Gazete Emek- İzmir Kemalpaşa’da 337 gündür sendika ve toplu sözleşme hakları için direnen Temel Conta işçilerinin, işverenin grev kırıcılığına karşı açtığı davanın 2’nci duruşması Bayraklı Adliyesi Ek Binası 4. İş Mahkemesi’nde görüldü. Bir sonrası duruşma 8 Ocak tarihine ertelendi.
Duruşmanın ardından basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya siyasi partiler, dernekler ve direnişteki DIGEL Tekstil işçileri katıldı.
“Temel Conta yönetimini masaya bekliyoruz, gelmiyor”
Basın açıklamasından önce Türk-İş 3. Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak söz aldı. 337 gündür emek mücadelesi verdiklerini belirten Çakmak, "Temel Conta Yönetimini Toplu Sözleşme masasına bekliyoruz ama gelmiyor. Zannediyor ki bu masaya oturmadığımız takdirde işçi, yılgınlığa düşecek pes edecek. Artık yeter bıktık diyoruz. Biz üretmek, çalışmak istiyoruz" dedi.
Çakmak, sendikal mücadele vererek, örgütlenerek, anayasal haklarını kullanarak bugünlere geldiklerini ifade etti. "Ya masaya gel bu işi bitirelim ya da sonu neye varırsa varsın. Biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" diyen Çakmak, Temel Conta yönetimine seslendi.
“İşveren sendikal hakkımızı ayaklar altına alıyor”
Açıklamada basın metnini direnişte olan Temel Conta işçisi Sinem Kaya okudu. Sendikal haklarını kullandıkları günden beri işverenin bu hakkı ayaklar altına aldığını söyleyen Kaya, “İşveren grevimizi kırdı, işyerindeki arkadaşlarımızı bize karşı kışkırttı. Grev çadırımıza kamera taktı, bizi gözetledi. Dinlediğimiz müzikten, attığımız slogana kadar her davranışımızı şikayet konusu yaptı. Biz hakkımızı aradıkça, işveren yasaları da yargıyı da kolluğu da kendi çıkarı için harekete geçirmeye çalıştı” dedi.
Haklarını aramaya devam edeceklerini vurgulayan Kaya, “Direnmekle kalmayıp, hukukun ve adaletin gerçekten var olup olmadığını görmek için hakkımızı mahkemede de aradık. Madem bu ülke bir hukuk devleti, madem bu ülkenin Anayasasında ‘sendika, grev, toplu sözleşme haktır’ yazıyor, o halde bu haklara saldıran işvereni yargı önüne çıkarmak istedik” ifadelerini kullandı.
“Mücadelemize her alanda devam edeceğiz”
Bir yıl geçmesine rağmen işveren hakkında hala ceza davasının açılmadığını söyleyen Kaya, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ihbarda bulunduk. İdari para cezası dışında hiçbir yaptırım uygulanmadı. Mahkemeye başvurduk. Tam 337 gün sonra mahkeme işverenin grev kırıcılığını tespit etti ama ne yazık ki bu kararın da işveren nezdinde bir yaptırımı yok” diye konuştu.
Sendikal haklarını savunup, mücadelelerine her alanda devam edeceklerini ifade eden Kaya, “Bu ülkede sendikasızlaştırma, grev kırıcılığı, işveren cinayetleri, meslek hastalıkları, emeğin yağması, taşeronlaştırma, işten atma, işsizlik, açlık sınırında yaşam var. Ama bu ülkede bir de sınıf kavgası, mücadele de var. Yaşasın sınıf dayanışması” dedi. Kaya son olarak ülkenin dört bir yanında direnen işçilere, kadınlara, öğrencilere selam gönderdi.
“Hukukun, adaletin olmadığı bir dönemdeyiz”
Açıklamanın ardından söz alan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, ülkemizde yapılan şeyin bir yargılama değil yargılamaya benzer bir davranış biçimi olduğunu belirtti. Yılmaz, “Bu ülkede her gün yüzlerce yurttaş iş cinayetlerinde, depremlerde, trafik kazalarında, hastalıkta hayatını kaybediyor” dedi.
Hukukun, adaletin olmadığı bir dönemde olduğumuzu vurgulayan Yılmaz, “Emeği sömüren, hor gören, yok gören, saygı duymayan patronlar bugün ne yazık ki sözlerini en uzak noktalara duyurabiliyorlar. Yarınlarımızdan, geleceğimizden kuşkumuz var. Burada olduğu gibi her zaman yan yana omuz omuza ve örgütlü mücadele etmek zorundayız” diye konuştu.
Kaynak: Evrensel