Gazete Emek-Gazeteci Bekir Güneş’in sunduğu ve Gazete Emek Facebook sayfasından canlı yayınlanan programa katılan HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan yüksek bütçeyi eleştirdi. "HDP kapatılsın" tartışmaları üzerinden devam eden süreçte ATV’nin haber programında HDP’nin parti logosunu değiştirerek bomba ve mermiler yerleştirmesine tepki gösteren Kaya, ‘’ HDP'nin 83 milyonun tüm renklerini bir ağacın yaprakları ve dalları şeklinde kendinde toplamış amblemi üzerinden el bombası ortaya koyarak, algı yürüterek muhalefet ile HDP’yi mesafelendirmeye çalışmaktadırlar. Muhalefet bu denli çirkin, faşizan politikaları görecek bir ferasete sahip olarak böyle bir algı oyununa düşmemelidir’’ dedi.

Süleyman Soylu’nun mecliste başta kendisi olmak üzere HDP’lilere dönük sözlerini sert bir şekilde eleştiren Kaya, ‘’ Soylu'nun "Hanımefendi" diye hitapları direkt benim üzerimeydi. Dişlerini sıka sıka şahsımı da hedef alan ifadeler kullanıldı sık sık. Gerçekten konuşması tam bir fecaatti’’ dedi. Kaya, aynı zamanda sözlerinde ‘’Bu çirkinlikle ve bu düşük profille kimse Türkiye'nin artık geleceği olabileceğine dair umut sahibi olmasın. Halkımız ümitsiz olmasın. Artık AKP, en tepesinden her kademede kendi teşkilatlarına "Bu bizim son dönemimiz, temizliğinizi yapın" demişlerdir’’ ifadelerine yer verdi.

Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

''DİYANET İLE İLGİLİ ORTAYA KOYDUĞUMUZ VERİLER İKTİDARI RAHATSIZ EDİYOR"

Bütçe görüşmeleri içerisinde Diyanet ile ilgili ortaya koyduğumuz verilerimizin iktidarı son derece rahatsız ettiğini farkındayız. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ki bu dinci yapılara olan yaklaşımlar üzerine geliştirilen doğrusuyla yanlışıyla politikaların olduğunu biliyoruz. Onlar daha farklı bir tartışma konusu. Bununla beraber devlet kurumlarından birisi olarak yıllardır var. Her ne kadar atıl, her ne kadar hakikati ifade edemeyen bir kurum olsa bile. Zamanında biz Diyaneti, resmi bazı günler çerçevesinde açıklama yapmaktan öte bir işlevi olmayan atıl edilgen bir kurum olmasından dolayı eleştirirdik. Fakat 20 yıllık AKP iktidarı ile birlikte her ne kadar ismi bugün laik Türkiye Cumhuriyeti idiyse de pratikte şu anda yeni bir sistem inşa edildi. Bu sistemin sadece artık resmi olarak adının ilanı kaldı diyebiliriz.

‘’AKP'nin yeni inşa ettiği bu siyasal yapılanma içerisinde Diyanet, son derece işlevsel bir fonksiyona sahip’’ diyen Kaya, sözlerinde şu ifadelere yer verdi:

"AKP'NİN İNŞA ETTİĞİ SİYASAL YAPILANMA İÇERİSİNDE DİYANET İŞLEVSEL BİR FONKSİYONA SAHİP"

Cumhuriyetten önceki Osmanlı dönemi, Emeviler, Abbasiler dönemi yani saltanat dönemlerinde de var olan bir gerçeklik var. Saraylara yakın bir din sınıfının yaratılması saltanat sahipleri tarafından olmazsa olmazdan bir tanesiydi. Çünkü tüm politikalarını, meşruiyetlerini bu sınıf üzerinden sağlıyor, toplumla ilişkilerini uyguluyorlardı. Bu zulüm politikalarını saray yandaşı dinci sınıf üzerinden halka anlatmaya ve meşrulaştırmaya çalışıyorlardı. Tam da bugün Diyanet'in tek inancın yani İslam'ın, İslam'ın da sünniciliğinin, sünniciliğin de tek bir mezhebine hizmet var.Türkiye'de şafiler var milyonlarca, Kürt halkımız var ama bunlarla ilgili bir hizmet söz konusu değil. Bütün Şafi halkımız camilere gittiğinde yıllarca Hanefi olan imamların arkasında namaz kılmak, çocuklarına vermek isteyenler onların verdiği eğitimle şekillendirmek zorunda kaldılar. Maalesef ki tüm özgünlükler tahrif edildiği gibi Ebu Hanife'nin duruşu ve kimliği tahrif edilerek bugün sünniciliğin bir ekolü olarak Hanefi mezhebi üzerinden zulüm politikaları, devlet politikaları meşrulaştırılmaya çalışılıyor.

