EMEK HABERLERİ

BES Dersim Şubesi: 'En düşük memur maaşı yoksulluk sınırı üzerine çıkarılsın'

Büro Emekçileri Sendikası Dersim Şubesi, kamu emekçilerinin TİS sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, en düşük memur maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması talebini yineledi.

Abone Ol

Gazete Emek- Büro Emekçileri Sendikası (BES) Dersim Şubesi, kamu emekçilerinin toplu sözleşme sürecine dair Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan BES Dersim Şube Başkanı Sinan Ulu, en düşük memur maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması talebini yinelerken “Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri, tüm ebeveyn ve çocuklar için bir hak olarak tanımlansın” dedi.
“Kamu emekçileri yoksullaşmaya devam ediyor”
İktidarın, bir ekonomik büyüme olarak tercih ettiği ve bugüne kadar ısrarla uyguladığı ücret politikalarının yandaş iş adamlarını ve sermaye gruplarını mutlu etmeye devam ederken kamu emekçilerinin yoksullaşmaya devam ettiğini söyleyen Ulu “Bizleri her geçen gün daha fazla yoksullaştıran bu politikalara rağmen, iktidar mensupları kurdukları her cümlede, bizleri enflasyona ezdirmedikleri yalanını söylemeye devam etmektedirler” dedi.
“Her yılı toplumun mağdur kesimlerinden birinin yılı ilan ediliyor”
Bu koşullarda iktidarın her yılı, toplumun mağdur kesimlerinden birinin yılı ilan etmeye devam ettiğini söyleyen Ulu “Ancak tarih gösteriyor ki, kendilerine yıl atfı yapılan toplum kesimlerinin mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması bir yana, yaşadıkları mağduriyet daha da artarak devam etmektedir. Tıpkı 2024 yılının emekliler yılı ilan edilmesine rağmen, bütün emeklilerin açlık sınırının yarısı oranında bir gelirle yaşamaya mahkûm edilmesi gerçekliğinde tecrübe ettiğimiz gibi…” diye konuştu.
“Kadınlara derin bir yoksulluk dayatılıyor
Çocuk ve bakım yükünün, kadın emekçilerin omuzlarına bir görevmiş gibi yüklendiğini söyleyen Ulu, “Bu durum, yaşanan yoksullukta bile eşitsizliği ve daha derin bir yoksulluğu kadınlara dayatmaktadır” dedi. İktidar tarafından, 2025 yılının aile yılı ilan edilmesi ve sanki hane halkının yaşadığı başka bir sorun yokmuş gibi, aile politikalarını sadece kadınların çok çocuk doğurmasına indirgenmesinin herkesin gördüğü bir uygulama olduğunu söyleyen Ulu “Kadınların üzerine yıkılan bakım yükünün, öncelikle bir ebeveyn sorumluluğu olduğu kadar, anayasa ve kanunlarda ifadesini bulan haliyle, esas itibarıyla sosyal devletin yükümlülüğü altına alındığı bilinmelidir” diye ifade etti.
Ulu’nun açıklamanın devamında sıraladığı taleplerin bazıları şunlar:
En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın!
Seyyanen zam dâhil olmak üzere bütün ek ödemeler temel ücrete yansıtılsın!
Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilsin ve adil bir ek gösterge düzenlenmesine gidilsin!
Bütün emekçilere kira yardımı yapılsın!
Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri, tüm ebeveyn ve çocuklar için bir hak olarak tanımlansın ve bu konuda yasal düzenlemeler bir an önce yapılarak uygulamaya geçirilsin!
Bakım hizmeti veren kurumlarda çalışanlar, çocuk gelişimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almış olmalı ve her türlü ayrımcılık pratiğinden ve söylemlerinden uzak durulsun!
Doğum izni bitiminden çocuğun ilköğretime başlayacağı süreye kadar, ebeveynlerin 6 ay dönüşümlü olarak kullanabilecekleri, iki yıl ücretli ebeveyn izin hakkı için acil yasal düzenleme yapılsın!”

Kaynak: Evrensel