Gazete Emek-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de yapılan adalet şurasında konuştu. "UYAP'ı (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) FETÖ'cülere kaptırdıklarını belirten Erdoğan, "Oradan da en büyük zulmü icra ettiler" dedi.

Erdoğan'ın Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Adalet Şûrası’nda yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:

30’a yakın farklı disiplinden bilim ve alan insanının görüşleriyle, tenkitleri ve teklifleriyle yer alacakları şuramızın hepimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şuranın düzenlenmesinde emeği geçecek herkese şükranlarımı sunuyorum.

'ALLAH ADİL OLANLARI SEVER'

Bizim medeniyetimiz adalet üzre kurulmuştur. Devleti yönetenlerin birinci vazifesi adaleti sağlamaktır. Nitekim yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de “Allah adaleti ve ihsanı ve yakınlara yardım etmeyi emreder” buyuruyor. Her Cuma bunu, Cuma hutbesinde hoca efendi okur. Bir gün adaletle hükmetmeyi, bir yıllık nafile ibadetten üstün gören peygamber efendimiz, “Allah adil olanları sever” buyuruyor.

'KENDİ TARİHİMİZDE DE ADALETLE DAVRANAN DEVLET ADAMLARININ HAYIRLA YAD EDİLDİĞİNİ GÖRÜRÜZ'

Dolayısıyla dinimizin biz inananlara yüklediği en önemli sorumluluklardan biri de adaletle davranmaktır. Batı ülkelerindeki özgürlük ve demokrasi arayışlarına baktığımızda hepsinin de adalet temelli olarak ortaya çıktığını ve geliştiğini görürüz. Kendi tarihimizde de adaletle davranan devlet adamlarının hayırla yad edildiğini görürüz. Selçuklu ve Osmanlı döneminin adalet kurumları çağlarının çok ötesinde bir anlayışı ifade ediyordu. Eğer bugün 600 yıl çok geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş Osmanlı ile ilgili yüzümüzü kızartacak en küçük bir olumsuzluk yoksa bunun sebebi devletin adalet üzre yönetilmiş olmasıdır.


'HUKUK BAŞKADIR, KANUN BAŞKADIR, ADALET BAŞKADIR'


Bugün Osmanlı’nın çekildiği coğrafyalarda yaşanan acılar, zulümler, katliamlar, insanlık suçları hep adaletsizliğin eseridir. Tabi burada bir gerçeği altını çizerek tespit etmemiz lazım. Hukuk başkadır, kanun başkadır, adalet başkadır. Adaletin tesisine hizmet etmeyen hukuk da kanun da toplum nezdinde hükümsüzdür. Kağıt üzerinde kalan kanunların ne anlama geldiğini en iyi siz hukukçular bilirsiniz. Ülkemizde uzun dönem kağıt üzerinde hukuk dönemi yaşanmıştır.

'GECİKEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR'

Onun için ne diyoruz? Geciken adalet adalet değildir. Onun içinde imkan bulduğumuzda hemen bu konuyu önceliklerimizin en başlarına aldık. Milletimizin, şeriatın, adaletin kestiği parmak acımaz ifadesi; dikkat ediniz buradaki sınırsız teslimiyet duygusu ağır aksak işleyen hukuk sistemine değil hakiki adalete karşıdır.


'NE ZAMAN ADALETE SIKI SIKIYA SARILMIŞSAK…'

Geçmişe doğru baktığımızda, ne zaman adalete sıkı sıkıya sarılmışsak o zaman yükseldiğimizi, güçlendiğimizi, huzurlu ve müreffeh bir toplum haline geldiğimizi görüyoruz. Ne zaman adalet yolundan ayrılmışsak, işte o zaman gerilemiş, zayıflamış, iç ve dış sorunların ağırlığı altında ezilmişizdir. Bunun için 2001 yılında arkadaşlarımızla bir araya gelip, yeni bir siyasi hareket kurmak istediğimizde, ismi için hiç tereddüt etmeden seçtiğimiz adalet geliyordu. Yaptığımız gözlemler ve araştırma sonucunda milletimizin adalet ve kalkınmaya olan hasretini gördüğümüz için, partimizin adını Adalet ve Kalkınma Partisi olarak belirledik ve 42 bin denek üzerinde 81 vilayette kamuoyu araştırmasını yaptık ve bu isimde karar kıldık.