''HİÇ Mİ YANLIŞ YAPMIYOR BU İNSAN, AYET Mİ ALIYORSUNUZ?"

Mecliste onca vekil var ve insan kendi duruşuyla kimliği ile " Ey başkanım, yanlış yapıyorsunuz" demez mi? Bu insanların arasında ilahiyatçılar var, farklı meslek gruplarından eğitimli, düşünen insanlar var. Hiç mi yanlış yapmıyor bu insan, ayet mi alıyorsunuz? İlahi mesajlar mı alıyorsunuz? Bütün konuşmalarına Cumhurbaşkanına Hamd-u niyaz ederek başlıyorlar. Yani kutsanmış bir şahsiyet var sanki karşılarında. Ağzından çıkan hiçbir söz sanki yanlış olamaz gibi bir teslimiyet var karşımızda. Bu inanılır gibi değil. Toplumumuzun bu denli çürüme ve yozlaşma noktasına gelmesi ve mecliste temsil eden vekillerin üzerinde bile manzarayı görmemiz gerçekten çok iç acıtıcı. Halkımız adına umut kırıcı. Milyonlarca insanı bu insanlar mı temsil ediyor, böyle mi vekillik yapılır.


"DİYANET BU ZİHNİYETİN BEKA MESELESİ"

Kaya, ‘’Bugün Diyanet, var etmeye meşrulaştırmaya çalıştıkları Saray politikalarının halkla ilişkisini sağlayan bir emniyet sibobu olarak bu zihniyetin içerisinde çok önemli’’ sözlerini vurgularken, ‘’Dolayısıyla Diyanet bu zihniyetin beka meselesi’’ dedi.

Silahlı kuvvetler veya farklı bir kurumla kendilerini bir güvenlik politikası ile korumaya çalışırken, bekalarını sağlamaya çalışırlarken, aslında dertlerinin Türkiye halkı değil, sarayın bekasını sağlama problemi ile ilgili olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda milyonlarca insanımızın kendi geleceklerini, bekalarını sağlama noktasında toplumsal mühendislikle Diyanet'e büyük bir misyon bir biçtiklerini görüyoruz. Ondan dolayı 10 bakanlıktan daha fazla bir bütçe ile bu toplum mühendisliği gerçekleştirilmeye çalışılıyor.

"ARALIK AYINDA İNSANLARI YAĞMUR DUASINA ÇAĞIRDILAR"

Bugün dini istismar eden bu dinci zihniyetler tarih boyunca olduğu gibi Allah adına ahkam keserek, Allah'a rağmen Allahçılık yaparak kendi varlıklarını meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar. Bize düşen insanların sorgulamasını, eleştirmesini, düşünmesini sağlayacak eğitimin yollarını açmak olmalıdır. Bilimsel, inançsal, sanatsal, politik ne düşünüyorsa düşünsün ama insanlar sorgulayarak düşünsün. Ondan dolayıdır ki ilahiyat fakültelerinde felsefeyi yasaklamaya kalktılar. Bundan dolayıdır ki bazı yapılar ve cemaatler dini eğitimlerden aklını kullanmayı ve sorgulamayı haram diye öğretirler. Aslında ayeti inkar noktasıdır bu. İlahi mesajlara savaş açmaktır. Siz kalkıyorsunuz milyonlarca cana kıyıyorsunuz, ağacı kesiyorsunuz sonra da yağmur duasına çıkıyorsunuz. Aralık ayında meteoroloji yağmur ikazı veriyor ve siz insanları yazın değil de aralık ayında yağmur duasına çıkarıyorsunuz. İnsanların aklı ve zekası ile dalga geçmektir. Bu kadar mı ayağa düşürdünüz, bu din mi? Çürümenin, yozlaşmanın, tükenmenin artık dibini bulduk dediğimiz her yerde bile ne kadar dipsiz olduklarına şahit oluyoruz.

