Futbol, sadece bir oyun değil; bir ulusun ruhunu, kimliğini ve kolektif hayallerini yansıtan bir ayna. Amedspor, bu aynada Kürt ulusunun yansımasını taşıyan bir kulüp olmalı. Ne var ki, gerçeklik bambaşka: Takım bir ulusun simgesi olarak doğmuşken, yönetimi dar bir şehrin sınırlarında sıkışıp kalmış. Bu, eşyanın tabiatına aykırı bir durum. Bir ulusal mirasın idaresini, yerel bir coğrafyanın dar kalıplarına hapsedemezsiniz.
Diyarbakır'ın futbol geleneği, elbette saygıdeğer bir tarih taşıyor; ancak Amedspor'un ulusal boyutu, bu yerel mirasın gölgesinde eriyip gitmemeli. En acısı da şu: Şehrin futbol yönetimi, sportif zihniyet bakımından Diyarbakırspor'un soluk bir devamı niteliğinde. Medyası da aynı kısır döngüde: Eleştiri yerine savunma, yenilik yerine nostalji. Bu düzen, değişmezse, Amedspor'un potansiyeli boşa akar.
Bu eleştiriyi, kişisel bir öfke patlaması olarak değil, derin bir teşhis olarak okuyun. Amedspor'un mevcut yönetici ve profesyonel kadrosunun alternatifi, "değeri kendinden menkul" Diyarbakırspor eskileri olamaz. Onlar, hala o eski eşiklerde mucizeler arayan bir kalibreye sahip; çünkü zihinleri, o dönemin sınırlarını aşamamış.
Büyük resimde, sorun bu değil sadece. Asıl mesele, kendi içinde "dar alanda kısa paslaşmalar" yapan, temsiliyeti kimseye paylaşmaya yanaşmayan o kapalı zihniyet. Bu, bir kulübü değil, bir oligarşiyi besliyor: Diyarbakır kökenli yapılar, Amedspor'un üstünde bir gölge gibi hâkimiyet kurmuş. Kendini teknik direktör, sportif direktör, scout ve hatta futbol âlimi sanan tipler –ki bunlar, ciddi ciddi böyle düşünüyor, hissediyor ve hareket ediyor– gerçekte, bilgisi bir çekirdek kabuğunu bile doldurmayacak kadar sığ.
Ama egoları? Afrika kıtasından daha büyük! Medyası da bu oyunun parçası: Tarafsız analiz yerine, bu egoları şişiren bir yankı odası. Hocayı, futbolcuları konuşmak? Bu, asıl sorunu manipüle etmektir. Esas suçlu, bu hoca ve oyuncuları "sıcak bir patates" gibi avucumuza koyan o Diyarbakır zihniyeti. Yine medya, yine o kısır savunma.Amedspor'u Diyarbakır kökenli futbol zihniyetinden arındırmanın vakti gelip geçti.
Bu zihniyet, temelde taklitçi bir pratik: Rekabeti, orijinal bir vizyonla değil, başkalarının yolunu kopyalayarak sürdürmeye iman etmiş. Futbol bilgisi mi? Menajerlerin ağzından çıkan laflar, kulis fısıltıları ve yüzeysel taktikler. Bilimsel bir gerçekle yüzleşelim: "Sorun biriktiren zihin, sorun çözme düzeyine ulaşamaz." Psikoloji ve organizasyon teorileri, bunu defalarca doğrulamış.
Amedspor'da biriken bunca sorun – sportif başarısızlıklardan taraftar kopukluğuna– tam da bu zihniyetin eseri. Çözümü, aynı kaynaklarda aramak delilik olur. Yönetim ve iştişare mekanizmalarıyla bu düğümü çözemezsiniz; zira onlar, sorunun ta kendisi.
Peki, çözüm nerede? Önce, dürüst, hakkaniyetli, şeffaf ve demokratik bir çalıştay talep ediyorum. Bu, bir formalite değil; kök sorunları tanımlamadan, teşhis etmeden çözüm üretmek, ham bir hayalden öteye gitmez. Çalıştay, ulusal boyutu gözeten, farklı kesimlerden –taraftar derneklerinden spor bilimcilere, siyasi aktörlerden bağımsız uzmanlara– temsilcilerle yapılmalı. Sorunları masaya yatırmalı: Neden ulusal bir kulüp, yerel bir yönetimle boğuşuyor? Oligarşik yapılar nasıl etkisiz kılınır? Sportif zihniyet nasıl yenilenir?
Eğer bu çalıştay, belirttiğim çerçevede gerçekleşirse, gönül rahatlığıyla kongreye gidilebilir. Gidilmelidir de; çünkü kongre, bu teşhisin meyvesini verecek bir dönüm noktası olabilir.Amedspor yönetiminde, sadece bu ânı, bu günü düşünen; kökleri ve geleceği yokmuş gibi davranan "işportacı zihniyeti" görmek istemiyoruz. Bunlar, kulübü bir tezgâhta mal gibi satan, kısa vadeli kazanç peşinde koşan tipler. Gelecek kaygısı taşımayan "korsan hafifliği" ise, tam bir tehlike: Bugün gemiyi yüzdürüyorlar, yarın batırıyorlar. Bu zihniyetler, kapı dışarı edilmelidir. Çözüm, yönetim ve iştişareyi en yüksek perdeden, kendini bu ulusun kaderinden sorumlu duyan siyasi otoritelere taşımakta yatıyor. Orada, hep birlikte aramalıyız: Ulusal bir vizyonla, Kürt halkının gurur kaynağı bir kulüp için. Amedspor'un oligarşik Diyarbakır gölgesinden kurtulmadan, çağdaş bir futbol kulübüne sahip olmak? Evet, o da ham bir hayal.
Amedspor, bir ulusun takımıdır; yönetimiyse, o ulusun aynası olmalı. Değişim, şimdi. Yoksa, bu kısır döngüde kaybolup gideceğiz. Haydi, çalıştayı çağıralım; geleceği birlikte inşa edelim.