Gazete Emek- Türkiye kuruluşundan günümüze kadar bir rejim-sistem sorunu yaşamıştır. Kürt sorununun çözülmemesi, hatta Kürtlerin inkara uğraması, asimilasyon kıskacında olmaları, rejimi her şeye düşmanlaştırmıştır. Kürtlere dost olmayan bir rejim, her şeyin düşmanı olmuştur. Yani Kürtlere düşmanlık, Türk halkına da sınıfsa olarak bir düşmanlığa yol açmıştır. Türkiye işçi ve köylü sınıfı, yoksul halk, tarihin en kötü zamanını yaşıyor. Kürt sorunu çözülse, demokratikleşme konusunda adım atılır, gelişme olur ve Türkiye'nin sorunları tek tek çözülür. Ama inkar ve savaşta ısrar, siyasi ve ekonomik olarak ülkeyi büyük bir zora sokuyor. Bütçenin bir bölümü savaşa akıyor. Bir bölümü de mafyalaşmış siyaset ortamında kayıplara karışıyor. Son kırk yılda, hükümet olan düzen partilerinin hepsi holdingleştiler. Özellikle son kırk yılda devlet kurumları çeteleşmeye başladı, her tarafta mafyalar türedi, siyaset mafyalaştı. Dışarıya bağımlılık daha çok arttı. Türkiye kendi sorunlarını çözmediği sürece ne dışarıyla iyi ilişkiler kurabilir ne de temiz siyaset yapmada başarılı olabilir.

***

Türkiye bütün gücünü, Kürtleri kültürel-kimliksel soykırıma uğratmaya harcıyor. Dış güçler dedikleri ABD ve AB, Türkiye'nin en zayıf yönünün, yumuşak karnının Kürt sorunu olduğunu bildiklerinden dolayı, bu sorunu bir koz olarak görüp, Türkiye'ye her istediğini yaptırıyorlar. Ve bunun karşılığında da Türkiye'ye Kürtleri inkar etmek ve Kürtlere karşı savaş konusunda destek veriyorlar. Türkiye şimdiye kadar bu konuda bir başarı sağlayamadı, sağlayamaz. Kürtler artık uluslaştılar, örgütlendiler, önderlik sahibi oldular, demokratikleşmede epey bir gelişme sağladılar. Bunu aslında en iyi, devlet biliyor. Ama hala '' bitireceğiz, bitireceğiz '' diyorlar. Farkındaysalar, kendileri bitti, bitiyor. NATO-ABD, AB Türkiye'ye destek vermesinler, Türkiye artık bu kirli savaşı üç gün bile sürdüremez. Türkiye, jeopolitik konumuna güvenerek, bu güçlerden, Kürtlere yaklaşım konusunda destek alacağını düşünmektedir. Ancak dengeler hep aynı olmaz. Türkiye eğer bir iç savaşa sürüklenirse, bu güçler Türkiye'den desteklerini çekerler.

Zor kullanarak, faşizmi devrede tutarak ayakta kalmaya çalışan bir sistem var Türkiye'de. Sistem içi muhalefet bir işe yaramıyor, sadece sistemin ömrünü uzatıyor. CHP, bir muhalefet falan değildir, sistemin yedek bastonudur. Muhalefetmiş gibi görünüyor ama aslında gerçek bir muhalefetin gelişmesini engelliyor. Son otuz yılda, HDP gerçek muhalefet olmayı başardı ama HDP'ye de göz açtırmıyorlar, her yönüyle kuşatma altına alıyorlar. Ancak HDP  kuşatma altına alındıkça daha çok güçleniyor, büyüyor, kitleselleşiyor ve Türkiye'nin geleceği oluyor. Son günlerde, mafya lideri Sedat Peker'in açıklamaları, siyaset dünyasını karıştırdı. Dün yan yana olanlar, bugün birbirlerini kötülüyorlar. Bütün bunlar, sistemin ne kadar kirlenip koktuğundan kaynaklanıyor. Sistemde dökülme daha çok gerçekleştikçe, mafya siyasetçileri ve bunlarla ilişkili mafya-çete kesimleri birbirlerini daha çok suçlayacaklardır. Türkiye'de mafyalaşma, çeteleşme dışarıda kendiliğinde ortaya çıkan bir şey değildir. Sistemin bataklığında paydalanıyorlar ve gerçek muhalif kesimlere karşı kullanılıyorlar.

