Gazete Emek- Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, parti yöneticileriyle birlikte 27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde Demokrasi Şehitleri Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun anıt mezarlarını ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklama yapan Davutoğlu, bir daha böyle acı tecrübeler yaşanmaması için Türkiye’nin tam ve demokratik bir hukuk devleti niteliğine kavuşması gerektiğini söyledi. Davutoğlu, “Kim Türkiye’de demokrasiye, milli egemenliğe karşı harekete geçerse bilsinler ki millet olarak karşısında dimdik duracağız. 27 Mayıs benzeri bir olayın 12 Eylül benzeri 12 Mart benzeri 28 Şubat benzeri 15 Temmuz benzeri bir olayın Türkiye’de yaşamasına asla izin verilmeyecek. Ancak bunun yolu demokrasiyi güçlendirmekten geçiyor özgürlüklerden geçiyor. Her gün darbe söylentileri üzerinden darbecilerin gündemde tutulması doğru değil” dedi. ‘PROJEYE KATKI SUNMUŞ BAŞBAKAN DAVET EDİLMELİYDİ’ Yassıada’nın, Demokrasi ve Özgürlük adası olarak açılmasına değinen Davutoğlu, Başbakan olduğu dönemde projeyle ilgili ilk adımı attığını hatırlattı, “Bugün Demokrasi ve Özgürlük Adası olarak Yassıada açılacak. Demokrasi ve özgürlük, sadece müzeler veya hatıralar üzerinden değil, demokrasi ve özgürlük insan haklarına saygılı demokrasiyi tahkim etmek, insan hak ve özgürlüklerini korumakla mümkün olur” dedi. Davutoğlu, kendisinin açılışa davet edilmediğini de hatırlatarak, ‘böyle bir günde projeye katkı sunmuş bir başbakanın davet edilmesinin devlet geleneğinin gereği’ olduğunu belirtti. ’27 MAYIS KARARLARI GEÇERSİZ SAYILSIN’ Davutoğlu, 27 Mayıs mahkemelerinin aldığı kararların tümden geçersiz sayılmasını sağlayacak bir yasal düzenleme gerektiğini belirterek şunları söyledi: “27 Mayıs yargılamaları, Yassıada yargılamaları hukuk sistemimize kara bir dönem olarak geçmiştir. Artık çok geçmeden bir daha böyle bir yargılamanın olmaması için, bir daha sizi isteyen buraya getiren irade böyle istiyor denmemesi için, bu ülkede, 27 Mayıs sonucunda, Yassıada mahkemeleri ile ortaya çıkan kararların, tümden yok sayacak, bir TBMM kararına ihtiyaç vardır. Çünkü o günkü darbe sadece rahmetli şehidimiz Adnan Menderes’e değil bütün bir TBMM’ye oradaki iradeye dönük olarak gerçekleşmiştir. TBMM acilen toplanarak, bu kararların tümüyle geçersiz sayılacağı ve bu kararlardan doğan hak ihlallerini tazmin edecek, telefi edecek karar almalıdır. Türkiye’de darbe girişiminin hiçbir zaman baki olamayacağını etkisinin kalıcı olamayacağını, göstermelidir. Biz Gelecek Partisi olarak bunun takipçisi olacağız.” ‘CUMHURBAŞKANI BU İTHAM KARŞISINDA SESSİZ KALMAMALI’ Ahmet Davutoğlu, gazetecilerin gündeme dair sorularını da yanıtladı. Davutoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi gerekçesiyle yargılanan general Mehmet Dişli’yi kendisinin emekli etmek istediği, ancak Yüksek Askeri Şura’da son anda farklı karar çıktığı yönündeki sözlerinin hatırlatılarak, “MİT raporunda başka isimler de var mıydı” sorusuna şu yanıtı verdi: “Çok tartışıldı bu konu. Her şeyden önce şunu ifade edeyim bu açıklamam ortada herhangi bir şey yokken gündeme gelmiş bir açıklama değil. Sayın Bahçeli, Gelecek Partisi’nin adının dahi FETÖ tarafından tespit edildiği gibi ağır, çirkin bir ithamda bulundu. FETÖ’yle PKK ile mücadelede bütün varlığını ortaya koymuş bir Başbakana böyle bir itham yapılmaz. Daha acı olan bütün mücadeleyi birlikte yürüttüğümüz devlet yetkilileri sayın Bahçeli’nin bu ithamına karşı da sessiz kaldılar. Muhtemelen düşündüler ki daha önce birçok itham Başbakana yöneltildi, sessiz kalındı bundan sonra da sessiz kalacak. Bakın çok açık söylüyorum biz bu mücadelede alnımızın akıyla mücadele ettik, canımız ortaya koyduk. FETÖ’nün bütün listelerinde en baş hedefte ben vardım Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte, ama bu gözardı edilerek FETÖ gibi alçak bir örgütle bizi irtibatlandırmaya çalışırlarsa, bize de kendimizi savunmak düşer. Yaptığımız mücadelenin ne ölçüde olduğunu göstermek düşer. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık görevini şerefle ifa etmiş birisine böyle bir suçlama yapılamaz. Böyle bir suçlama yapılırsa da, o kişinin kendisinin bu yolda nasıl mücadele ettiğini anlatmak bir vazife halini alır. Mehmet Dişli ile ilgili yaptığım açıklama bir anda ortaya çıkmış bir açıklama değil, herkes söylediği söze dikkat etsin. Bize böyle bir itham karşısında susmak yakışmaz. Bizimle birlikte devlet görevi yapmış olan bu mücadele omuz omuza yürüdüğümüz insanların, bu mücadele içinde o zaman yer almamış bir siyasetçinin ithamı karşında sessiz kalması da beni derinden yaralamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı böyle itham karşında sessiz kalamaz, kalmamalı.” Davutoğlu, Akın Öztürk’le ilgili MİT raporu olup olmadığı sorusu üzerine de, “O kişinin görev değişiminde MİT, tarafından devlet kurumlarından gelen raporların etkisi olmuştur” dedi. Kaynak: Duvar