MURAT TUFAN/İZMİR Gazete Emek- İzmir’de Halkların Demokratik Partisi (HDP)ve Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) tarafından Türkiye’nin Kuzey Suriye ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yapmak isteyen kitle polis engeliyle karşılaştı. Kültür Merkezi önünde yapılan müzakere sonucu kitle açıklama yapmak için HDP İzmir il binasına geçti. Orada da basın açıklamasına izin vermeyen polis, kitleye müdahale etti . Kitle müdahaleye sloganlarla karşılık verdi. Müdahalede gözaltına alınan olmazken yurttaşlar ve avukatlar darp edildi. HDP İzmir İl Eş Başkanı Çınar Altan müdahaleye karşı yaptığı konuşmada bugünkü müdahalenin alanlarda olmalarına engel olamayacağını vurguladı. Müdahale edilen basın açıklaması metni şu şekilde: İnsanlık düşmanı İŞİD çetelerine karşı yürüttüğü destansı direniş ile tüm dünya haklarına ilham veren Kobanê kenti başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye kentleri dün gece saatlerinden itibaren savaş uçakları ile bombalanmıştır. Sivil yerleşim bölgelerine yönelik gerçekleştirilen bu saldırının temelinde iktidarın Rojava Devrimine tahammülsüzlüğü vardır. AKP-MHP faşist iktidarının Kürt halkının elde ettiği statülere karşı verdiği amansız mücadele her defasında Rojava halklarının direnişi karşısında boşa düşmüştür. İstiklal caddesindeki saldırıyı bahane ederek Kobanî, Tel Rıfat ve Şengal’e yönelik gerçekleştirilen bombardımanda da bir kez daha bu gerçeklik görülmüştür. “SAVAŞ VE KAOS YARATARAK İŞLENEN SUÇLAR ÖRTBAS EDİLİYOR” İŞİD çetelerinin Rojava halklarına yapamadığını AKP-MHP savaş ittifakı yapmak istiyor. Güvenlik adı altında gerçekleştirilen her sınır ötesi operasyon kendi güvenliklerini kendi iktidarlarını ayakta tutmanın yöntemi olan operasyonlardır. Kendi suçlarını, krizini örtbas edebilmek için gerçekleştirilen bu sınır ötesi operasyonlar toplumun güvenliğini sağlamak için değil güvensiz bir ortam yaratmak içindir. Savaş ve kaos yaratarak işlediği suçları örtbas etme operasyonudur. İç ve dış politikasını yeminli Kürt ve kadın düşmanlığı üzerinden yürüten AKP-MHP ittifakının kirli savaş politikalarının en ağır sonuçlarını bugün kadınlar, gençler, işçiler, emekçiler tüm ezilenler derinleşen yoksullukla, şiddetle yaşıyor. İçerde her türlü baskı ve sömürüyü arttırırken dışarda da Rojava’ya, Şengal’e saldırarak her defasında bu düşmanlığı tescillemiş bir savaş iktidarı ile karşı karşıyayız. “SAVAŞ VE ŞİDDET POLİTİKALARINA KARŞI ONURLU TOPLUMSAL BARIŞI HEP BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ” Bizler buradan bir kez daha sesleniyoruz. Kürt halkı başta olmak üzere Rojava halklarının bu ülkenin güvenliğini tehdit eden bir durumu söz konusu değildir. Bu toplum için asıl güvenlik tehdidi olan AKP-MHP iktidarıdır. Onun savaş ve şiddet politikaları ile toplumu bastırmak ve susturmak istemesidir. Türkiye halkları için asıl güvenlik tehdidi budur. İnsanlık düşmanı karanlık İŞİD çeteleri ve onun bölgedeki türevleridir güvenlik tehdidi. Bu çeteler Rojava’da Şengal’de insanlık suçu işlerken, kadınları köle pazarlarında satarken bu suça sessiz kalanlar, ortak olanlar tüm dünya halkları için, demokrasi ve özgürlük için en büyük güvenlik tehdididir. Bu karanlık çeteleri besleyenler, onların başaramadıklarını başarmak isteyenler şunu çok iyi bilsinler ki; Bugün bin bir emek ve bedelle kadınlar öncülüğünde örülmüş Rojava’da ki yeni yaşamı yıkmaya yok etmeye hiçbir iktidarın gücü yetmeyecektir. Savaş iktidarları değil İŞİD ve türevi çetelere karşı amansız mücadele yürüten Rojava halkları, Kürt halkı, kadınlar, gençler, demokrasi ve özgürlükten yana olan bizler kazanacağız. Yeni yaşamı hep birlikte öreceğiz. Savaş ve şiddet politikalarına karşı onurlu toplumsal bir barışı hep birlikte gerçekleştireceğiz. Gün Rojava halkları ile dayanışma günüdür diyoruz. Rojava’da ki yeni yaşamı savunma günüdür. Kirli savaş siyasetine karşı bir arada ortak yaşama yönelik saldırılara karşı özgürlük mücadelemizi yükseltme günüdür. Güvenlik adı altında gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonlara karşı durma günüdür. Rojava halkları ile dayanışmayı büyütme günüdür. Yaşasın Rojava Devrimi! Açıklama sloganlarla sona erdi.