Gazete Emek- ​ Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Montrö bildirisi üzerinden CHP'yi hedef aldı. Erdoğan, "CHP bir grup emekli amiralin buram buram darbe kokan bildirisini aklamaya çalışıyor. Bunun hesabını çok ağır vereceksiniz" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Koronavirüs Bilim Kurulu'na yönelik açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, "Kılıçdaroğlu dün hızını alamayıp, işi salgınla mücadelede ülkemizin en yetkin isimlerinden oluşan Bilim Kurulu'na saldırmaya kadar vardırdı. Vah zavallı. Biz salgınla mücadeleyi siyaset üstü, milli bir mesele olarak görüyoruz. Bilim Kurulu üyelerimize de verdikleri hizmetler için teşekkür ediyorum. Kılıçdaroğlu'nun bir dakikalık şov uğruna bunca emeği ayaklar altına almasının takdirini sağlık çalışanlarına bırakıyorum" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"AK Parti iktidara geldiğinde, CHP Genel Başkanı herhalde 50’lilerinin başındaydı. Kendisinden 20 yıl öncesinin Türkiye’siyle bugünün Türkiye’sini, şöyle elini vicdanına koyarak karşılaştırmasını istiyoruz. Bir bir gün bu zatın ağzından, 'Tamam pek çok eksik ve hatta yanlış var ama memlekette şöyle iyi bir şey de yapıldı' sözünü duymadık. Tam tersine CHP Genel Başkanı ve şürekâsı, tüm konuşmalarında, yarısı yalan, yarısı yanlış bir sürü iddia ortaya atıyorlar."

"BİZİ HERKESİ TERÖRİST, HERKESİ DARBECİ İLAN ETMEKLE SUÇLUYORLAR" DEDİ, CHP'Yİ TERÖRİZMLE SUÇLADI

"Öyle ki, bir grup emekli amiralin, buram buram darbe iması kokan açıklamalarını, ekonomiyle ilişkilendirerek gündem saptırma olarak aklamaya çalışacak kadar şirazeyi kaybettiler. Darbecinin emeklisi muvazzafı olmayacağını bilmeyecek kadar cahil mi, yoksa sinsiler mi, orasının takdirini milletimize bırakıyoruz.

Bununla da kalmayıp bizi, herkesi terörist, herkesi darbeci ilan etmekle suçluyorlar. Tabii kendileri teröristlerle al takke ver külah ilişkisi içinde oldukları için, teröriste terörist dememizden rahatsız oluyorlar."

CHP'YE "DARBECİLERİ AKLIYORLAR" SUÇLAMASI

"Yine kendileri tüm hayatları boyunca iktidarı darbe ve vesayet gölgesinde aradıkları için, darbeciye darbeci dememizden huzursuzluk duyuyorlar.

Teröristlerle ve darbecilerle mücadelemizi ekonomiyle ilişkilendirerek, güya kendi akıllarınca, bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yapıyorlar.

Hem teröristleri ve darbecileri aklıyorlar hem de ekonomi üzerinden milletimizin, özellikle de gençlerimizin umudunu kırarak, ülkemizi güven ve istikrar yerine kaos iklimine yönlendirmeye çalışıyorlar.

Türkiye daha 15 Temmuz acısının yaralarını saramamışken bir grup emekli askerin aslı astarı olmayan meseleler üzerinden milli iradeyi, ülkenin seçilmiş yönetimini tehdit etmelerini küçümseyen darbecinin ta kendisidir.

Şu anda emekli amirallerin merkezinde CHP’nin kendisi var. 104'ün içinde CHP üyesi olanlar var, araştırmalar devam ediyor.

Hadi 15 Temmuz'da tankların arasından sıvışıp, milletin verdiği mücadeleyi televizyondan seyretmiş olabilirsin; ama bundan sonra yemezler, bundan sonra hesabını çok ağır vereceksiniz.

Siz kaçacaksınız biz kovalayacağız. Darbe heveslilerini bu derece hararetli bir şekilde savunmanıza asla millet müsaade etmez, biz de.

Demek ki mesele korkaklık, geçmişten utanmak değilmiş. Oturduğu koltuğa mide bulandırıcı kaset kumpasıyla getirilen bu zata diyet olarak darbecilerin sözcülüğü vazifesinin tebliğ edildiği anlaşılıyor.

Aksi takdirde akıl sahibi hiçbir siyasetçi doğrudan kendi varlığını hedef alan, antidemokratik bir girişim karşısında böyle bir tavır içine giremez. Kendi iktidarını milletin felaketinde gören bu habis zihniyeti en az teröristler, darbeciler kadar tehlikeli görüyoruz."

