Gazete Emek-HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından HDP'li vekillere verilen cezalara ilişkin sert bir açıklama yapıldı. Açıklamada HDP'li vekillere verilen cezalarla Meclis'in en büyük 3. partisi HDP'nin siyaset sahnesinden silinmek istendiği belirtildi. 

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:


2018 yılının ilk günlerinde HDP’ye yönelik siyasi soykırım operasyonunda yeni adımlar atıldı. Bağımlı ve taraflı iktidar yargısı son 2 günde art arda cezalar yağdırdı. Hukuk bir kez daha siyasi çıkarlar için kullanıldı. Yargı mensupları bir kez daha siyasi kumpas davalarının araçları haline getirildi.

Hukuk açısından bakıldığında her biri bir garabet olan, hukuken hiçbir değer taşımayan; mesnetsiz iddialara ve yalanlara dayandırılan; FETÖ sanığı olarak cezaevlerine atılmış savcıların hazırladıkları iddianamelerle verilen cezalar adaletsizliğin, hukuksuzluğun ve vicdansızlığın en bariz örneklerini oluşturuyor:

Diyarbakır Vekili ve Grup Başkan Vekili İdris Baluken 16 yıl 8 ay;
HDP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk 1 yıl 6 ay;
Şırnak Vekili Leyla Birlik 1 yıl 9 ay;
Diyarbakır Vekili Nursel Aydoğan 1 yıl 3 ay;
Van Vekili Adem Geveri 1 yıl 6 ay;
DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel 2 yıl 3 ay

Plan çok açık: Meclis’in 3'üncü partisi olan HDP’nin vekillerini bu cezalarla teker teker düşürmek ve bir dönemin siyasi figürlerini demokratik siyasetten tasfiye etmek. Bu yolla Türkiye’nin demokrasi umudu olan bir siyasi hareketi yok etmek.

İktidar ve devlet yapısının her türlü yasadışılığa ve hukuksuzluğa dayanarak attığı bu adımların hiçbiri bizler için sürpriz değil elbette. Faşizmin kurumsallaşmasına direnenlerin, demokrasi ve adalet mücadelesini sürdürenlerin, demokratik toplumsal muhalefetin bileşeni olanların tasfiyesi beklenmedik bir gelişme değil.

Evrensel demokratik hukuk ilkeleri yerine iktidara sığınarak, hukuk kılıfı altında siyasi soykırım operasyonlarına imza atan yargı mensuplarına, yakın geçmişte aynı yolu izleyen meslektaşlarının hazin sonunu bir kez daha hatırlatıyor ve uyarıyoruz.

Türkiye demokrasi güçlerinin ve Kürt halkının barış, demokrasi ve eşitlik mücadelesini bu yolla sona erdireceğini düşünenler çok yanılıyor. Bilsinler ki, genç kuşaklar edindikleri deneyimlerle, kararlı tutumlarıyla, özgürlükçü cesaretleriyle bu mücadeleyi sırtlarına aldılar ve taşıyorlar. Tasfiye çabaları, daha önceki denemelerde olduğu gibi, bir kez daha boşa çıkıyor.

Bizler biliyoruz ki, yargı kurumu iktidarın sopası olarak işliyor. Hukuk ve bu konuları hukuki argümanlar ile tartışma zemini kalmamıştır. Bu gidişi durdurmanın tek yolu, politik mücadeleyi yükseltmek, demokrasi güçlerinin ortaklığını sağlamak ve bu iktidarı yargısı ile birlikte değiştirmektir. Bizler bu konuda kararlıyız.  

Editör: TE Bilişim