'AYNI SUYU DİKENE VERMEK ZULÜM YOLUNA SAPMAKTIR'


AK Parti kısaltmasıyla da bu iki kavramı adeta taçlandırdık. Hükümete gelir gelmez de ülkemizi 4 temel taş üzerinde yükselteceğiz dedik. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Bununla birlikte adalet ile zulüm arasındaki ince çizginin adaletin tesisini fevkalade zorlaştıran bir husus olduğunu da biliyoruz. Örneğin, bir çiçeği, bir ağacı sularken adalet üzre hareket ederken, aynı suyu bir dikene vermek zulüm yoluna sapmak demektir.

'UYAP'I SİNSİ EMELLERİ İÇİN KULLANDILAR'


Konfüçyus, “adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner” diyor. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın da temeli adalet olan bir yönetim özleminin aslında ifadesidir. Adaletin temsili için 15 yıldır çalışıyoruz. Temel kanunların yenilenmesinden, geleneksel mimariye sahip modern adliye binalarının inşasına, UYAP’ın kuruluşuna kadar cumhuriyet tarihinin en büyük reformunu gerçekleştirdik. Ama bir şeyi gerçekleştiremedik, UYAP gibi çok önemli bir teknolojiyi maalesef bu bir öz eleştiridir. FETÖ’cülere kaptırdık. Ve bu ağ, orayı kendi sinsi emelleri için çok acımasız kullandılar ve oradan da gerçekten de en büyük zulmü icra ettiler.


AYM’ye bireysel başvuru imkanı, kamu denetçiliği kurumu ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesine adaletin daha kamil manada tesisi için attığımız adımlar arasındadır.

'BYLOCK HİLESİ ÇÖZÜLDÜ'

(ByLock'ta Mor Beyin tuzağı) ByLock konusunda ortaya çıkartılan ‘Mor Beyin’ uygulaması bunun en somut örneklerinden birisidir. Örgüt, terör örgütü üyelerinin suçlarını gizlemek için 11.000'in üzerinde masum insanı ateşe atmaktan çekinmeyerek bu yönteme başvurmuştur. Bu insanları ByLock’un sitesine yönlendirmişlerdir. Amaçları, elde delillerde soru işareti oluşturarak mücadeleyi sulandırmaktır. Bu oyun da bozulmuştur. Davalar sonuçlanıp kararlar ortaya çıktığında varsa eksiği fazlası bunları hep birlikte konuşuruz tartışırız. Bu aşamada bizlere ve milletimize düşen sabırlı olmak, adalet teşkilatımızın işini kolaylaştırmaktır.

'SAYGI DUYMUYORUM'

(FETÖ üyesi olduğu iddia edilen kişilerin iadesine ilişkin talepler) Sene 99, ülkemden kaçıp giden o malum terörist, Amerika’da besleyen kişiler ver bunu dediğimizde veriyor mu? Ama bizden 12 terörist istediler biz onlara verdik. 15 sene içinde iyi niyetimizi gösterdik verdik. Şimdi siz de bize verin deyince, vermiyorlar. Bütün dosyaları gönderiyoruz, 4500 koli bunlara gönderildi. Hukuka, kanuna zerre kadar saygıları yok. Kendilerinde verdikleri siyasi kararlarla kalkıp Türkiye'ye meydan okumaya yöneliyorlar. Beni bu noktada farklı görün, ben bunların bu tür kararlarına kesinlikle saygı duymuyorum, bunlara da inanmıyorum.

Editör: TE Bilişim