Son elli yıldır mafya ve çeteler solculara ve Kürtlere karşı bizzat devletin eliyle kullanıldılar. Çok sivrilen, kontrol dışına çıkan bazılarını da ya ortadan kaldırdılar ya da etkisizleştirdiler, susturdular. Son zamanlarda siyaset ve mafyanın ne kadar iç içe olduğu gün yüzüne çıkmış oldu. Bu aslında eskiden beri var olan ve bilinen bir durumdu. Ancak sistem demokratikleşmeyince, Kürt sorunu ve Türkiye'nin bütün sorunları çözülmeyince, mafyalaşma ve çeteleşmeler bitmedi, artmaya devam etti. Bataklık kurumayınca, haşereler bitmedi, bu durumda bitmezler. Kendisini ana muhalefet olarak gören CHP bu duruma sadece söylem düzeyinde eleştirel yaklaşıyor. Faşizm koşullarında etkili bir muhalefet olmadan, zalimler meydanda at koşturmaya devam ederler. Faşizm koşullarında muhalefet devrimci olmalıdır. Devletin sözde bekası ve Türk-İslam sentezi söz konusu olsun, CHP, iktidar partisiyle kol kola takılıyor, yan yana geliyor. Bu durumda Türkiye nasıl düzelecek, demokratikleşme nasıl olacak? CHP muhalefet değildir, gerçek muhalefet HDP'nin önünde engeldir.

***

Bir mafya lideri, CHP liderini tehdit ediyor ama CHP'den kimsenin sesi çıkmıyor. Bu çetelerin ve mafyalaşmanın hepsinin peydalanmasına CHP yol açtı. CHP 1923-1950 arası ülkeyi tek başına yönetti. Pekala bu çeteleşmeler nasıl oldu da ortaya çıktı? Bu mafyalaşma gökten zembille inmedi, Türkiye'nin demokratikleşmemiş koşullarında ortaya çıktı. Türkiye'nin bu duruma gelmesinde CHP baş sorumludur. Bu kadar zamandan sonra, kimse, CHP'den muhalefet yapmasını beklemesin. Zaten muhalefet edecek bir durumda da değil,  öyle bir amacı da yok. CHP hala Kürt düşmanlığı yapıyor, nasıl muhalefet olacak? Kürt düşmanlığı Türkiye'yi büyük bir çıkmaza sürükledi. Bundan kurtulmanın yolu, Kürt sorununu çözmek ve Türkiye'yi düze çıkarmaktır. Kürt sorunu çözülürse Türkiye demokratik olur ve devlet demokratikleşirse, devletin eliyle peydalanan mafya ve çeteler yok olur. MHP ve Devlet Bahçeli'nin, son zamanlarda bağırıp çağırması, korkusundadır. Çünkü Türkiye bir dönemece gelmiş bulunuyor.

***

Devlet Bahçeli ve MHP, devletin çocuğudur. Devlet bu MHP'yi, solculara ve Kürtlere karşı bir silah ve sopa olarak kullandı. Bu kullanma karşılığında ise bunlara mafyalaşma ve çeteleşmede her imkanı ve desteği verdi. Türkiye demokratik olursa, MHP biter. MHP'nin bittiği yerde de mafyalaşma biter. Çünkü MHP mafyalaşmanın oluştuğu bir bataklıktır. Tabi ki Devlet Bahçeli, demokratikleşmeden korkar. Ne kadar çok savaş, o kadar çok rol MHP'ye verilir. Ne kadar çok Kürt düşmanlığı, o kadar MHP'ye rol ve görev düşüyor. Demek ki Kürt sorunu çözülürse, Türkiye her bakımdan kurtulur ve demokratik özgür bir ülke olur. MHP savaştan ve inkardan beslendiği için, bu koşulların varlığını kendi varlığı olarak görüyor. AKP-MHP'nin bindikleri gemi kırılmaya başladı ve gemi su alıyor, karaya vuruyor. AKP-MHP'nin kullanabileceği bir siyasi argüman da kalmadı. Vatan millet Sakarya argümanları artık siyasi prim yapmıyor. Ellerinde bir yalan kalmadı artık. Pilleri bitti. Kürtler ve bütün demokrasi güçleri şimdi daha çok güçlü hareket ederlerse, değişim kapıdadır.

Editör: TE Bilişim