye barışın yanındadır. CHP’nin ne dediği, İP’in ne üfürdüğü, diğer zillet partilerinin hangi yalanlara başvurduğu önemsizdir.

Rusya ile Ukrayna arasında sertleşen krizin devamını arzulayan ülkelerin demokrasi iddiaları defoludur. Ateşkes ve barış özlemlerinin fiile geçmesinin Türkiye haricinde hiçbir ülkenin yanaşmadığı somut delillerle ortadadır. Rusya’nın doğal gaz satışında dost olmayan ülkelere karşı ruble kozunu masaya koymasını küresel siyasi, ticari, ekonomik faaliyetlerin yeni baştan ele alınma sürecini de hızlandıracaktır. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır.

Buça hadisesinden sonra müzakerelerin nasıl sürdürüleceği kısa sürede anlaşılacaktır. Putin ile Zelenski’nin İstanbul ya da Ankara’da, bir araya gelip el uzatmaları, bu savaşa son vermeleri mutlak beklentileridir.

Bu savaşın kaybedeni öncelikle Ukrayna, sonra da Rusya ve bu ülkelerin halklarıdır. Müttefik sandığımız ülkelerin aynı anda nalına ve mıhına vurmaları utanç vericidir. AB’nin savunma ve güvenlik alanında gelişmesi, karar almasında operasyonel rehber niteliği taşıyacak stratejik pusula isimli belge, dış ilişkiler konseyinde onaylanmıştır.

"YENİ DÜNYA DÜZENİNDE TÜRKİYE HOR GÖRÜLEMEZ"

Türkiye’nin direnci ve diri tutumu olmadan Avrupa güvende olamaz, güvenceye ulaşamaz. Yeni bir dünya düzeni kurulacaksa Türkiye ve Türk mileti hor görülemez, rencide edilemez. AB’nin vizyon eksikliği, stratejik iflası, diplomasi başarısızlığı kendi kendini yiyen bir organizmaya dönüştüğüne çok açık bir işarettir. Türkiye ne Doğu’dan ne de Batı’dan kopacak bir ülkedir.

Dünya dünya olur ama dünya Türksüz olamaz. Bir başka ele alınması gereken siyasi gelişme Macaristan’da yaşanmıştır. Başbakan Orban liderliğinde kurulmuş ittifak, muhalif 6 partinin ittifakını ters köşeye yatırmış, AB’nin engellerini aşma becerisini göstermiş ve 4. defa seçimlerde zafer kazanmıştır.

Dış desteklerin işe yaramadığı, başkalarına kurşun askerlik yapanların sonunun iyi olmadığı Macaristan örneğiyle bir kez daha anlaşılmıştır. Ümit ve temenni ederim ki içimize yuvalanan zillet ittifakının Macaristan’a bakıp sonuç çıkarması ve ders almasıdır.

Türkiye’nin geleceğini iş birlikçiler değil iffet, ilke ve irade sahibi Cumhur İttifakı tayin edecektir.

"ENFLASYON ARTMIŞ OLABİLİR; HEPSİ GEÇİCİ"

Bugünkü şartlarda enflasyon artmış olabilir, hayat pahalılığından şikâyet ve sızlanmalar da görülebilir ama bunların hepsi geçicidir. Daha huzurlu günlere ulaşmak için sabırla, metanetle tarihi yolculuğumuza devamdan başka seçeneğimiz yoktur.

Kovid-19’un yaraları henüz sarılmamıştır. Salgının neden olduğu tıkanmalar henüz açılmamıştır. Dünya çapında makroekonomik dengeleri istikrarlı hiçbir ülke, hiçbir devlet de yoktur. Beşeriyete musallat olan hastalık bütün beklentileri bozmuş, bütün dengeleri sarsmış, bütün hedefleri kesintiye uğratmıştır.

Çünkü insan ve toplum sağlığının müdafaası için her devlet imkanları nispetinde seferber olmuş, kaynaklar bu uğurda harcanmıştır. Salgın geçti geçiyor derken, 24 Şubat’tan itibaren Rusya ile Ukrayna’nın savaşı enerji ve gıda güvenliğini zedelemiş, bundan mütevellit zincirleme sorunlar bütün coğrafyaları sarmıştır.

