Gazete Emek- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AKPli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gece yarısı kararıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik konuşan Kılıçdaroğlu, "İstanbul Sözleşmesi'ni ben feshediyorum dedi. Kimsin sen? Kinle, öfkeyle devleti yönetiyorsun onu biliyoruz. Yandaşlarına milyar dolarları kazandırdığını da biliyoruz. Ama 42 milyon kadına ihanet edeni de artık şimdi biliyoruz ve öğreniyoruz" dedi.

"Öyle bir noktaya geldik ki akşam yatarken yarın sabaha ne olacağını bilmiyoruz" diye konuşan Kılıçdaroğlu, "Sabah kalktığımızda hangi kabusa uyanacağımızı da bilmiyoruz. Çünkü devlet yönetilmiyor. Devlet kinle, intikam duygusuyla, cehalet içinde yönetilmez. Birilerinin egemen güçlerinin talimatıyla Türkiye Cumhuriyeti devleti yönetilemez. Geldiğimiz nokta budur" ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) açılan kapatma davası ve Milletvekili Ömer Faruk Geregerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Dokunulmazlığı kaldırılıyor, yıldırım hızıyla vekilliği düşüyor. Bu hangi adalet? Saraydakiler, Müslümanlığı kimseye bırakmıyorlar. Onların dışında Müslüman yok bu ülkede. Bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz siz? Bu haksızlığı, öfkeyle nasıl besliyorsunuz siz?" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“Devletin iyi yönetilmediğini artık Mısır'daki sağır sultanda duydu. Buradan 83 milyon vatandaşımıza açık ve net çağrıda bulunuyorum; hiçbirimizin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur.

Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak hepimizin namus borcudur. İnandığımız yoldan hiçbir güç bizi geri döndüremeyecek. Bu mücadele bir hak mücadelesidir. Bunu böyle bilelim.

Her karış toprağında şehitlerimizin olduğu bir bölgede Çanakkale Geçilmez destanı yazıldı. Milletin iradesi geçilmez kıldı, padişahın iradesi geçilir kıldı. Neden tek adamın her dediği olsun düşüncesine karşıyız. Türkiye Cumhuriyeti'ni bir kişiye emanet edemeyiz.

Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önce Allah'a sonra kendinize sonra bize güveneceksiniz. Türkiye'yi aydınlığa beraber çıkaracağız. 21. yüzyılda devlet hastanesinde uzman doktor yok.

CHP olarak herkesin yanında olacağız. Öyle bir noktaya geldik ki, akşam yatarken yarın sabah ne olacağını bilmiyoruz. Sabah kalktığımızda hangi kabusa uyanacağımızı da bilmiyoruz.

Devlet intikamla, öfkeyle, cehalet içinde yönetilmez. Geldiğimiz nokta budur. İsrafla devlet yönetilmez, savurganlıkla devlet yönetilmez. Bütün bunları biliyoruz. Bu kadar kin, bu kadar öfke nasıl oluyor. Bu kin ve öfke saraydan ta üniversitelere kadar yansıyor. Ahlak denen bir şey yok mu, vefa denen bir şey yok mu? Vefayı, ahlakı, adaleti unutturmaya çalışıyorlar.

'SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER'

Bir bakıyorsunuz, bir milletvekili attığı bir tweet dolayısıyla dokunulmazlığı kaldırılıyor. Yıldırım hızıyla milletvekilliği düşürülüyor. Hangi adalet bu? Saraydakiler Müslümanlığı kimseye bırakmıyorlar. Onların dışında bu memlekette hiç Müslüman yok. Bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz siz? Hemen yıldırım hızı ve talimatla bir partinin kapatılması için derhal Cumhuriyet Başsavcılığı'na bunu kapatın diyorlar. Seçimle gelen seçimle gider. Demokrasilerde parti kapatmak doğru değildir. Milletten bir parti destek almazsa tarihin çöp sepetine gider. Hem demokrasi hem milli irade diyeceksiniz sonra kalkıp adalete aykırı pek çok uygulamanın altına imza atacaksınız! Bunlar doğru değil"

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NİN FESHEDİLMESİ

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi sözleşmesini bir kişi kalktı dedi ki; 'ben feshediyorum' Resmi Gazete'de gördüm. Kimsin sen? Kinle, öfkeyle devleti yönetiyorsan onu biliyoruz. Siyaseti cep doldurma aracı olarak gördüğünü de biliyoruz. Yandaşlarına milyar dolarları kazandırdığını da biliyoruz. İşi olanı işinden ettiğini de biliyoruz. Ama 42 milyon kadına ihanet edeni de artık şimdi biliyoruz ve öğreniyoruz.

