Gazete Emek- Yaklaşan yerel seçim gündemine dair değerlendirmelerde bulunan HDP Sözcüsü Oluç, “‘Kayyum atanır mı’ tartışması yapmıyoruz, belediyelerimizi alacağız” dedi ve daha önce kazanamadıkları bazı belediyeleri de kazanacaklarını vurguladı. Batı’da da AKP-MHP ittifakına karşı en geniş ittifaka hazır oldukları mesajını veren Oluç, kazanımlarla beraber ‘merkezi iktidarı yerellerden demokratik bir kuşatmayla sarmak istediklerini’ ifade etti. HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, “af” ve “öğrenci andı” tartışmalarıyla gerilen ‘Cumhur İttifakı’ndaki krizi, yaklaşan yerel seçimi, partisinin seçim hedeflerini ve muhalefet cephesindeki ‘ittifak’ tartışmalarını webiz’de değerlendirdi. “AKP-MHP tartışması kayıkçı kavgası” Serpil Savumlu’nun konuğu olan Oluç, ‘Cumhur İttifakı’ndaki gelişmeler için, “AKP-MHP arasındaki bu tartışma ‘kayıkçı kavgası’ gibi duruyor. Hemen ‘Cumhur İttifakı bitti, dağıldı’ analizi yapmak gerçekçi değil” dedi. AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pozisyonunun ‘tamamen işçi ve emekçinin karşısında’ olduğunu savunan Oluç, “Bütçe görüşmelerinde MHP’nin tavrını göreceğiz. MHP bu görüşmelerde AKP’nin yanında yer alacak” diyerek ‘ittifak’ın akıbetine işaret etti. “Kürt illerinde hedefimiz büyük, Batı’da en geniş ittifaka hazırız” Oluç, ‘yerel seçimde ittifak’ konusuna dair değerlendirmesinde ise bu meseleye iki eksenli baktıklarını belirtti. “Bunlardan biri Kürt illeri ile ilgili olan kısım, yani ağırlıklı olarak kayyum atanan belediyelerle ilgili. Kayyum atamak halk iradesinin yok sayılmasıdır. Birinci hedefimiz kayyum atanan belediyeleri tekrar kazanmak. 24 Haziran sonuçları da gösteriyor ki daha önce alınamamış belediyeleri de almamız mümkün. Özellikle Kürdi partilerle ittifakı coğrafya açısından çok değerli görüyoruz. Kürt illerinde hedefimiz büyük. “AKP-MHP koalisyonu ya da ittifakı bizim açımızdan bir ‘şer ittifakı’dır. Batı’da bu ‘şer ittifakı’nın durdurulup gerileteceği ittifaka hazırız. En geniş ittifak ve birlikte ortak mücadele etme zemininin kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde bunun daha somut adımları da atılacak. “Genel yaklaşımımız şu: İktidarın durdurulması ve geriletilmesi yönündeki adımların hepsine destek olmak. Hangi yerelde nasıl olacak? Yerelin kendi dinamikleriyle de birlikte bu konuda adımlar atılacak. “Bir yerel seçimden söz ediyoruz, yerel yönetimlerin demokratikleştirilmesi bizim için temel. Eğer yerelde demokrasi yoksa merkezde de demokrasi yoktur. Merkezi vesayete karşı yerel yönetimleri, yerinden yönetimi savunan bir anlayışla hareket ediyoruz. Bu konuda ortak davranacak kim varsa onlarla birlikte hareket etme konusunda da kaygımız yok.” “‘Kayyum atanır mı’ tartışması yapmıyoruz, belediyelerimizi alacağız” Erdoğan’ın “kayyum atarız” açıklaması üzerinden bu tartışmaya da değinen Oluç, “Biz ‘kayyum atanır mı atanmaz mı’ tartışmasına girmiyoruz. Bu tartışmayı yapmıyoruz. Yapılacak yerel yönetim seçimlerinde en iyi sonucu almak istiyoruz” dedi ve ekledi: “En güçlü adaylarımızı çıkaracağız ve belediyelerimizi alacağız. Bunun sonucunda da Türkiye’deki merkezi iktidarın yerellerden demokratik bir kuşatmayla sarılmasına dönük adımlar atacağız. “Halkta bu açıklamalar karşısında tam tersi bir etki var. Kürt halkı gaspı görüyor. Bu seçimi demokrasi ve hukuk referandumu olarak değerlendiriyor. Bu tehditlere pabuç bırakmama konusunda insanlar çok kararlı. En iyi sonucu alacağımıza eminiz.” “İktidar gayrimeşru bir seçim ortamı yaratıyor” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Muhalefet sandığa gölge düşürmek için her şeyi yapacak” sözlerine ilişkin de konuşan Oluç, “Kendi pratikleri ortada. En son 259 muhtarı görevden aldılar. Neden muhtarları görevden alıyorsunuz?” diye sordu. Ortada bir soruşturma dahi olmadığına dikkat çeken Oluç, “Seçimlere muhtarlıklardan başlayarak hile karıştıracaklar” dedi. “Muhtarlara baktığımızda HDP’nin güçlü oy aldığı ilçe ve köylerdeki muhtarlardır. Ayrıca AKP Genel Başkanı açıkça bizim adaylarımıza dönük YSK’ya çağrı yapıyor. Neredeyse ‘Bunların adaylarını onaylamayın’ diyecek. Dolayısıyla bu seçimin hileli olması, demokratik olmaması için her şeyi yapıp muhalefeti suçlayacaklar. Bu pişkinliktir. “Gayri meşru seçim ortamını yaratan iktidarın ta kendisidir. 16 Nisan referandumundan beri istikrarlı olarak bunu yapıyorlar. Aynaya baktıklarında kimin seçime şaibe bulaştırdığını göreceklerdir.” Kaynak: Gazete Karınca