Soylu’nun başta kendini sonra partisini hedef alan sözlerini eleştiren Kaya, ‘’Orada çok büyük bir öfke ile şahsımı hedef aldı’’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

"AKP ARTIK TEŞKİLATLARINA'BU BİZİM SON DÖNEMİMİZ, TEMİZLİĞİNİZİ YAPIN' DİYOR"

Süleyman Soylu'ya haysiyetsiz sensin dedim ve en öndeydim tepkilerimi duydu. Orada çok büyük bir öfke ile şahsını hedef aldı. Soylu'nun "Hanımefendi" diye hitapları direkt benim üzerimeydi. Dişlerini sıka sıka şahsımı da hedef alan ifadeler kullanıldı sık sık. Gerçekten konuşması tam bir fecaatti. Bir söz vardır "Nasıl bu kadar erdemli olabiliyorsunuz? Erdemsizleri örnek alarak ders çıkararak" der. Bu kadar korkunç ifadelerle, son derece problemli bir dil ve ruh yapısı ile kendini ortaya koyan bir profilin artık kişisel anlamda değerlendirilebilecek hiçbir durumunun olmadığını düşünüyorum. Çünkü sahip olduğu psikoloji aslında temsili iktidarın zihniyetinin ne kadar yerlerde süründüğünü bize gösteriyor. Ne kadar tükendikleri verdiklerini ve geleceklerini ne olmadığını bunun da kendilerinin farkında olduğunu bize gösteriyor. Kimse kusura bakmasın, milyonlarca insanın iradesine hem mecliste, hem zindanda, hem meydanda olanlara ve herkese haysiyetsiz diyenler kendileri en büyük haysiyetsizdirler. Bu çirkinlikle ve bu düşük profille kimse bu Türkiye'nin artık geleceği olabileceğine dair umut sahibi olmasın. Halkımız ümitsiz olmasın artık AKP en tepesinden her kademede kendi teşkilatlarına "Bu bizim son dönemimiz, temizliğinizi yapın" demişlerdir.

"HDP'YE SALDIRI ÜZERİNDEN GÜNDEM OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Bütçe ile ilgili bir açıklama yapmadan Türkiye'nin geleceğine, istihdamına, üretime, işsizliğe çözüm bulmakla ilgili hiçbir formül ortaya koyamıyorlar. Mecliste sadece HDP'ye saldırı üzerinden bir savunma ortaya koyuyorlar. Saldırı ile konuşma vakitlerini doldurmaya ve gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Biz sadece bize yapılan o kötü, çirkin üslupla mücadele ederken koca mecliste bizden başka tek bir muhalefetin sesi çıkmıyordu. Görüntülere yansımayan, kameranın asla göstermediği inanılmaz bir direniş ortaya konuldu.

"İKTİDAR, MUHALEFET İLE HDP'Yİ MESAFELENDİRMEYE ÇALIŞIYOR"

AKP resmi yani kurumsal anlamda iki parti daha doğurdu. Korkunç bir derecede de hala çözülmeye devam ediyor. Ana muhalefet partisinden daha fazla bir kararsızlar kitlesi var şu anda. Yapılan anketlerden ortaya çıkan sonuçlara göre şu anda ana muhalefet partisinden daha fazla AKP den çözülmüş ama adresi belli olmayan fakat artık bir daha AKP'ye oy vermeyecek olan büyük bir kitle var. Şu anda kendi dağılma sürecinde ki ömrünü uzatmaya çalışırken bir yandan da muhalefetin bir araya gelerek güçlü bir yapı ortaya çıkarmasını engellemek için HDP üzerinden olayı terörize ederek tüm muhalefet çevrelerini dağınık tutmayı hedeflemektedir. HDP'nin 83 milyonun tüm renklerini bir ağacın yaprakları ve dalları şeklinde kendinde toplamış amblemi üzerinden el bombası ortaya koyarak, algı yürüterek muhalefet ile HDP’yi mesafelendirmeye çalışmaktadırlar. Muhalefet bu denli çirkin, faşizan politikaları görecek bir ferasete sahip olarak böyle bir algı oyununa düşmemelidir.

Editör: TE Bilişim