Gazete Emek- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde yapılan Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı'nın ardından kameraların karşısına geçti. Kılıçdaroğlu, koronavirüs salgının da etkisiyle iyice kötüye giden ekonomik buhrandan çıkışla ilgili önerilerini paylaştı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Tüm gazilerimizle birlikte, bu salgına karşı hepimizi duygulandıran ve gururlandıran ve özveriyle mücadele eden tüm sağlık çalışanlarımıza da şükranlarımızı sunuyorum.

 -Türkan Saylan'ın 11. ölüm yıldönümü. Hayatını sağlığa, bilime, öğrenci yetiştirmeye, aydınlığa veren değerli hocamızı saygıyla anıyorum.

Günün 24 saati çalışarak, çocuklarını, ailesini ihmal ederek çalışan bütün sağlık çalışanlarına hepimizin yürekten teşekkür borcu var. Bu borcumuzu da yerine getirmek isteriz.

Yine bu süreçte şehit olan güvenlik görevlilerimiz, askerlerimiz var. Onlara da Allah'tan rahmet diliyoruz. Terörün ülkemiz için, insanımız için nasıl bir felaket olduğunu hepimiz biliyoruz.

- 40 yıldır devam eden terörün sonlanması, güvenlik güçlerimizin bu konudaki başarıları gerçekten de takdire şayandır. Başarısı hepimizin ortak dileğidir.

Türkiye, ciddi bir ekonomik krizle değil ciddi bir ekonomik buhranla karşı karşıyadır. Özellikle 2018'den bu yana hükümetin ön gördüğü döviz kuru, enflasyon, büyüme, işsizlik gibi hiçbir hedef tutmamıştır.

2020 başında dış borçlar rekor kırarken döviz rezervlerimiz kurumuştur. Salgından sonra daha da artan işsizlik, yoksulluk, üretim kapasitesindeki daralma Türkiye ekonomisi için ciddi tehlike sinyalleri vermektedir.

Bir ekonomik buhranın yükünü en fazla işçi, çiftçi, esnaf, emekli, öğrenci, işsiz, yoksul yani özetle geniş halk kitleleri çeker. Ayrıca reel sektörde faaliyet gösteren tüm namuslu iş insanları da ekonomik buhrandan payını alır.

Ekonomik buhrana karşı mücadele spekülatif kazanç peşinde koşmayan herkesin ortak sorunudur.

Buhrandan çıkış reçetelerinin başarısı her şeyden önce en geniş mutabakatın sağlanmasına, kısa vadeli siyasal hesaplar yerine cesaretli yapısal reformlar için adım atılabilmesine bağlıdır.

Kuşkusuz her siyasi partinin bir ekonomik programı vardır. Ve iktidara geldiğinde bunu uygulamak ister. Ancak buhrandan çıkış programları asgari müştereklerde azami mutabakatların sağlandığı programdır.

Bu çerçevede iktidar programımız saklı kalmak kaydıyla mevcut iktidar koşullarında buhrandan çıkış için önerilerimizi paylaşmayı siyasal ve tarihsel bir görev olarak görüyoruz ve kabul ediyoruz.

Hükümet, kamuda israfa son vereceğini taahhüt etmelidir. Tüm döviz taahhütlü sözleşmelerin Türk lirasına dönüştürüleceğini, makam aracı saltanatına son evrileceğine söz vermelidir.

Yeni bir orta vadeli programı TBMM’ye getireceklerini kamuoyuna açıklamalıdırlar. Yeni bir bütçe ve gerçekçi bir plan gündeme gelmelidir. Bu ekonomide normalleşmenin ilk adımı olacaktır.

Yeni bir merkez yerel dengesi kurulmalıdır.

Editör: TE Bilişim