Objektif bir şekilde diyebiliriz ki, ülkemiz ve tüm dünya benzerine çok az rastlanan bir sınavdan geçmektedir. Bunu görmeden, buna dikkat etmeden, Türkiye ekonomisiyle ilgili felaket tamtamları çalmak; bittik, tükendik, iflas ettik, perişan olduk masalları anlatmak sorumlu bir tavrın alameti olarak değerlendirilemez.

"BUGÜN ELİMİZDE YOKSA YARIN OLACAĞINA İNANIRIZ"

Hiç kimsenin mağdur olmasını istemeyiz. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmasına göz yumamayız. Allah nimetin kefilidir, bugün elimizde yoksa, yarın olacağına inanırız.

Ancak pirenin deve yapılmasına, bir kaşık suda fırtınalar koparılmasına asla duyarsız, asla ilgisiz kalmayız, kalamayız.

Unutmayalım ki, insan kemale erdikçe tavır ve davranışlarında sükûnete ulaşacak, bu da hüsnü tabiatını gösterecektir.

Boşa sallayıp dolu tutmanın merak ve arayışında olanlar suizan içindedir ve zillet çarkına kapılmışlardır.

KDV indirimlerine rağmen hala fiyat etiketlerini indirmeyenler insafsızlığın ve izansızlığın pençesindedir.

Stokçuluk kanalıyla cebini ve cüzdanını düşünenler ülkesine ve milletine nankörlük ve namertlik yapan fırsatçılardır.

Bizim fırsatçılığı, karaborsacılığı geçim kapısı görenler değil faziletli duruşa ve basirete sahip olanlar baş tacımızdır.

Çıkan enflasyon elbirliğiyle indirilecektir, dün yaptık, gene yaparız. Hayat pahalılığının üstesinden milli birlik ve dayanışma ruhuyla geliriz.

CHP’nin, İP’in ve diğer güdümlü zillet partilerinin küresel ekonomideki sarsıntıların Türkiye’ye yansımasından rant devşirme gayesi ve bunu istismar etme hırsları hastalıklı bir siyasettir.

Türk milleti hangi geceyi görmüştür de sabahına çıkamamıştır? Türkiye hangi sorunlara muhatap olmuştur da bunu çözme feraseti sergileyememiştir?

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu haksız ve hayasız eleştiriden başka bugüne kadar ne yapabilmiş, hangi yaraya merhem olabilmiş, taş üstüne taşı ne zaman koyabilmiştir?

Acıda yoklar, tasada yoklar, sevinçte yoklar, mücadelede yoklar, fedakarlıkta yoklar, ahlakta yoklar, millikte yoklar, Türkiye’nin hak ve çıkarlarını savunmakta hiç yoklar.

Ancak yalan oldu mu varlar, talan oldu mu yarıştılar, iftira oldu mu meydandalar, sahtelik ve yüzsüzlük oldu mu rekor üstüne rekor kırarlar.

Bakarsınız Kobani’ye selam salarlar, bakarsınız PKK/YPG’ye arka çıkarlar, sonra da dönüp biz Kuvayı Milliye’yiz deyip kafalarına geçirdikleri kalpakla fotoğraf verirler.

Bu zillet taifesine sesleniyorum, kalpak da taksanız, fistan da giyseniz, masaya da otursanız sizi bekleyen akıbetten, sizin yolunuzu gözleyen mağlubiyetten kurtulamayacaksınız.

Cumhurun iradesinden asla kaçamayacaksınız. CHP’si, İP’i, HDP’si ve alayı birden Sorosçu Kavala’yla yatıp kalkıyorlar, terörist Demirtaş’ı cezaevinden çıkarmayı planlıyorlar.

Teröristi serbest bırakacağız diyen Kılıçdaroğlu, sorarım sana, gazileri içeri mi tıkacaksın? Şehitlerimizin kemiklerini mi sızlatacaksın? Terörle mücadeleyi mi keseceksin?

Türkiye’yi peşinde sürüklendiğin küresel siyaset ve cinayet baronlarına peşkeş mi çekeceksin?

