Gazete Emek-  CHP, HDP ve İYİ Parti, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen 2021 Merkezi Bütçe teklifine muhalefet şerhi koydu. Muhalefet şerhlerinde, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik eleştiriler ön plana çıkarken, iktidarın koronavirüs salgını önlemleri yetersiz bulundu. CHP, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, ve ekonomi gibi ülkenin temel sorunlarının çözümü için "demokratik anayasa ve parlamenter sistem" çağrısı yaptı. HDP'li üyeler, 2021 bütçesinin "çöküşün ilanı" olduğu olduğunu belirtirken, salgın önlemlerinin yetersizliği nedeniyle birçok iş yerinin batağa sürüklendiğini belirten İYİ Parti, "ekonomiden sorumlu cumhurbaşkanı yardımcısı" atanmasını önerdi.

Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen 2021 bütçe teklifinin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerine Pazartesi günü başlanacak ve 18 Aralık'ta, bütçenin tümü üzerindeki oylamalarla sona erecek.

TBMM Genel Kurulu'nda Pazartesi günü bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler saat 12.00'de, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın bütçe sunumu ile başlayacak. Bütçenin tümü üzerinde CHP Grubu adına Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, AKP grubu adına Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ve Grup Başkanvekili Mehmet Muş, HDP adına eşbaşkanlar Mithat Sancar ve Pervin Buldan, MHP adına Grup Başkanvekilleri Erkan Akçay ve Levent Bülbül, İYİ Parti adına da Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu ile Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta konuşacak.

CHP’DEN PARLEMENTER SİSTEME DÖNÜŞ ÇAĞRISI

CHP'li KomIsyon üyeleri Bülent Kuşoğlu, Abdüllatif Şener, Mehmet Bekaroğlu, Kamil Oktay Sındır, Emine Gülizar Emecan, Cavit Arı ve Süleyman Girgin tarafından hazırlanan 330 sayfalık muhalafet şerhinde, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine eleştirisi yapıldı; "Tek adam rejimi, Türkiye'yi adeta anayasasız, parlamentosuz, bürokrasisiz, liyakatsiz ve yurttaşsız yönetebileceği bir düzleme çekerek yönetmeye çalışmaktadır" görüşüne yer verildi.

Covid-19 pandemisi sürecinde yaşanan yönetsel hatalar ve yurttaşların doğru bilgilendirilmemesinin kötü yönetim tablosunu daha da belirginleştirdiği kaydedilen muhalefet şerhinde, demokratik anayasa ve parlamenter sistem çağrısı yapıldı:

"Tek adam rejiminden çıkış yolunda atılacak en önemli adımların başında şüphesiz, tüm yurttaş ve kesimleri içeren yeni bir demokratik anayasanın hazırlanması gelmektedir. Ancak yeni bir demokratik anayasa ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin tesis edilmesi ile anti-demokratik uygulama ve sorunların çözümü mümkün olacaktır."

Bütçe hakkının Magna Carta'dan bu yana parlamentolara ait olduğu vurgulanan şerhte, yapılan yasa değişikliği ile performans esaslı hazırlanan 2021 bütçesinin anayasal ve yasal süre ve teamüllere uyulmadan Meclis'e sunulduğu belirtilerek, bu durumun, TBMM'nin "bütçe hakkı"na aykırı olduğu vurgulandı. Şerhte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiği hukuk reformu açıklamalarının "AKP'nin konjonktürel amaçlarına ulaşmak için başvurduğu stratejik bir retorik" olduğu savunuldu.

CHP'nin muhalefet şerhinde yer verilen bazı eleştiri ve öneriler şöyle:

  • Mali sistemimiz içinde yeni birtakım aksaklıklara sebep olacak, mali disiplin ve kontrolü ortadan kaldıracak "özel hesap", "özel fon hesabı", "kaynak yönetimi hesabı" gibi isimlerle kontrol dışı hesap, bütçe ve fonlar oluşturulmaya çalışılmaktadır.

  • Bütçe teklifinde, Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Mili Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı gibi birçok idarenin bütçelerine konulan/veya açılacak tertiplere konulacak ödeneklerin yine Merkezi Bütçe Kanununa ekli (E) cetveline Anayasanın 161. Maddesi hükmüne aykırı olarak konulan hükümlerle özel hesaplara aktarılmasının veya özel hesaplar gibi kullanılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.

  • 2021 Merkezi Yönetim Bütçesi, yaklaşık 1,4 trilyon liralık bir harcama ve 1,1 trilyon liralık bir gelirin, 245 milyar liralık bütçe açığının hedeflendiği, toplumsal sınıf ve kesimler üzerinde önemli etkilere neden olacak bir politika aracı niteliğindedir.

