Gazete Emek- MESS grup toplu sözleşmeleri süreci başladı. Eskişehir’de BEKO işçileri ile hem açıklanan taslakları hem de çalışma ve yaşam koşullarını konuştuk. Ücretlerini yeterli bulmayan metal işçileri açıklanan taslak oranındaki zam teklifine de tepkili.
Ücretlerin kıdem yılına göre yeterli olmadığını söyleyen bir BEKO işçisi “Temel tüketim maddelerine çok rahat ulaşamasak da bir şekilde ulaşabiliyoruz” dedi. Çalışma koşullarından memnun değilim diyebilmek için daha iyi koşullarda iş imkanı bulabilmek gerekli diyen metal işçisi bugünün Eskişehir’inde çalışma koşulları rahat olan bir fabrika veya işyerinden söz etmek çok da mümkün değil” ifadelerini kullandı. Yaşam koşulları zor, hayat çok pahalı diyerek sözlerini sürdüren işçi, “Hayat sadece karnını doyurup yaşamaya devam etmek ise her metal işçisi yaşayabilir. Ama bence yaşam bu değil, metal işçisinin sosyal hayatı yok. Dört kişilik bir ailenin sosyal hayatı olması bu ücretlerle mümkün değil. Türk Metal’in yaptığı zam oranı da ortada. Yani en az 2 yıl daha karın tokluğuna çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
‘Vergide adalet meselesi taslakta yer almalıydı’
TİS süreciyle ilgili taleplerini de aktaran BEKO işçisi şöyle konuştu:
“İnsanca yaşamak için yeterli ücret, enflasyonun en kötü beklenti oranına göre ücret zammı ve refah payı almayı isterim. Örnek olarak söylemek gerekirse yüzde 30 enflasyon beklentisi varsa en az yüzde 45 zam alınmalı. Ayrıca özellikle vergi dilimleri düzenlenmeli. Ocak ve aralık aylarındaki maaşlarımızda fark olmamalı. Eğer bir fark olacaksa da minimum seviyede olmalı. Vergilendirme oranları bordrolu çalışanlar lehine olabildiğince düzeltilmeli. Vergide adalet sağlanmalı ve taslakta bu konu mutlaka yer almalı.”
Acaba kart basacak mı tedirginliği
Çalışma ve yaşam koşullarını anlatan bir diğer BEKO işçisi ise işten atılma tehdidinin her geçen gün arttığını belirterek başlıyor sözlerine. Bu durumun psikolojisini olumsuz anlamda etkilediğini kaydeden işçi, “Her sabah kartım acaba basacak mı tedirginliği yaşıyorum” dedi. Bu korkuyu hisseden azımsanmayacak sayıda işçi olduğunu kaydeden işçi işsiz kalma korkusu nedeniyle TİS sürecini düşünemediğini söyleyerek, “Ben her zaman TİS süreçlerini yakından takip ederim. Taslakta ne istemişiz görüşmelerde neler alınmış neler alınmamış vb. Şimdi ise alsınlar bir şeyler seviyesine geldim. Emin olun işsizlik kaygısı çok berbatmış. Tamam tazminatları veriyorlar da o tazminatla ne yapabilirsin ki. İş kuramazsın, yatırım yapamazsız, ev alamazsın en fazla biraz modelli bir araba satın alırsın. Hazıra dağ da dayanmaz. Yeni bir fabrikaya girmek işi öğrenmek o da ayrı bir eziyet olur. O nedenle işsiz kalmak istemiyorum. Onlarca arkadaşımız bahaneler uydurularak bir günde kapının önüne kondu. Sendika hiçbir şey yapmadı. İşçiler işten atılırken bir şey yapmayan sendika TİS sürecinde de işçinin lehine bir şey yapmaz. Ben eski TİS süreçlerini de biliyorum. İşçi biraz zorlarsa yalandan mesaiye 5 dakika erken bırakma ve 5 dakika geç başlama eylemleri. Bu işlerin tamamı da göstermelik. Hiçbir zaman Türk Metal’den sonuç alıcı bir eylem görmedim” dedi.
‘Önümüzde uzun bir zaman var’
Toplu izin döneminde olduklarını kaydederek sözlerine başlayan bir diğer metal işçisi ise TİS süreci ile ilgili şunları söyledi:
“Duruştan önce sendikanın herhangi bir hazırlığı yoktu. Sendika yöneticileri ve temsilcileri rahat gözüküyor. İşi akışına bırakmışlar herhangi bir kaygı emaresi göremiyorum.”
Bu durumun nedenini ise iş güvencesi ile ilişkilendiren işçi, “Bizde şu anda iş güvencesi daha büyük bir sorun. Biraz sesini yükseltirsen, biraz itiraz edersen işten atılma riskiyle karşı karşıya kalırsın. İşten atılmalar bu kadar basitleşti artık. Bu nedenle sendika üzerinde hiçbir baskı hissetmeden süreci götürüyor. Artık öncü işçilerde yok. Önemli bir kısmı ya emekli oldu ya da metal fırtınadan sonra işten atıldı. Şimdiki işçiler ise çok deneyimsiz. Pek çoğunun ilk sözleşme dönemi. Şu anda gördüğüm sendika açısından en rahat sözleşme dönemi olacak. Ama tabi daha önümüzde uzun bir zaman var. Bir anda her şey tersine de dönebilir” diye konuştu.
“Yaşam ve çalışma koşullarını değiştirmek için ne yapabilirler” sorusuna ilişkin işçilerin ortak eğilimi ise “işçiler lehine bir değişikliğin zor olacağı” yönünde. Komple dibe batmadan çıkışın olamayacağını düşünen metal işçileri, “mevcut hükümet değişmeli. İşçiler bu iktidara artık oy vermemeli” diyor. Sonrasında sendika, oda başkanları ve tüm kurumların idarecileri değişmesi gerektiğini söyleyen işçiler, “Bir avuç azınlık olan zenginlerin ve kendi çıkarları için kararlar alanların yerine işçileri düşünen, bencil olmayan namuslu ve dürüst insanlar yerlerine gelmeli. Halen böyle insanlar var bu memlekette. Artık geleceğe umutla bakmak istiyoruz” dedi.
Kaynak: Evrensel