Dünyanın her yerinde futbol oyunu üç organizasyonla oynanıyor. Savunma, hücum ve geçişler. Bu üç organizasyonu yapamayan, beceremeyenlere teknik direktör denilmiyor. Mehmet Altıparmak'ın kelimenin gerçek anlamıyla bu üç organizasyonun ne olduğunu bildiğini sanmıyorum. Bunun çok basit bir belgesi, vesikası ve tanıklığı var.
Birinci bölgeden üçüncü bölgeye adresi belirsiz paslar atmak, her üç organizasyonun da kapsama alanına girmiyor, üçünün de el kitabında böyle yazılı bir kayıt olarak yer almıyor. Her topun sanki ilahi bir ayetmiş gibi böyle kullanılması, ancak futbol oyununa dair hiçbir fikri olmayanların başvuracağı bir dengesizlik ve tutarsızlık.
Bu tutarsızlık ve dengesizlik bir salgın hastalık gibi bütün oyunculara sirayet ediyor ve var olan yeteneklerini de bir vantuz gibi emip bitiriyor. Oyuncular bu saçmalık karşısında bildiklerini de unutuyor. Yetenekleri kayboluyor, beceri haline getirilmiş olan motor güçler belirsizleşip buharlaşıyor. Elinde Dia Saba' gibi çok yetenekli, oyun görüşü üst düzeyde bir oyuncu varken, topları onun etki alanının dışına atmak, uzun vuruşlarla onu battal etmek ancak bir ehliyetsizin düşebileceği bir çukurdur.
İlk golü hatırlayalım, top çok tesadüf bir şekilde Dia Saba ile buluştu, Dia Saba topun aklına, kendi aklını kattı ve bir radar gibi, Fernando'nun markajsız olduğunu gördü. Adrese teslim bir pasla Fernando'nun ritmini bozmadan onun önüne düşürdü. Fernando, hafif bir feyk atarak, Diagne'yi gördü ve Diagne'nin vuruşu gol ile sonuçlandı.
Bu saha içinde bu amaçta olan becerilen bir şeydi. Ama bunun hiç kıymetini bilemedi Mehmet Altıparmak, sanki bu olmamış gibi, uzun toplara devam etti. Aslında bu maçı uzun uzun analiz etmeye gerek yok.
Mehmet Altıparmak her şeyi ile teknik direktörlük vasfına layık değil. Ne tecrübesi tecrübe, ne ehliyeti ehliyet ve ne de fikirleri bu oyunun hizmetinde. Mehmet Altıparmakla yolları hemen ayırmak gerek. Çünkü takıma kattığı hiçbir şey yok.
Aslında Mehmet Altıparmak'a karar veren aklı da onunla birlikte göndermek gerek. Hakikaten o muhteşem aklı! merak etmiyor değilim. Buradan söylüyorum, bu takıma en büyük kötülüğü yapan akıl, Mehmet Altıparmak'ı bu takıma teknik direktör diye öneren ve bununla yetinmeyip onu teknik direktör olarak takımın başına getiren akıldır.
İlkokul seviyesini bile aşmayan futbol bilgisi, eninde sonun da ilk okul seviyesinde kalır. Amedspor büyük bir camia ve markadır. Bu markaya yakışmayan herkes hızla ayıklanmalıdır. Amedspor hemen bir sportif direktör bulmalıdır. Teknik direktör olarak kim gelirse gelsin, onun oyunu mutlaka maç oynanmadan denetlenmelidir. Maçı, maç öncesi kendi kafasında oynamayı beceremeyen, kafasının içindeki maçı ilgili kişilerle paylaşmayan biri ne teknik direktör olmaya layıktır ne de futbol adamı olmaya.