Gazete Emek- Posta, Telefon ve Telekomünikasyon İşçileri Sendikası'nın (PTT-SEN), sendika temsilcileri ve yöneticilerinin işten çıkarılmasına tepki göstermek amacıyla İstanbul, İzmir ve Bursa’da başlattığı direniş 52. günü geride bıraktı. PTT emekçileri, “Yolumuz Ankara’dır!” diyerek göz göre göre çiğnenen yasal haklarını ilgililere dolaysız olarak anlatabilmek üzere ve seslerini duyurmak amacıyla Başkent Ankara’ya yürüme kararı aldıklarını açıkladı. Sendikal örgütlenme hakkını kullandıkları için işten çıkartılan PTT emekçileri uğradıkları haksızlıklar ve sendikalarının sindirilmesine dönük baskılar karşısında kararlı ve tavizsiz bir duruş sergilemek ve haklılıklarını kamuoyuna duyurabilmek amacıyla başlattıkları direnişin oturma eylemi safhasını sonlandırarak Ankara’ya yürüyeceklerini kaydettiler. İŞÇİLER NEDEN DİRENİŞE BAŞLADI? 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’na, “PTT İdaresi postaların ayrım ve dağıtım işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürebilir” hükmü eklenmişti. PTT idaresi bu düzenlemenin sonrasında ardı ardına açtığı çok sayıda ihale ile işçileri güvencesizliğe mahkûm etmiş, 14 bin taşeron işçi alımı yapmıştı. PTT bünyesinde taşeron statüsünde çalışan işçiler, patronlara ait sarı sendikacılığa oyuncak olmamak, çalışma koşullarını işçiler lehine geliştirebilecek toplu sözleşmeler yapabilmek ve iş güvencesine dair mevzuat hükümlerinden tam anlamıyla faydalanabilmek amacıyla 2019 yılında bir araya gelerek PTT-SEN adıyla yurt çapında faaliyete başladılar. PTT-SEN, kuruluşunu takip eden kısa bir zaman zarfında toplu sözleşme yetkisi alabilmek için ulaşılması gereken üye sayısını zorlayan bir örgütlülüğe ulaştı, yurt çapında 14 bin taşeron PTT emekçisinden yarısına yakını sendikada örgütlendi. Bu gelişmenin ardından önce sendika yöneticilerine maddi tekliflerde bulunuldu, mevki vaatleri sıralandı. Bu işe yaramayınca baskı ve tehditler artarken, mücadele sürünce 14 sendika yöneticisi hukuksuz şekilde işten atıldı. Direniş de bu hamlenin ardından başladı. Kaynak: Sol Haber