BİLİM KURULU TARTIŞMASI

"Kılıçdaroğlu dün hızını alamayıp, işi salgınla mücadelede ülkemizin en yetkin isimlerinden oluşan Bilim Kurulu'na saldırmaya kadar vardırdı. Vah zavallı. Biz salgınla mücadeleyi siyaset üstü, milli bir mesele olarak görüyoruz. Bilim Kurulu üyelerimize verdikleri hizmetler için de teşekkür ediyorum. Kılıçdaroğlu'nun bir dakikalık şov uğruna bunca emeği ayaklar altına almasının takdirini sağlık çalışanlarına bırakıyorum."

"BUNLAR…"

"En tehlikeli yalan içine doğruların karıştırıldığı yalandır. CHP Genel Başkanı da doğruluğunu yanlışlığını bilmediğimiz, çoğu kurgu olduğu açıkça belli küçük ve istisnai örnekler üzerinden; yanlış, yıkılmış, batmış, bitmiş bir Türkiye fotoğrafı çizmeye çalışıyor. Türkiye’nin son 8 yıldır kesintisiz yaşadığı saldırılar sebebiyle elbette ödediği bir bedel vardır.

Koronavirüs salgınının, özellikle hizmet sektörü üzerindeki olumsuz etkilerini gayet iyi biliyoruz. Bir yandan sınırlarımız içinde ve dışında terör örgütlerinden darbecilere kadar geniş bir cephede mücadele verirken, diğer yandan da ülkemizi kalkındırma, büyütme ve güçlendirme mücadelemizi sürdürüyoruz.

Çevremize baktığımızda, Türkiye’nin, Kılıçdaroğlu’nun ısrarla göstermeye çalıştığı gibi dizlerinin üstüne çökmüş, yerle yeksan olmuş bir ülke haline gelmesini sabırsızlıkla bekleyenler olduğunu zaten görüyoruz.

İşin acı tarafı, düşmanın kılıcıyla kendi ülkesine saldıran profile sahip bir ekibin, ülkenin ikinci büyük partisini adeta işgal etmiş olmasıdır.

Bunlar, Türkiye işgal edilse, keyifle kadeh kaldıracak kadar kendi ülkelerinden nefret eder hale gelmiştir. Bunlar, Türkiye iflas etse, kalkıp göbek atacak kadar kendi halkından nefret eder hale gelmiştir. Bunlar, ülkede çıkacak her türlü kaosu, kargaşayı, krizi, yıkımı dört gözle bekler hale gelmiştir. Bunlar, insanlar hastaneye gidemedikleri için sokakta kıvranarak ölse, iş bulamadıkları için sokakta yatıp kalkmaya başlasa, destek alamadıkları için evlerinde sefalete mahkûm olsa, 'yaşasın bize iktidar yolu açılıyor' diye birbirlerini tebrik edecek hale gelmiştir."

‘ECEVİT’E DAKTİLO NEDEN ATILDI ACABA?’

Kılıçdaroğlu ve CHP’lilerin ekonomi konusunda ‘yalan söylediğini’ savunan AKP’li Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti:

“En tehlikeli yalan içine doğruların karıştırıldığı yalandır. CHP Genel Başkanı çoğu kurgu olduğu açıkça belli küçük ve istisnai örnekler üzerinden bitmiş bir Türkiye fotoğrafı çizmeye kalkıyor. İşin acı tarafı, düşmanın kılıcıyla kendi ülkesine saldıran profile sahip bir ekibin, ülkenin ikinci büyük partisini adeta işgal etmiş olmasıdır. Bunlar Türkiye işgal edilse keyifle kadeh kaldıracak kadar kendi ülkelerinden nefret eder hale gelmiştir. Türkiye iflas etse kalkıp göbek atacak kadar kendi halkından nefret eder hale gelmiştir. Ecevit döneminde o daktilolar [yazar kasadan söz ediyor] neden atıldı acaba? Bunun muhasebesini yap. Sana yakışır. Türkiye böyle bir siyaset anlayışını, böyle bir muhalefet tarzını hak etmiyor. Bu ülkede tenceresini kaynatmakta zorlanan her vatandaşımızın derdine, 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da yine biz derman olacağız. Yalanın en etkili panzehiri hakikattir.”

‘DÖVİZDEKİ DALGALANMALAR EKONOMİ TEMELLİ DEĞİL’

Erdoğan, TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesi hakkında da yorum yaparak, “Dövizdeki dalgalanmalar ekonomik temelli değil. Son dönemde bir miktar artan enflasyonu tekrar tek haneye indirmekte kararlıyız. Bu konuda kararlıyız. İhracatımız 2002'deki 36 milyar dolar seviyesinden 170 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. Mart ayı ihracat rakamlarında tüm zamanların rekorunu kırdığımız bir dönem oldu. Salgından sonra eskisinden çok daha güçlü bir turizm gelirine sahip olacağız. Tabii bunları sayın Kılıçdaroğlu takip ediyor mu bilmiyorum. Uçuk saçık rakamlarla konuşmak ve milleti yalanla aldatmak sana bir şey kazandırmayacak” dedi.

Kaynak: Evrensel 

Editör: TE Bilişim