Gazete Emek- Avrupa ve Amerika'da sanayinin gelişimiyle beraber başta işçi sınıfı olmak üzere halkın tamamı kölelik denecek koşullarda çalışıp yaşıyorlardı. Haftanın yedi günü, günlük 15-16 saat gibi çok ağır koşullarda çalışılıyordu. Haftada bir gün tatil, sigorta, emeklilik, her hangi bir nedenden dolayı işten çıkarılma durumunda tazminat gibi hakların hiç biri yoktu. Çok ağır koşullarda çalışma, sömürü korkunç boyutlara ulaşmıştı. Vahşi kapitalizm  bir kılıç gibi işçi sınıfı ve toplumun tepesinde sallanıyordu. 17-18 ve 19 yüzyıllar vahşi kapitalizmin, toplumu egemenlik altına alma yüzyıllarıydı. Sanayinin gelişimi tabi ki işçi sınıfını ve toplumu da sosyal ve siyasal açıdan geliştiriyor, kapitalizme ideolojik açıdan alternatifler yaratıyordu. İşçi sınıfının ilk direnişleri sistem içi bazı haklar elde etme temelindeydi. Daha iyi şartlarda yaşamayı ve  bazı haklara sahip olmayı hedefliyordu. İşçi sınıfının nicel olarak örgütlü olduğu dönemlerde sisteme ideolojik alternatif yaratma gibi bir hedefi yoktu, sadece sistemi demokratikleştirip belli bir siyasi toplumsal denge kurmayı hedefliyordu.

 1800'lü yıllarda komünist ideolojinin modern gelişimi işçi sınıfına nitel sıçrama yaşatıp, kapitalizme ideolojik olarak  alternatif  olacaktı. 1 Mayıs ilk kez Amerika'da ekmek fabrikalarında, fırınlarda çalışan işçilerin düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına karşı isyan etmeleriyle başlayıp, dalga dalga bütün ülkeye yayılıp sistemi zorladı. İşçi sınıfının Amerika genelinde direnişe geçmesi çok kanlı oldu, birçok işçi lideri ve işçi bu kavgada hayatlarını kaybettiler, büyük bedeller verdiler. Sanayileşme ve vahşi kapitalizm çağında sisteme karşı ilk ciddi ve büyük direniş 1 Mayıs direnişiyle oldu. Eğer 1 Mayıs isyanı ve direnişi olmasaydı, bugün 8 saatlik çalışma, haftanın 1 gün tatili, sigorta, emeklilik ve tazminat gibi haklar olmazdı.

***

1 Mayıs, ulaşması gereken hedefe tam ulaşamadı ama birçok hak ta elde etti. Türkiye'de de 1 Mayıslar her zaman kanlı geçmiştir. 1977'de Taksim meydanında egemen güçlerin saldırısı sonucu 37 işçi ve emekçi hayatını kaybetti. Türkiye'de, egemenler, 1 Mayıs'ı kendileri için, sürekli tehlike olarak görmüşler, yasalar çerçevesinde bile kutlanmasına izin vermemişlerdir. Türkiye'de hak alma mücadelesi hala tehlike olarak görülüyor. 1 mayıs direnişinin tam hedefi, sınıfların ve sömürünün olmadığı bir yaşam ve sistemdir. Kapitalizm ve sömürü var olduğu sürece 1 Mayıslar ve direnişler devam edecektir, devam etmelidir. İşçi sınıfı ve halk, sadece bazı haklarla yetinmemeli. Eğer işçi sınıfı ve halk kendi iktidarını kurmazsa, bugün elde edilen kısmi haklar bile elden gidebilir, bitebilir. Çünkü ekonomik ve siyasi krizler yaşayan kapitalizm her zaman toplumsal hakları keser, kesmek ister. Kapitalizmin vicdanı ve merhameti para ve birikimdir, bu sistemde insanlık dibe vurup bitmiştir.  Çünkü insan dahil her şey meta ve mal haline, sermeye haline gelmiştir, getirilmiştir. Bu açıdan 1 Mayıs, hedefini daha çok büyütüp daha büyük siyasal hamleler yapıp, komünizmi hedeflemelidir. Sistem içi çözümler çözüm değil, kapitalizmin ömrünü uzatır. Sadece bazı ekonomik kazanımlar, sosyal haklar elde etmek yetmez ve bunun garantisi de  yoktur. İşçi sınıfı ve halk, kendi iktidarını kurmayana kadar, kendi geleceklerini belirleyemezler, kaderlerini tayin edemezler. 1 Mayıs öyle söylendiği gibi bayram mayram değildir, isyandır, direniştir, hak alma günüdür, iktidarı ele geçirip halkın iktidarını kurma mücadelesidir. 1 Mayıs'ın, Taksim meydanında kutlanmak istenmesi, 1977 Taksim direnişinden dolayıdır. 1977'de 37 işçi, emekçi o gün  egemen güçler tarafından yapılan saldırıda şehit oldular. Bundan dolayı Taksim meydanı 1 Mayıs direnişi  için tarihi değer de bir alandır, ama 1 Mayıs aslında yaşamın, üretimin olduğu her yerde olmalıdır. Sadece bir yerde  olmamalı. 1 Mayıs haksızlığa, köleliğe, kötü çalışma ve kötü yaşam koşullarına karşı onurlu bir yaşamı  yaratma mücadelesidir. 365 günün her günü 1 Mayıs direnişi olmalıdır. Sınıflı sisteme geçişle insanlık büyük bir yıkım yaşadı, yaşıyor. Tarihsel ve güncel olarak insanlığın verdiği bütün ulusal, sınıfsal, toplumsal direnişlerin hepsini 1 Mayıs direnişi olarak görmek gerekiyor. Dünyanın neresinde ne zaman bir direniş olmuşsa, oluyorsa, olacaksa bu direnişlerin hepsi 1 Mayıs direnişidir.

