Gazete Emek- Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) tahliye kararını kesinleştirmesine ilişkin konuştu.
Erbakan, partisinin 3. Olağan Büyük Kongresi öncesinde basın yayın organlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
Burada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erbakan, hayat pahalılığına ve yoksulluğa dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Türkiye’nin sorunları malum. Emekli maaşı, açlık sınırının neredeyse yarısı seviyesinde. Asgari ücret, yoksulluk sınırının dörtte birinden daha az. İki asgari ücret giren bir hane bile yoksulluk sınırının yarısı kadar bir gelirle yaşam mücadelesi vermek durumunda kalıyor. Bekar bir çalışanın geçinme maliyeti bile iki asgari ücret seviyesine gelmiş durumda. Bu hesaba baktığımızda, Türkiye’de halkın yüzde 45’i açlık sınırının altında, yüzde 80’i de yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.”
‘Türkiye’de sosyal yardımlar ve sadaka ekonomisi hakim olmuş durumda’
“Öte yandan borçlar alarm veriyor. Vatandaşın bankalara olan borçları 5,2 trilyon seviyesine geldi. AK Parti iktidara geldiğinde bu 6,6 milyar liraydı. Yani geçen 23 senede vatandaşın bankaya olan borçları 800 misli artmış. Bununla beraber esnafın ve işverenin borçları, kredileri 16,3 trilyon seviyesine geldi. AK Parti iktidara geldiğinde 88 milyar lira seviyesindeydi. Neredeyse 200 misli artmış. Bireysel kredi borçlu sayısı son bir yılda 43 milyon kişiye ulaştı. Peki bu borçlar yapılıyor fakat ödenebiliyor mu? Hayır ödenemiyor, çünkü icra dosyaları 25 milyona yaklaştı. Türkiye’de sosyal yardımlar ve sadaka ekonomisi hakim olmuş durumda. Açlık ve yoksulluk sınırının altındaki milyonlara sosyal yardımlarla ayakta tutmaya çalışılıyor.”
‘2 milyon çocuğun ‘ağır yoksulluk’ içinde yaşadığı belirlendi’
“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre, 4 milyon 262 bin haneye sosyal yardım yapılıyor. Bu, neredeyse 20 milyon insanın sosyal yardımlarla geçinmesi demektir. ALO 144 Sosyal Yardım Hattı’na yapılan başvurular rekor seviyeye ulaştı. Bakanlık kaynaklarına göre, hattın günlük çağrı sayısı 17 bine ulaşıyor. Milletimiz yanıyor, SOS veriyor. OECD’nin raporuna göre Türkiye’de 6 milyon çocuk yoksulluk içerisinde. TEPAV’ın yaptığı araştırmaya göre 0-17 yaş grubunda 7 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor. 2 milyon çocuğun ise ‘ağır yoksulluk’ içinde yaşadığı belirlendi.
Türkiye’nin 2018’de geçtiği başkanlık sisteminin ardından aradan geçen 7 yılda ne oldu bahsetmek istiyorum. Açlık sınırı 14 kat, yoksulluk sınırı 15 kat, dolar kuru 7,5 kat, enflasyon 2,5 kat, faizler 6 kat, yardıma muhtaç hane sayısı yüzde 50, kredi ve kart borcu 5 kat, yasal takibe düşen bireysel borçlular 4 kat arttı. ‘Verin yetkiyi, görün etkiyi’ demişlerdi ancak gördüğümüz etki, kendilerinin iddia ettiği gibi bir yetki olmadı.”
‘Yargıya güven oranı Türkiye’de yüzde 30’un altına düşmüş durumda’
Türkiye’deki adalet sistemini de eleştiren Erbakan, şunları söyledi:
“WJP isimli kurum, Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 142 ülkede bağımsız yargı, hukuk devleti, adil yargı sistemi, yargı üzerinde siyasi güç etkisi gibi süreçleri ölçüyor. Bu ilkeler bakımından Türkiye bu yıl birkaç basamak daha düşerek 117’nciliğe geriledi. Angola, Nijer, Madagaskar, Rusya, Honduras gibi ülkeler hukukun üstünlüğü sıralamasında Türkiye’nin üzerinde. Yapılan anketlerde de yargıya güven oranı Türkiye’de yüzde 30’un altına düşmüş durumda. 2010 yılında bu oran yüzde 60’lar seviyesindeydi. Yani millet de adil bir yargılama olmadığını, hukukun üstünlüğünün olmadığını, yargının siyasi gücün etkisinde olduğunu görüyor.”
Demirtaş değerlendirmesi
Basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erbakan, Demirtaş’ın tahliye kararına ilişkin “Sayın Demirtaş’ın tahliyesiyle ilgili hukuka uymamız gerektiğini ifade ediyoruz. AİHM kararına uyulması ve tahliyenin gerçekleştirilmesi uygun olacaktır. Tabii komisyonun İmralı’ya gitmesinin uygun olmadığını ifade etmiştik. Çok gidilmek isteniyorsa, bu konuda çok istekli olan Sayın Bahçeli’nin görüşme yapması gerektiğini ifade etmiştik” dedi.
Özel’e soruşturma
Erbakan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında soruşturma başlatılmasın ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“Türkiye’de işler karıştığı içi Adalet Bakanı da sanki parti lideri gibi muhalefet liderine laf yetiştirebiliyor, İçişleri Bakanı parti başkanı gibi açıklamalarda bulunabiliyor, kaymakamlar, valiler sanki partinin il başkanı gibi davranıyor. Böyle olunca, ana muhalefet lideri de başsavcıya bir şey söylemiş olabilir. Tabii kurumsallığın hakim olması son derece önemli.”
Kaynak: Anka