Gazete Emek- HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenledi. Mardin’in Kızıltepe ilçesine kayyum atandığını söyleyen Oluç, “Bu sabah yeni bir kayyum ataması ile güne başladık. Mardin Kızıltepe Belediyesi’ne kayyım atandı. Yüzde 70,45 ile aldığımız bir belediyeydi. Böylelikle 15 belediyemize kayyum atanmış oldu. 3 büyükşehir, 1 şehir ve 11 ilçe olmak üzere. Bu iktidar irade  hırsızıdır” dedi.


Saruhan Oluç, “Şimdi çok açık bir biçimde bir kez daha vurgulayalım. Bu iktidar hırsızdır, irade hırsızıdır. Oy hırsızıdır. Emek hırsızıdır, halk iradesi ve sandık hukukunu yok saymaktadır. Bu iktidar Türkiye tarihine baktığımızda muhafazakâr partilerin sandık iradesi geleceği yıkmıştır. Sandık hukuku ve adaleti kalmamıştır. Belediye meclis üyelerimizi de görevden uzaklaştırmaktadır. Bir de tutuklama yapmaktadır. Bu iktidar hukuksuzlukla yetinmemektedir, zulüm yapmaktadır” ifadesini kullandı.

Oluç, “Biz ‘Kürt düşmanısınız’ dediğimizde itiraz ediyorlar. Kürt düşmanlığı budur işte. ‘Kürtsen seçtiğini saymıyoruz, verdiğin oyları saymıyoruz gasp ediyoruz’ diyor iktidar. Kürt isen sana yaşam alanı tanımıyor. ‘Sana hukuk yok’ diyor. Halkın iradesi sandık adaleti açıkça bu iktidar tarafından gasp edilmektedir. Kayyum rejimi dediğimiz zaman bunu anlatmaya çalışıyoruz. Demokratik siyasete sahip çıkacağız. Kendi yaptıklarınıza o kadar güveniyorsanız haftaya sandıkları, halk bunun cevabını mutlaka verecektir” diye konuştu.

‘4 KASIM’DA İKTİDAR SİYASİ DARBE YAPTI’

4 Kasım 2016’da HDP’li vekillerin tutuklandığını anımsatan Oluç, “Bugün 4 Kasım. Bu iktidar siyasi bir darbe yaptı. O gün bizim 15 vekilimizi çeşitli illerde tutuklayarak cezaevine attı. Milletvekillerinin iradeleri gasp edilmiş oldu. Bu yol nasıl döşendi? AK Parti’nin Genel Başkanı Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılmasını talep etti. Sonrasında operasyonlar düzenlendi. 1 Kasım 2015’te HDP yeniden Meclis’e girdi ve tartışmalar devam etti. Dokunulmazlıkların kaldırılması ile yeni bir sürece girildi. Fezlekeler yağdı. Bu dokunulmazlıkların kaldırılması ile 4 Kasım günü milletvekillerimiz önce gözaltına alındı, sonra da tutuklandı” dedi.

‘AK PARTİ’DE CİDDİ OY KAYBI VAR’

Vergi düzenlemesini de değerlendiren Oluç, “Gelecek hafta torba yasa teklifi gelecek. Büyük bir belge adaletsizliğine gündeme getireceğini görüyoruz. Yeni paketle birlikte vergi adaletsizliğe daha çok artırılacaktır. Bu toplumun emekçilerinden alınacak vergiler. Türkiye’de vergi konusu çok ciddi bir reform ihtiyacını barındırmaktadır. Nasıl olur da açığımızı daha hızlı kapatırız anlayışı vardır. Bütçe açığı ilk 9 ayda 86 milyar lira oldu. Şaka gibi. Paketin 40. maddesi Cumhurbaşkanı’na 70 milyar lira borçlanma yetkisi veriyor. Bunu tartışacağız önümüzdeki günlerde. AK Parti’nin tabanında ciddi bir oy kaybı vardır. Dindarlar ve muhafazakârlar arasında da oy kaybı vardır. Çiftçi, esnaf ve dar gelirliler arasında da kayıp vardır çünkü ekonomik kriz vardır” ifadesini kullandı.

Oluç açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Orada yaptıkları işgal girişimini nasıl olur da oya çevirebiliriz anlayışı var. Gar Katliamı’nın ardından Davutoğlu’nun ‘Oylarımız artıyor’ açıklaması ile aynı anlayıştır. Milletvekillerimiz İstiklal Caddesi’nde polis ablukasında bildiri dağıtmaya çalışıyor. Türkiye’nin tablosu esas itibari ile budur. Bu tabloyu değiştirmek için elimizden geleni yapacağız. Hepsi destek verdiler. Fethullahçı yapıların büyümesine, devletin bütün kademelerinde kadrolaşmalarını sağladılar. Bunu ilk defa söylemiyor Bülent Arınç. Ne istedilerse hepsini verdiler. Biz hep uyardık Bu sürdürdüğünüz ilişki başınıza bela olacak dedik. Her zaman bizim yöneticilerimiz bu konuda uyarıcı olduk. FETÖ’cü örgütlenmenin siyasi ayağı yok demek yalandır. Bülent Arınç bazen şakacı söylemlerde bulunuyor. FETÖ’nün siyasi ayağı için Bülent Arınç önce aynaya bakacak. Bu devletin bütün kademelerine yerleştirmiş olan bu iktidardır. ‘Allah bizi affetsin’ dedi genel başkanları. Demek ki bir suç işlediler ki ‘Allah affetsin’ diyor.

Vergi reformuna ihtiyaç vardır. Bu iktidar hiçbir şekilde öyle bir reformu yaklaşmamaktadır.

IŞİD’liler ilgili İçişleri Bakanı’nın söyledikleri çok tehditkâr. Bizim bu konuda bir önerimiz var cesaretleri varsa eğer. IŞİD’lileri yargılayacak bir mahkeme kurulsun. Türkiye’de bunu savunsun. Uluslararası mahkeme kurulduğu zaman başka şeyler de ortaya çıkacak. Uluslararası mahkemelerde yargılandıktan sonra neyse cezaları çeksinler. Şantaj ile çözülebilecek bir konu değildir. Millî Ordu dediğiniz yağmacılar, çeteciler. Sizin destek verdiğiniz talancılardır. Bu konuları tartışırken o kadar rahat değildir. Kimin nasıl desteği var ortaya çıkmasını istiyorlarsa uluslararası mahkemelerde yargılama istesinler.

Mektup gönderecekler. Ulak değil de kendisi götürecekmiş. Biz bu konudaki kararlı tutumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Bizim kararımız değildir, istiyorsa gitsin istemiyorsa gitmesinler.”

Editör: TE Bilişim