Gazete Emek- Restorasyon çalışmaları süren Kız Kulesi ile ilgili bir videoda perde arkasına alınan kulenin yıkıldığı izlenimi verecek bir görüntünün ortaya çıkması tartışma yarattı. Bunun üzerine Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, “Evrensel koruma ilkelerine bağlı kalarak külah kısmı yapıdan uzaklaştırılmakta, özgün malzemesine uygun olarak yapılmasına yönelik çalışmalar devam etmekte” açıklamasını yaptı. Geçen yıldan bu yana bir yıldır “restorasyon” çalışmaları süren Kız Kulesi, etrafına kurulan inşaat iskelesi üzerindeki branda ile kapatılmış durumda. Ancak bugün sosyal medyada kuleye ilişkin bir görüntünün yayınlanması “kule yıkıldı mı” tartışmasını gündeme getirdi. Videoda, etrafına geçirilen panelin arkasından geçen bir vapurun siluetinin kesintisiz biçimde soldan sağa doğru hareket etmesi, örtülen kısımdaki kule duvarlarının yıkılmış olduğu görüntüsünü ortaya çıkardı. Birçok Twitter kullanıcısı da bu duruma tepki gösterdi. “KÜLAH KISMI YAPIDAN UZAKLAŞTIRILMAKTA” Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bir açıklama yaparak 82 yıl önce yangın sonrasında kulede inşa edilen betonarme eklentinin depreme dayanıklı olmadığı, proje doğrultusunda “külah kısmının yapıdan uzaklaştırıldığını” bildirdi. Açıklama şöyle: “1940’lı yıllarda kız kulesinde yaşanan yangın sonrasında yapılmış olan betonarme eklenti, alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı, Han Tümertekin ile İstanbul Teknik Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından hazırlanan yapının depreme karşı dayanımının olmadığına ilişkin raporlar ve yine danışman hocalarımızın kontrollüğünde hazırlanan projeler doğrultusunda evrensel koruma ilkelerine bağlı kalarak külah kısmı yapıdan uzaklaştırılmakta, özgün malzemesine uygun olarak yapılmasına yönelik çalışmalar devam etmekte olup restorasyona ve Kız Kulesine ilişkin tüm belgeler ve gelişmeler ‘kizkulesi.com’ sitesinden tüm halkımızla paylaşılmaktadır. 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100. yaşında, Kız Kulesi, tarihi ve abidevi değerine uygun şekilde, bir anıt eser ve müze olarak hizmet verecektir.”