  • Bu bütçe, rejimin baskıcı, yandaş büyük sermaye yanlısı, rantı kollayan, militarizmi yükselten yanlarını belirgin bir biçimde öne çıkarmaktadır.

  • Ödenek analizleri sonunda emek, kadın ve doğa karşıtı bir bütçe olduğu ortaya çıkmaktadır.

  • Hazine nakit açığı miktarının çok üzerinde (308 milyar liralık) borçlanma yetkisi alması, rejimin devlet borçlanmasını da kendi siyasal bekası için bir araç olarak kullanmaya devam edeceğini göstermektedir.

  • Ekonominin yapısal sorunlarına değil sorunların açığa çıkardığı semptom ve belirtilere "şal örten" bir çizgi sergileyen ekonomi yönetimimiz var. Ekonomi algı yönetimi metodu ile yönetmeye çalışılıyor. Ekonomik verilerle ilgili tüm parametrelere karşı piyasada yoğun bir güvensizlik var.

  • Türkiye hem devlet krizini, hem de ekonomik krizi iç içe yaşıyor. Vitrin değişikliği sorunu çözmez, sadece biraz zaman kazandırır. Devlet krizi çözülmeden, ekonomik kriz çözülmez.

  • Covid19 yeni zirveleri gördü bu hizmetlerdeki geri gidişi hızlandıracak. Ufukta işsizliği çözecek, istihdam yaratacak nitelikli bir büyüme görünmemektedir.

HDP: ÇÖKÜŞÜN İLANI

HDP'li Komisyon Üyeleri Garo Paylan; Erol Katırcıoğlu ve Necdet İpekyüz, hazırladıkları muhalefet şerhinde ekonominin büyük bir çöküşün eşiğinde olduğu ancak, bütçe teklifinde bunu önlemeye dönük hiçbir önlem alınmadığı vurgulanarak, "Saray ve AKP-MHP ittifakı tarafından hazırlanan 2021 Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Teklifi bir çöküş ilanıdır" görüşüne yer verildi. Muhalefet şerhinde, ekonomik krize kapı aralayan Covid-19 pandemisine karşı sadece 100 milyar liralık kaynak ayrıldığı vurgulanarak, "Türkiye pandemiye yüksek işsizlik, boşalan kasa ve dağıtılan rantların oluşturduğu bir toplumsal-ekonomik konjonktürde girdi" değerlendirmesi yapıldı.

 HDP'nin muhalefet şerhinde yer alan bazı eleştiri ve öneriler şöyle:

  • 2021 bütçesinde savaşa ayrılan payın toplamda 220 milyar lirayı aştığı ve toplam bütçe ödeneklerinin yüzde 17'sini bulduğu görülmektedir. Bu yönüyle 'yaşam ve ölümün sınırlarını belirleyen' bir anlayış, kamusal kaynakları kendi çıkarına kullanabileceği bir savaş motorunu icat etmiş olmaktadır.

  • Kürt Sorunu başta olmak üzere demokratik siyaset kanalları ile çözülmesi gereken sorunlara kaynak aktarılarak ortaya çıkan maliyet halka yüklenmektedir.

  • İktidarın oluşturduğu yeni müteahhit çevreleri, Ortadoğu'da, Libya'da, Doğu Akdeniz'de hatta Karadeniz'de alt yapı ve üst yapı inşaatları biçiminde büyük çapta proje arayışı içindedir. Küçülen, yoksullaşan Türkiye ekonomisi, yayılmacı siyaset, savaş ve kâr yöntemiyle kurtarılmaya çalışılmaktadır.

  • Yeniden kayyum atamak AKP için adeta bir beka sorunu haline gelmiştir. Çünkü HDP, söz konusu israf ve lüks harcamalarını kalem kalem kamuoyu ile paylaşmış açık bir şekilde kayyum politikalarının AKP'den süzülen bir yolsuzluk politikası olduğunu göstermiştir. Diyarbakır kayyumunun lüks banyosu ve milyonlarca liralık kadayıf harcamaları, Mardin kayyumunun bir kuyumcudan AKP'li siyaset yapıcılara sunduğu "hediyelerin" yüzbinlerce liraya mal olması, Yüksekova kayyumunun 700 bin TL'lik kuruyemiş harcamaları ilk bakışta karşımıza çıkan yolsuzluk, israf ve lüks harcamalarıdır.

  • Uygulama ile yasa arasındaki ayrımın ortasına yerleştirilen totaliter siyasi akılın bir alameti farikası ve demokratik-hukuk devleti ilkesini aşındırması da denetimin yokluğu üzerinden görülebilir.

