Gazete Emek- CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, daha önce Baro Başkanlığı da yaptığı memleketi Diyarbakır'da basın açıklaması yaptı.
Genel başkanlarından yürüyüşün selamını getirdiğini söyleyen Tanrıkulu, “Bu yürüyüş 80 milyon içindir. Hak ve özgürlükleri askıya alınmış bütün yurttaşlar içindir. Sadece cezaevinde olan seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları için değil bir şekilde AKP’nin zulmüne maruz kalmış bütün yurttaşlarımız içindir. Bu nedenle de Diyarbakır’dan da dayanışma, birliktelik ve yan yana durma çağrısı yapıyorum” dedi.
Devam eden OHAL uygulamalarına tepki gösteren Tanrıkulu, “OHAL demek kendi otokratik yönetimlerini sağlamlaştırmaktır. Tek adam yönetimini Türkiye’de egemen kılma anlayışı ile hareket ediyorlar. Bununla da Türkiye’de vesayetçi bir rejim kurma amacındalar. Ama bunu hep beraber boşa çıkaracağız. Türkiye’yi kendi demokrasisi ile barışı ile kavuşturacağız” diye konuştu.
Kamudan ihraç edildikleri için başlattıkları açlık grevini cezaevinde sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna dikkat çeken Tanrıkulu, “İnsanlar durduk yere ihraç edildi ama bir yere başvuramıyor ki. Yargıya talimat verdiniz. Hukuk yolları kapandı. 2 öğretim görevlisi hiçbir şiddete başvurmadan haklarını aramak için eyleme başladılar. Ama siz yine talimat verdiniz ve bunları tutukladınız. Yarın ne olacakları belli değil. Ölümün sınırındalar. İnsanları ölüme gönderen bir iktidar anlayışı ile karşı karşıyayız” diye belirtti.
HDP'ye teşekkür etti
HDP’nin devam eden adalet yürüyüşüne ilişkin değerlendirmelerini değerli bulduklarını dile getiren Tanrıkulu, şunları söyledi: “Yapılan bütün açıklamalarda yürüyüşün adalet talebi ile olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini belirttiler. Kendilerine teşekkür ederim. Evet bu yürüyüş bardağı taşıran son damla olarak Enis Berberoğlu’nun tutuklanması ile başladı. Berberoğlu son damla olmuştur ama öncesinden de bu bardak doluydu. Bu yürüyüş o bardağın içindeki herkes içindir. Tutuklanan tüm milletvekilleri ile eşbaşkanlar da, belediye başkanları ile ilgilidir. Yolumuz uzun İstanbul’da son bulacak. Burada büyük bir buluşma olacak. Herkesi siyasi kimliğinden bağımsız bir şekilde oraya bekliyoruz.”
