Gazete Emek- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin haftalık olağan grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

AİHM’in Demirtaş kararını da hatırlatan Buldan, “Bu kararı ya uygulayacaklar ya uygulayacaklar! Başka bir çıkış yolu yoktur, başka bir alternatif asla yoktur! Demirtaş’ı, Yüksekdağ’ı, İdris Baluken’i, Leyla Güven’i ve tutuklu bulunan tüm siyasetçileri derhal serbest bırakın” diye konuştu.

“CEZASI BİTEN TUTUKLULAR SERBEST BIRAKILMIYOR”

Buldan konuşmasında, bianet’in gündeme taşıdığı tahliye eşitsizliğinden de bahsetti:

“Artık herkesi rehin alıyorlar. Haksız hukuksuz yere keyfi cezalar veriyorlar herkese. Cezaevi içinde cezaevi politikasının bir sonucu olarak, cezası biten tutsaklar artık serbest bırakılmıyor. Evet, yanlış duymadınız, cezası biten tutuklular serbest bırakılmıyor.

“Zaten hukuksuz yere verilen ceza bitiyor, fakat yine de tahliye edilmeyen insanlar var. Çıkarılan yönetmeliklerle, "iyi hal" adı altında pişmanlık ve itirafçılık dayatılıyor insanlara. Böyle bir rezaletin, böyle bir hukuksuzluğun yeryüzünde örneği çok azdır.

“Peki, neden böyle bir şeyi yapıyorlar? Çünkü iktidar bloğu herkesi kendisine benzetmeye çalışıyor. Toplumun onurunu, ahlak ve politikasını çalmak istiyorlar. Herkes kendilerine benzesin istiyorlar. Bunu dayatıyorlar artık.”

Siyasi suçtan hükümlü olan üniversite öğrencisi kadın mahpuslara, çok kitap okudukları ve pişmanlık göstermedikleri için “iyi halli olmadıklarına” karar verildiğinden çıkacakları tarihten bir gün önce tahliye edilmeyecekleri, en az 6 ay daha hapishanede kalacakları bildirilmişti.

“7 HAZİRAN’I 31 MART’I BİR DAHA YAŞAMAMAK İÇİN ”

Pervin Buldan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Şimdi kaybettiklerini gördükleri için iktidar ve küçük ortağı bir arayış içerisindeler. 7 Haziran’ı, 31 Mart’ı bir daha yaşamamak için seçim yasasıyla oynamak dâhil her türlü hile hurdaya başvuracaklar. Bunun peşindeler.

“Ortaklar kendi arasında gizli kapaklı görüşmeler yapıyorlar. Bunu görüyoruz, bunu biliyoruz ve okuyoruz. ‘Türkiye’nin yönetimine aday olan ve siyasi dengeleri belirleyecek güçteki HDP’yi devre dışı bırakabilir miyiz’ arayışı içerisindeler.”

“HUKUKSUZLUKLAR İKTİDAR BLOĞUNUN SEÇİM KAMPANYASI”

“İktidarın yarattığı kutuplaşma ve siyasal çatışma iklimi öyle bir noktaya geldi ki hukuk dışılık normalleştirilmeye çalışılıyor.

“Yargı baskısı, tehdit, muhalif herkesi terörist ilan etme, siyasal şiddeti teşvik etme, sokak ortasında insan kaçırma, Alevilere ait yerleşim yerlerini ve evlerini fişleme, parti binasını korsanca basma gibi toplumu korkutma ve sindirmeye yönelik meşru olmayan her yol ve yöntem iktidar tarafından deneniyor.

“Tüm bu hukuksuzluklar aslında iktidar bloğunun bir seçim kampanyasıdır. Muhalefete düşmemek için halkı korkutma, muhalefeti bölme, çatıştırma ve tasfiye etme çabası içindeler.

“Ama nafile, ne yaparlarsa yapsınlar, kaybedecekler, kaybedecekler, kaybedecekler. Dünyada halk iradesinin önüne geçecek bir formül henüz icat edilmedi.

“Sandık mühendisliği yapmaya çalışanlara hatırlatırız, en iyi mühendis halktır. Sandık geldiğinde size gereken cevabı verecek olan Türkiye halklarıdır.

“SANDIĞA GÜVENİYORUZ, HALKIMIZA GÜVENİYORUZ”

“HDP’siz bir siyaset hayali kuranlara sözümüz şudur: Halk sizin olmadığınız bir ülke hayalini çoktan kurdu ve bu hayalini gerçekleştirmek için de sabırsızlıkla sandıkları bekliyor. Bizden söylemesi. Halk iktidarın gitmesi için sandık ve seçim bekliyor.

“Bir erken seçim olmak üzere AKP’den AKP-MHP’den kurtulmanın yolu sandıktır. Sandığa güveniyoruz, halklarımıza güveniyoruz. Halkın büyüyen değişim talebi ve bu iktidara olan öfkesi mutlaka sandığa yansıyacaktır. Bundan hiçbir kuşkumuz yoktur.

“Muhalefete düşeceksiniz. Halk zaten 31 Mart’ta sizi İstanbul ve Ankara’da muhalefet stajına başlattı. İlk seçimde de sizi mezun edecektir.”

Kaynak: Bianet

Editör: TE Bilişim