Gazete Emek- SETA’nın “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adlı raporuna ilişkin bir araya gelen basın meslek örgütleri, raporla gazetecilerin can güvenliğinin tehlikeye atıldığını belirterek, “Meslektaşlarımızın başına bir şey gelirse sorumlusu SETA’dır” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Pen Türkiye, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın İş, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Türkiye Yayıncılar Birliği (TÜRKYAYBİR), HABER-SEN ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) temsilcileri Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adlı raporuyla ilgili ortak bir basın toplantısı düzenledi. Cağaloğlu’nda bulunan Gazeteciler Cemiyeti lokalindeki toplantıya TGC Başkanı Turgay Olcayto, PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, HABER-SEN MYK Üyesi Ayşe Noyan Koluman ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Kenan Şener katıldı. Güneş: Gazeteciler sansür baskısı altında Meslek örgütleri adına ortak basın açıklamasını TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş yaptı. Güneş, Türkiye’de medyanın iktidarın baskısı altında olduğunu ifade ederek halkın haber alma hakkının engellendiğini söyledi ve Türkiye’nin basın özgürlüğü endeksinde 157. sırada olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin dünyada en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülkelerden birisi olduğunu dile getiren Güneş, “Baskılarla kapatılan yüzlerce yayın organı nedeniyle 10 bini aşkın gazeteci işsiz bırakılmıştır. Çalışabilen gazeteciler de sansür ve oto sansür baskısı altındadır” dedi. İktidarın tek tip gazeteci, tek tip haber istediğini belirten Güneş, gazetecilere talimat geldiğini söyleyerek, haberlerin hangi başlıkla yapılacağının kendilerine bildirildiğini ifade etti. “Hedef gösterme çalışması söz konusu” SETA raporu için, “Gazetecilere yönelik yeni bir hedef gösterme çalışması söz konusudur” ifadelerini kullanan Güneş, raporu fişleme olarak nitelendirerek bunun basın tarihi açısından kara leke olduğunu söyledi. Raporda 150’ye yakın gazetecinin haberleri, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusundaki paylaşımları, hükümet karşıtı ve tek sesli olarak tanımlandığını belirten Güneş şöyle devam etti: “Gazetecilerin can güvenliğini tehlikeye atılmıştır. Gazetecilerin görevi iktidarın istediği yayını yapmak değildir. Fişlenen tüm meslektaşlarımızı, basın, düşünceyi ifade ve kişisel özgürlüklerine yapılan bu saldırıya karşı durmaya ve hukuki haklarını kullanmaya davet ediyoruz. “Basın meslek örgütleri olarak bu fişleme çalışmasında adı geçen tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu, meslektaşlarımıza yönelik olası tüm saldırılardan SETA’nın sorumlu olacağını kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.” Güneş son olarak, SETA’yı gazetecileri fişlemek yerine, Türkiye’de basının getirildiği durumu, cezaevinde neden bu kadar çok gazeteci tutuklu olduğunu, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları araştırmaya davet etti. Olcayto: Bu yaptıkları suçtur Güneş’in ortak basın açıklamasını okumasının ardından söz alan TGC Başkanı Turgay Olcayto, raporun gazetecilik konusunda hiçbir bilgisi olmayan üç kişi tarafından hazırlandığını söyleyerek raporun hazırlanmasının sadece fişleme amacı taşıdığını belirtti. Olcayto, “SETA’nın yaptıklarını yanına bırakmayacağız, çünkü bu yaptıkları suçtur” diye konuştu. Oral: Gözdağı verilmek için yazıldı Olcayto’nun ardından söz alan PEN Türkiye’den Zeynep Oral ise, SETA’nın raporunu düşünce ve ifade özgürlüğüne vurulmuş bir darbe olarak niteledi. Raporun fişleme, ihbarcılık ve tehdit aracı olduğunu dile getiren Oral, raporun gözdağı vermek için yazıldığını söyledi. Oral, raporda işini yapmak isteyen tüm gazeteciler ve bağımsız tüm basın kurumlarının tehdit edildiğini belirterek, “eğer bir tek meslektaşımızın başına bir şey gelirse sorumlusu SETA’dır” diye konuştu. SETA raporu Söz konusu raporda BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Amerika’nın Sesi Türkçe (VOA), Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk (Çin Uluslararası Radyosu Türkiye), Independent Türkçe’nin haber ve yayın politikalarına dair yorumlar yer alıyor. Bu kuruluşlardaki uluslararası medya temsilcilerinin haber, yazı ve sosyal medya paylaşımlarına da raporda yer veriliyor. Raporu “fişleme” ve “andıç” olarak niteleyen basın meslek örgütleri ve gazeteciler tepkili. Ayrıca raporun son kısımda yer alan “öneriler” kısmında ise hedef alınan kuruluşların sitelerindeki ‘şikayet ve öneri’ bölümünün kullanılması isteniyor, devletin kuracağı bir ‘yayın takip ve raporlama oluşumu’ ile bu uluslararası kuruluşların yakından takibi öneriliyor. Buna karşınsa TRT World gibi örneklerin sayısının artırılması tavsiye ediliyor. Kaynak: Gazete Karınca