***

Burjuvazi, 1 Mayıs direnişini yozlaştırmak için, 1 Mayıs'ı  resmi tatil ve bayram haline getirmiştir. Sadece Avrupa ülkelerinde işçi sınıfı ve halk bazı haklara sahip ve belli bir refah seviyesi var. Dünyanın büyük bir bölümünde çalışma saati 8 olsa da, emeklilik ve tatil olsa da, işçi sınıfı ve halk büyük bir yoksulluk yaşıyor. Türkiye'de bir kilo pirzola yani kırmızı et 100 TL'dir. İşçi ücreti en son yapılan zam üzerinde hesaplansa bile aylık 2800 TL'dir ve günlük 93 Liradır. Yani bir işçi bir kilo pirzola, kırmızı et bile alamıyorsa, o ülkede kölelik var demektir. Türkiye'de insanlar kırmızı et yiyemiyorlar! Özellikle Türkiye'nin 1 Mayıslara yani direnişlere  daha çok ihtiyacı var. Sadece yılda bir defa alanlara çıkıp 1 Mayıs'ı bayram havasında kutlamak 1 Mayıs'ın anlam ve önemini bilmemek demektir. Mayıs'ın 1'i  özellikle özel olarak seçilmiş bir gün değildir.

Mayıs'ın 1'inde işçi sınıfı ve halk sokaklara çıkıp büyük bir direniş vermişlerdir ve bu büyük direniş günü bütün insanlığa ve dünyaya mal olmuş, sembolikleşmiştir. 1 Mayıs direnişi karşısında tutunamayan burjuvazi, 1 Mayıs direnişini bayram haline getirip yozlaştırmak istemiştir. Avrupa ülkelerinde resmi bayram olarak kutlanması aslında bilinçli bir çarpıtmayı ve yozlaştırmayı amaçlıyor. Türkiye'de 1 Mayıs hem yasak ve hem de bayram olarak görülüyor. Kapitalizm ortadan kalkmayana kadar 1 Mayıs direnişi bitmez, bitmemeli. Bu büyük direniş günü aslında bütün bir yılı kapsamalı. Her gün 1 mayıs haline getirilmelidir. Egemenlerin istediği de zaten yılda bir defa bayram havasında kutlanmasıdır. 1 Mayıs mücadelesi her gün olmalıdır derken, her gün mücadele etme, hak alma, iktidarı halk adına ele geçirmekten söz ediyoruz. Çevreyi yakıp yıkmaktan, kırıp dökmekten bahsetmiyoruz. Sömürünün ortadan kalkması, insanca bir yaşamın kurulması için mücadeleden bahsediyoruz. 1 Mayıs direnişleriyle eşit, özgür ve sömürünün, sınıfların olmadığı bir dünya ve yaşam kuralım. Dünya 1 Mayıs direnişçileri ve devrim şehitleri önünde saygıyla eğiliyoruz...

Editör: TE Bilişim