Gazete Emek- Hükümetin Afrin konusundaki söylemlerinin analizini yapan gazeteci Fehim Taştekin, “Afrin’i asıl sahiplerine teslim edeceğiz” şeklindeki söylemin ‘asılsız bir propaganda’ olduğuna dikkat çekiyor. Kentin demografik özelliklerine değinen Taştekin, ‘etnik temizlik’ uyarısı yapıyor.

Gazeteci Fehim Taştekin, hükümet yetkililerinin “Afrin’i asıl sahiplerine teslim edeceğiz” söylemini kentin demografik özellikleri üzerinden değerlendirdi.

Evrensel’den Şerif Karataş’a konuşan Taştekin’e göre bu söylem ‘asılsız bir propaganda’. “Afrin’de kimler yaşıyor?” sorusu üzerinden konuya açıklık getiren Taştekin’in değerlendirmesi şöyle:

“Afrin’de, bombardıman altında kalan Afrinliler yaşıyor. Kürtler en az bin yıldır o bölgede. Orası tarihi adıyla Kürt Dağı yani Çiyayê Kurmênc. Dün Kürt yoğunlukluydu, bugün de Kürt yoğunluklu. Kürtler dışında Araplar, Türkmenler, Ermeniler, Çerkesler de küçük oranlarda varlar.”

Başbakan Binali Yıldırım’ın “Afrin operasyonu, yıllardan beri o bölgede zulüm gören Kürt kardeşlerimiz, Arap kardeşlerimiz, Türkmen kardeşlerimizin zulmüne son verme harekatıdır” sözlerini de değerlendiren gazeteci Taştekin, kentin 2016 yılına kadar en istikrarlı, güvenli ve bu yüzden de göç alan bölgelerden biri olduğunu hatırlatıyor.

Afrin’in 2016’ya kadar istikrarın korunduğu, güvenli bir yer olması nedeniyle göç aldığını anımsatan Taştekin, şu bilgileri veriyor:

“Gözden kaçırılan hakikat şu: Afrin göreceli olarak istikrarın korunduğu bir yerdi. ÖSO ya da İslamcı örgütlerden gelen saldırıları da püskürtmeyi başarmıştı. 2016’dan bu yana Türkiye’den obüs toplarıyla atışlar başlayıncaya kadar da güvenli bir yerdi. Bütün bunlara rağmen Afrin göç alan bir yer oldu. 2013-2014 sonrası Halep, el Bab ve Rakka gibi yerlerden kaçanların bir kısmı Afrin’e sığındı veya savaş öncesi oralara ekonomik nedenlerle göç etmiş olan Afrinliler evlerine geri döndü. Haliyle ‘Afrin’i asıl sahiplerine bırakacağız’ lafının hiçbir karşılığı yok. Bu asılsız bir propaganda. Elbette siyasi kavgalarla 2012’de Afrin’den ayrılmış, PYD’ye rakip aktörler var. Ama onların durumu kitlesel bir göçe tekabül etmez. Ki bunlar da Zeytin Dalı Harekatı ile birlikte hareket ediyor değil. Hatta Türkiye’nin müdahalesini ‘işgal’ olarak reddettiler.”

Taştekin’e göre “Afrin’i Afrinlilere vereceğiz?” söyleminin manası ise şu: “Türkiye’deki mültecilerin oraya taşınması hedefi Kürt yoğunluklu bir bölgenin demografisini değiştirme niyetidir.” Ayrıca ‘etnik temizlik’ uyarısı yapan Taştekin, şöyle devam ediyor:

“Suriyeli diye Halepli, İdlibli, Rakkalı birilerini alıp Afrinlilerin evlerine ya da toprağına yerleştiremezsin. Demografik yapıyı değiştirmeye dönük bir müdahale Kürtler açısından ‘etnik temizlik’ olarak tarihe geçer. Bu başka krizlere yol açar ve insanlar arasında düşmanlık tohumları eker. Maalesef demografik yapıya müdahale bu coğrafyada tarihsel olarak hep başvurulmuş bir devlet çözümüdür! Berbat bir yoldur. Bu çözüm halkları karşı karşıya getirmiş, hep kavgalar üretmiştir. Fakat bu müdahalenin sınırların ötesinde başka bir ülke nüfusuna yapılıyor olması işin vahametini daha da artırıyor. Götürecekleri nüfusu orada nasıl tutmayı planlıyorlar? Afrin’den asla çıkmayarak mı?”


Kaynak: Gazete Karınca

Editör: TE Bilişim