Gazete Emek- Mezopotamya’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada coşku ve direniş ile kutlanan Newroz’un geçmişi 2632 veya 2691 yıl önceye dayanmaktadır. Bazı aryan ve diğer halklarda baharın gelişi ve toprağın canlanışı anlamlarında yüzyıllardır kutlanmaktadır. Anlamındaki farklılık kendisini isminde de göstermiştir. Örneğin Farslar Nawroz, Türkler Nevruz Kürtler ise Newroz olarak isimlendirmiştir.

Yine diğer halklarda “Baharın gelişi” olarak kutlanan bu gün Kürtlerde “Hem baharın uyanışı hem de esaret ve zulümden kurtulma günü” olarak anlam bulmuştur. Firdewsi’nin anlatımına göre; Asur ülkesinin Ninova kentinde, kral Dehak’ın omuzlarında çıkan çıbanların(yılanbaşlı) iyileşmesi için her gün biri kadın biri erkek olmak üzere iki gencin beyni parçalanır ve kralın bu yaralarına sürülürmüş. Bazı gençler de bir yolunu bularak kralın muhafızlarından kaçar ve dağlara yerleşirlermiş.(“Kurmanc” kelimesinin buradan “dağda kalanlar” anlamından ortaya çıktığını söyleyebiliriz.) Halktan biri olan Kürt Gave’nin 18 oğlundan biri olan Kürt Demirci Kawa adındaki genç, sırasını beklemeden isyan etmeyi hedefler ve sarayı zulümden kurtuluşun sembolü olarak yakacağı sözünü halka verir. Demirci Kawa, bir şekilde kralın yanına yaklaşmayı başarır ve kralın başını çekiçle ezip sarayı ise halka vermiş olduğu söz gereği direniş ve isyanın sembolü olarak yakar. Ninova halkı ve kraldan kaçıp dağa yerleşen gençler bu haberi duyar duymaz ateşe ateşle cevap vererek bulundukları yerde ateşler yakar ve bu günün yıl dönümlerinde ateş yakılmaya başlanır ve zulme başkaldırı olarak kutlanır.

Sonuç olarak Newroz bir mit, efsane veya tarihsel bir olaydır. Yine bir mit olması nedeniyle içinde bazı gerçekdışı durumlar olsa da bilinen gerçek şu ki; Kürtlerin etrafında gelişmiş ve esaretten kurtuluşun simgesi olmuştur. Dünyada, özellikle komşu ülkelerimizde 21 Mart’ta kutlanan Newroz asıl anlamını Kürtlerden aldığı direniş, başkaldırı, isyan ve mücadele geleneğiyle bütünleştirmiştir.

Kürtler, bu günü sadece baharın gelişi olarak değil mücadele serüvenlerinin büyümesi ve güçlenmesi olarak değerlendirmekte ve canları pahasına bu günü bütün yasak ve baskılara rağmen kutlamaktadır. Kürtler, bulundukları her yerde bu günü her şeye rağmen kutlar ve bir kartal misali kendilerini, mücadelelerini, isyanlarını, başkaldırılarını ateş yakarak adeta temizler ve her Newroz’da daha da güçlenirler. Örneğin; bugün siyasetçileri, çocukları zindanlarda veya toprak altında bulunduran Kürt anne ve babaları virüse ve kalplerindeki kanlı gözyaşlarına rağmen bütün Kürt kentlerinde Newroz’u direnişin sembolü olarak kutlamaktadır. Kürtler ve dostları, bu yıl İstanbul’daki Newroz’u medyadan duyduğum kadarıyla 20 Mart Cumartesi günü Yenikapı Meydanında kutlayacak ve taze bir kan ile dirençle baharı selamlayacaklar…

Ben de yazıyı bu kısalıkta tutarak bu yılki Newroz’un barışa, kardeşliğe, sevgiye, saygıya, empatiye, insanlığa dönmeye kapı aralayacağını umarak siz değerli GAZETE EMEK okurlarının ve yüreğinde sevgi ve merhamet barındıran herkesin Newroz’unu en içten duygularımla kutlarım…

NEWROZ PÎROZ BE…

Editör: TE Bilişim