Sayın Kılıçdaroğlu, sen aslında çift kişiliksin, birincisi karanlıkta uyanık, ikincisi de aydınlıkta gafilsin.

CHP, HDP ile can ciğer kuzu sarması, aynı yumurta ikizidir.

Terörist Demirtaş bunların ortak paydasıdır. Aysel Tuğluk değildir. 

Ne tuhaftır ki, İP’in başkanı da terörist Demirtaş ile Sorosçu Kavala’nın hukuki süreçlerini şaibeli olarak görüyormuş.

Bir teröristin, bir ajanın cezaevinde olmasını, dolambaçlı yollarla adalet ve hukukun olmadığına yormuş.

Dokunulmazlığı kaldırılan HDP’li bir milletvekilinin yasa dışı yollardan Suriye’ye geçtiği, terörist arkadaşlarına sığındığı, buna da hiç kimseden ses çıkmadığı anlaşılmaktadır.

CHP kuzuların sessizliğine gömülmüştür. İP deseniz, o zaten üç maymunu oynamakla meşguldür.

Hukuken ve ne acıdır ki, TBMM üyesi olan bir şahsın terör örgütüne doğrudan katılması üzerine yapılması gereken ilk iş, bu kadının milletvekilliğinin derhal düşürülmesidir.

Biz TBMM’de terörist ve terör örgütü sempatizanı görmek, seslerini duymak, aynı havayı teneffüs etmek istemiyoruz.

Bir tarafta milletvekili maaşı alıp, diğer tarafta terör kamplarına kaçmak hainliktir.

Sayın Kılıçdaroğlu neyi bekliyorsun, neden susuyorsun, haydi bunu da eleştir?

Mertsen bu rezalete de tepki göster? Sadece dokunulmazlığı kaldırılmış bir milletvekilinin PKK/YPG’nin arasında ne aradığını, ne yaptığını, Suriye’ye nasıl geçtiğini yürekliysen sor, adamsan üstüne git?

Bu vatanın ekmeğini yiyip devletten maaş alanların düşman saflarına irtica etmeleri, buna destek verilmesi, bu kepazeliğe göz yumulması şerefsizlik değildir de nedir?

Siyasi dolandırıcılığın, siyaset kalpazanlığının hakim olduğu bir düzende, gerçeği haykırmak, maskeleri indirmek iftihar edeceğimiz Ülkücü bir erdemdir.

Islanmışın yağmurdan pervası olmaz. İhanetin de milli duruşun karşısında ayakta kalması söz konusu olamaz. Türkiye işin aslında siyaset vasıtasıyla çok ciddi bir tehdit altındadır. Tehdidin adı zillet ittifakıdır. Tehdidin bileşenleri, CHP, İP, HDP ve diğer vagon partilerdir.

2023 yılının Haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi’nde doğru ile yanlış, hak ile batıl, sadakat ile sahtelik, millet ile zillet, istiklal ile ihanet arasında bir tercih yapılacaktır.

İnanıyorum ki, Türk milleti zillete Türkiye’nin kaç bucak olduğunu gösterecektir.

İnanıyorum ki, geliyor gelmekte olanlar tantanasıyla avunanlar, siyaset çöplüğüne atılacaktır.

İnanıyorum ki, kazanan Türkiye olacak, zafer Türk milletinin hanesine yazılacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 2023 çağrısı açıktır ve şunlardır:

Yeni sistem, güçlü siyaset, milli destek, kutlu emanet; gönüllerde fütüvvet, siyasette müessiriyet, saygıda mecburiyet, sevgide mazhariyet, ekonomide hakkaniyet, mücadelede celadet, terörde mahkûmiyet, zorluklarda mukavemet, diyaloglarda hususiyet, bekada ebediyet, dünyada mevcudiyet, millette memnuniyet, ülkede mensubiyet, insanda meftuniyet, devlette muzafferiyet, zillette mağlubiyet, sandıkta ekseriyet, Cumhur İttifakı’nda da muvaffakiyettir.


 

Kaynak: BirGün 

Editör: TE Bilişim