Gazete Emek- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Sancar, gündemdeki gelişmeleri değerlendiriyor.

Usta yazar Yaşar Kemal’i ölüm yıl dönümünde anarak sözlerine başlayan Sancar, Kemal’in dizelerine yer verdi. Sancar, “'Çakmağı yandıran kavdır, demiri dövdüren tavdır, dayan İnce Memed dayan, imdi direnecek çağdır'. Bu büyük ustanın değerli dizeleri bugün bize pek çok şeyi anlatıyor. Sayısız eser verdi. Bugün ölüm yıldönümü, 98 yaşında. Eserleri değerleriyle hafızamızda ve fikriyatımızda yaşamaya devam ediyor. Tıpkı kendisinin de söylediği gibi ‘insan bu evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar’. Yaşar Kemal’i bugün daha fazla okumalı, anlamalı ve anlatmalıyız. Çünkü o, ‘benim romanlarını okuyanlar savaş sözcüğünü ağızlarına almasınlar, insanları aşağılamasında, sömüremesinler’ diyen ve barış için emek veren bir hakikat anlatıcısı ve adalet savunucusuydu. Kim halka haksızlık ediyorsa, kim gücüne güvenerek halkı eziyorsa, kim halkı sömürüyorsa ve kim halkın mutluluğunun önüne geçiyorsa, ‘ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım’ diyen bir büyük bilgeydi” dedi.

‘UMUDUN VE BARIŞIN DİLİ’

Sancar, şöyle devam etti “Biz onunla Demirciler Çarşısı'na gittik. Kuşların gidişine tanıklık ettik. Kale kapısında durduk, kan akan Fırat suyuna uzun uzun baktık, karıncanın su içtiği yerde durduk. Tek kanatlı kuşun mekanına anlam verdik ve İnce Memed ile direnmenin, haksızlığa karşı mücadelenin inancını yaşadık. Filler Sultanı ve Topal Karınca’da ise tekleştirmenin, kutuplaştırmanın yıkıcılığını aynı zamanda emek ve dayanışmayı iliklerimize kadar hissettik. Yaşar Kemal bütün eserlerinde hep umudu anlattı… Bunun için her şeye varan bir şeyleri değiştiren bir dil bulmalıyız diye ısrar ediyordu. Onun dili, umudun ve barışın diliydi, bu dile inandığı ve savunduğu için dünyada itibar kazanırken, kendi ülkesinde mahkemeden mahkemeye sürüklendi. Zorbalık ve zulümden medet umanların toplumu nefret ve şiddete boğduğu bu dönemde tekrar bu büyük ustaya kulak vermeliyiz. Diyordu ki ‘her savaş adı ne olursa olsun bir yıkım ve ölümdür insanlığımızı ve vicdanımızı çürütür.’ HDP yeni bir dil yaratmak gerektiğini bilen, bunun için mücadele eden bir halk hareketidir. Yeni bir dil yaratmadan yeni bir dil kurulamaz. Dili bütün ötekileştirilenler, halklar, inanç gruplarıyla mutlaka kuracağız.”

ANADİL KAMPANYASI

Anadilin önemine değinen Sancar, “Anadili bir halkın varlığı ve onurudur. Bugünlerde bir kampanya yürüyor. Bunun başlangıcını Diyarbakır’da 9 Kürt partisiyle birlikte çeşitli sivil toplum örgütleri ve girişimlerle birlikte verdik. İstediğimiz şudur: Kürtçe resmi dil olarak kabul edilsin eğitim dili olarak kabul edilsin. Bu imza kampanyasına en başta Kürtlerin imza vermesini istiyoruz. Ama sadece Kürtlerin değil anadilin değerini temsil eden onurlu bir yaşamdan olan herkesin ister anadili Kürtçe olsun ister başka diller olsun bu kampanyaya imza vermesi sadece bir dayanışma gereği değil aynı zamanda bir insanlık görevidir. Herkesi her kesimi din, dil herhangi bir ayrım gözetmeden Kürt halkının dilinin eğitim dili olarak kabulü için başlatılan kampanyaya destek vermeye çağırıyorum” dedi.

 

Pervin Buldan: Adıyaman’ı kaybettik Uşak’ı aldık

ÇÖZÜM ARAYIŞLARINA BİR DARBE

Sancar, 2 Mart 1994’te Demokrasi Partisi (DEP) milletvekillerinin düşürülüp, tutuklanmasının yıl dönümü olan 2 Mart darbesine dair konuştu. Sancar, 2 Mart’ın siyaset hayatında ve demokrasi tarihinde çok önemli bir kırılmanın tarihi olduğunu belirtti. Sancar, “Parlamento zemininde başlatılan çözüm arayışlarına bir darbeydi. O darbenin doğrudan hedeflerinden biri olan bugün aramızda bulunmayan değerli dostum, yoldaşımız, kardeşimiz Orhan Doğan’ı saygıyla özlemle anıyorum. Onların bıraktığı mirasa her alanda sahip çıkıyoruz. O gün DEPlilerin dokunulmazlıklarını kaldırarak Meclis’i Kürtlerden arındırmaya, kendi kimliği ile siyaset yapmak ve yaşamak isteyen Kürtlerden arındırmaya çalışanların amacı belliydi. Tıpkı bugün olduğu gibi Kürt halkının demokratik siyasal mücadelesini, barış arayışlarını ve eşit şekilde yaşam hedefini ortadan kaldırmıştı. Kürtlerin demokratik siyasetten vazgeçeceğini sanıyorlardı. Peki ne oldu? DEP’liler tutuklanıp partileri kapatıldıktan sonra aynı siyasal gelenek dalga dalga büyüdü. Her türlü gadre uğramış ama pes etmemiş bu siyasal gelenek, imkansızlıklar ve zorbalıklar içinde başladığı yolculuğunu bugün milyonlarca insanla sürdürüyor” diye belirtti.

‘BİZLERİ DAHA DA BÜYÜTECEKTİR’

Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün de HDP şahsında Kürt halkının iradesini, bütün ezilenlerin sözünü boğmak isteyenlere cevabımız şudur: Dönüp tarihe iyi bakın, tarihin aynasına bakmayı bilenler bizlerin bu saldırı dalgasından, bu istibdat karanlığından daha da güçlü çıkacağımızı çok iyi göreceklerdir. İktidarın küçük ortağı yine kapatma tehditlerini dolamış ağzına. Herhalde kendilerinin yolunu açmak için tek çarelerinin olduğunu biliyorlar, o da bizi kapatmak. Ama söylüyoruz tekrar, bizi kapatma çabası onları daha küçültecek. Bizleri daha da büyütecektir. Korkmaya devam etsinler. HDP umutla, kararlılıkla inançla yürüyor. Büyüyerek bu yolu yürümeye devam edecek ve çok geç olmadan bu ülkenin yönetimine ortak olacaktır. Bunu böyle bilsinler.”

Kaynak: MA 

Editör: TE Bilişim