1923 yılında Cumhuriyetimizi kurduk. Cumhuriyet aslında halkçılık demektir. "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" felsefesinin özü Cumhuriyettir. Bir kişinin değil, padişahın değil, milletindir. O zaman bir kişi egemenlik hakkını tek başına kullanamaz. Yasama ve yargının üzerindeki vesayet dolayısıyla bir kişi egemenlik hakkını kullanıyor ve kalkıyor bir sabah 42 milyon kadının hakkını ellerinden alıyor. Bu Cumhuriyet kurulurken, bu ülkenin kadınlara büyük önem verilmiştir. 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat kanunu çıktı kadın ve erkeğin eşit eğitim alma hakkı verildi. 1926 yılında kadınlara en büyük hakkı veren Medeni Kanun kabul edildi. 1930 yılında kadınlara yerel seçimlere girme hakkı verildi. 1934 yılında genel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkı verildi. Kadına olağanüstü büyük önem veriliyor. Kendisini gelişmiş sayan ülkelerden daha önde bazı kurallar getiriyor.

Hakkında siyaset yasağı istenen Altan Tan’dan çözüm süreci ve Hakan Fidan’a ilişkin dikkat çeken sözler

'83 MİLYON KİŞİ ÇALIŞIYORUZ, LONDRA'DAKİ BİR AVUÇ TEFECİYE BAKIYORUZ'

İzlenen ekonomi politikası alay konusu. Bir ekonomi var bir de erdonomi var. Ne demek? 128 milyar doları birilerine vermek. Ekonomiden bir haber olmak. İstediği adamı istediği yere getirmek, istediğinde görevden almak. Evlerde tencerenin kaynamaması demek, işi olanın işinden olması demek. Hep birlikte bu sorunu aşacağız. Ne yaparsa yapsın. Bilimin kuralları neyse o kurallara uygun devleti yöneteceğiz. Herkes değil yarın sabah ne olacağını değil 20 yıl sonrasını bilecek. Çiftçi bu yıl ektiği ürünün seneye kaça satılacağını bilecek. Her şey planlı programlı olacak .Biz bunu yapacağız. Erdonomi ne demek? Cumartesi, 450 milyon dolar satıldı. Kime satıldı? Kim vurgunu buldu? Bu bilinmiyor. Eskiden bir kişi çalışır bütün aileye bakar4dı şimdi 83 milyon kişi çalışıyoruz saraya ve bir avuç tefeciye bakıyoruz. Urfalı kardeşlerim de duysunlar, siz de dahil. 83 milyon kişi çalışıyoruz, bir avuç tefeciye hizmet ediyoruz. Şikâyet ediyorsun, verdikleri kira yardımı elektrik masrafını bile karşılamıyor diye. Karşılamaz tabi! Ama bunlara rağmen hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın.

Çek mağdurlarını hapse gönderiyorsunuz, bu mu adalet? Devlet, bu koltukta kalayım ne olursa olsun anlayışıyla yönetilmez. Koltuk için toplumun feda edildiği bir ülkede ne gelişmeyi, ne demokrasiyi ne kadın erkek eşitliğini asla bulamazsınız.

Eskiden denirdi ki 1 ay sonra, 1 hafta sonra ne olacak. Şimdi yatıyoruz, 1 gün sonra ne olacak... İzlenen ekonomi politikası dünyada alay konusu. Ekonomi var bir de erdonomi var. Erdonomi ne demek, 128 milyar doları birilerine vermek. Erdonomi ne demek ekonomiden bihaber olmak, istediği adamı istediği zaman göreve getirip istediği zaman görevden almak.

Erdonomi ne demek? Cuma günü 450 milyon dolar satıldı. Kime satıldı, kim voliyi vurdu bilinmiyor. Açıklanır mı, açıklanmaz. Eskiden bir kişi çalışır bütün aileye bakardı. Şimdi 83 milyon kişi çalışıyoruz saraya ve Londra'daki bir avuç tefeciye bakıyoruz.

Biz bu ülkede kadına şiddeti önleyeceğiz. Biz herkesin huzur içinde yaşamasını sağlayacağız. Her evde tencerenin kaynamasını sağlayacağız. İşsizlik belasını bitireceğiz."

Editör: TE Bilişim