Gazete Emek- CHP Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, AİHM’in Selahattin Demirtaş kararına ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, Demirtaş’ın tutukluluğunun her ne şekilde olursa olsun devamının Mahkeme’nin kararına riayet yükümlülüğünün ihlaline neden olacağı belirtiliyor.

CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa Komisyonu Üyesi Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin bir rapor hazırladı.

Rapor; “Olaylar”, “Şikayetler, Usul ve Mahkemenin Kompozisyonu” ve “Mahkemenin Kararı” başlıklarından oluşuyor.

“Olaylar” kısmında Demirtaş’ın hakkında açılmış davalara konu olan suçlama ve duruşma seyirleri detayları ile ele alınıyor.

Demirtaş’ın 17 Kasım 2016 ve 29 Mayıs 2018’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunduğunun, bunardan ilkinin reddedilip, ikincisinin halen karara bağlanmadığının hatırlatıldığı raporda “Şikayetler, Usul ve Mahkemenin Kompozisyonu” bölümü altında de Halkların Demokratik Partisi’nin eski eş genel başkanının AİHM’e yaptığı başvuruya değiniliyor.

AİHM’in kararının değerlendirildiği raporun son kısmında ise mahkemenin gözlem ve değerlendirmeleri aktarılıyor.

Kaboğlu raporunda, AİHM’in “ulusal mahkemelerce öne sürülen gerekçelerin, Demirtaş’ın tutukluluğunun süresini haklı kılacak yeterlilikte olmadığını” ifade ettiğini belirtiyor.

Demirtaş kararında AİHM, Türkiye’ye karşı ilk kez 18. maddeden ihlal bulmuştu. Raporda 18. maddenin ihlali de detaylarıyla anlatılıyor:

(…)Demirtaş hakkında çeşitli cezai soruşturmalar senelerdir sürmekteyse de, dokunulmazlığının kaldırılması girişimini beraberinde getirecek olan “çözüm süreci”nin sona erdirilmesine kadar bu konuda kayda değer bir adım atılmamıştı.

Uluslararası gözlemcilerin rapor ve görüşleri ve özellikle de İnsan Hakları Komiseri’nin gözlemleri, Türkiye’de son yıllarda siyasal atmosferdeki gerilimin, ulusal mahkemelerin kararlarını etkileyebilecek bir ortam yarattığına, bunun özellikle de olağanüstü hal döneminde böyle olduğuna işaret etmektedir. Yargı makamları; Demirtaş’a ve HDP’li diğer vekillere ve seçilmiş belediye başkanlarına ve genel olarak farklı görüşleri ifade edenlere karşı sert tutum sergilemektedir.

Mahkeme gözlemlemektedir ki Demirtaş, kendisini, hak ihlallerinin bireysel mağduru olarak görmemektedir fakat siyasal muhalefetin liderlerinden biri olması nedeniyle özgürlüğünden alıkonulduğunu ifade etmektedir. Bu açıdan Mahkeme, tehdit altında olanın sadece Demirtaş’ın birey olarak temel hak ve özgürlükleri değil, fakat demokratik sistemin kendisi olduğunu düşünmektedir.

Demirtaş’ın, özellikle iki kritik seçim kampanyası (referandum ve cumhurbaşkanı seçimi kampanyaları) süresince alıkonulmasının, demokratik toplum anlayışının özünde yer alan çoğulculuğu boğmak ve siyasal tartışma özgürlüğünü sınırlamak baskın amacını taşıdığı, her türlü kuşkudan uzaktır. Madde 5/3 ile bağlantılı şekilde Madde 18 ihlal edilmiştir.

Raporda, “Demirtaş’ın tutukluluğunun her ne şekilde olursa olsun devamı, Sözleşme’nin 5/3 ve 18. maddelerinin ihlalini uzatacak ve taraf devletin, Mahkeme’nin kararına riayet yükümlülüğünün ihlaline neden olacaktır” belirlemesinde bulunuluyor.

Raporun sonunda da mahkemenin diğer maddelerin ihlaline dair incelemeleri ile Demirtaş’a ödenmesine karar verilen Türkiye’nin mahkum edildiği tazminata dair bilgiler yer alıyor.


Kaynak: Cumhuriyet

Editör: TE Bilişim