  • AKPMHP ittifakının "ulusal kimlik" inşa etme çabaları, 2021 Merkezi Yönetim Bütçesinde kurumlara ayrılan bütçe meblağlarına yansımıştır. Yeni bir "ulusal kimlik" inşasında Diyanet'e biçilen misyon 2021 Merkezi Yönetim Bütçe teklifinde bir kez daha görülmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı için öngörülen 2021 bütçe miktarı 12 milyar 977 milyon TL'dir.

İYİ PARTİ: EKONOMİDEN SORUMLU CUMHURBAŞKANI ATANSIN

İYİ Partili üyeler Durmuş Yılmaz ve Erhan Usta ise muhalefet şerhinde, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinin ardından ekonomi yönetiminin koordinasyonunda karmaşa yaşandığı vurgulanarak, ekonomiden sorumlu bir cumhurbaşkanı yardımcısı atanmasını önerdi.

İYİ Parti muhalefet şerhinde özetle şu görüşlere yer verildi:

  • Türkiye, disiplinsiz fon uygulamalarından çok sıkıntı çekmiş bir ülkedir. Varlık Fonu'nun bugünkü durumu geçmiş uygulamalardan çok daha fazla zarar verecek potansiyel taşımaktadır. Son bir yılda Varlık Fonuna 67,9 milyar TL'lik nakit dışı devlet iç borçlanma senedi verilmiştir. Fona alınan bazı şirketlerin son dönemde zararlarında çok yüksek artışlar görülmektedir. Elde kalan bir kısım varlıklarımız Varlık Fonu kapsamına alınarak keyfi kullanıma açık ve denetimsiz bir alan yaratılmıştır.

  • KamuÖzel İş birliği (KÖİ) projelerinin, özellikle son 10 yılda ihale edilen, tek adam rejiminin suiistimal alanı olmaktan çıkarılması, kamuoyunun gözü önünde şeffaf, hesap verilebilir bir çerçevede yeniden ele alınması gereklidir. Bugün artık kamuoyunca 5 müteahhit olarak anılan firmalar ile Saray arasında neredeyse üstü örtük bir şekilde planlanan ve inşa edilen tüm bu projelere ilişkin uygulanan karartma, birçok evrensel demokratik ilke ve teamülün dışındadır.

  • Bütçede dikkat çeken en önemli husus ise faiz giderlerinin geçen yıla oranla ciddi bir artış yaşayarak 180 milyar TL'ye ulaşmasıdır. Faize siyaseten uzak olduğunu her fırsatta dile getiren AK Parti hükümetinin Meclis'e sunduğu bütçede faizin bu kadar yüksek yer kaplıyor olması hayli düşündürücüdür. Faiz giderleri tek başına vergi gelirlerinin yüzde 19,5'ini kapsamaktadır. Yani vergi gelirlerinin beşte 1'i Sayın Cumhurbaşkanının diline pelesenk olan faiz lobisine gitmektedir.

  • Covid19'la mücadelede gerekli tedbirler vaktinde alınamadığı gibi genelgelerin vakitsiz ve plansız yayınlanması, sokağa çıkma kısıtlaması uygulamasındaki eksiklikler, kamuoyunda kafa karışıklığına yaratmış, vatandaşlarımızı paniğe sevk etmiştir. Bu süreçte risk oluşturduğu gerekçesiyle çalışmalarına izin verilmeyen kafeler, berberler, lokantalar, eğlence mekânları gibi iş yeri sahipleri mağdur edilmiş, hükümetten yeterli desteği göremeyen birçok iş yeri sahibi batağa sürüklenmiştir.

  • Giderek otoriterleşen iktidarın yolsuzlukla mücadelede kararlı bir mücadele göstermemesi kamu kaynaklarının etkin, verimli ve doğru kullanımını tehdit etmektedir. Yolsuzluk algı endeksinde ülkemizin 1 yılda 13 basamak birden kötüleşmesi yolsuzluklarının arttığının en önemli kanıtıdır.

  • 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu, Türkiye'nin makroekonomik sorunlarına bir çözüm üretmemesinin yanı sıra, toplumsal adalete, işsizliğe, gelir dağılımındaki bozukluğa, çiftçiye, esnafa, çalışana, emekliye, EYT'liye, çocuğa, gence, yaşlıya, engelliye, kadına yönelik çözüm sunmamaktadır. Bu nedenle, Milli Savunma Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçeleri hariç 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa hayır oyu vermekteyiz.

Kaynak: T24

Editör: TE Bilişim