Gazete Emek - Özaras, 300 dolaylarında avukatla sahada olacaklarını kaydederken Dilekçi, parti değişikliğinin veya ittifak ile seçime girmelerinin çok büyük bir oy kaybına neden olamayacağını ifade ediyor.

Haber: Şenol Balı

Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi’nde yurt içinde toplam 190 bin 736 sandıkta, 60 milyon 904 bin 499 kişi oy kullanabilecek. Yurt dışında ise 4 bin 969 sandıkta 3 milyon 286 bin 786 kişi oy verebilecek.

Seçimlere sayılı günler kala herkesin merak ettiği temel konu seçim güvenliği. Peki bunun için STK ve siyasi partilerin çalışmaları ne durumda? Birçok kentte, barolar başta olmak üzere o kentin STK’ları tarafından bir dizi çalışma yapılıyor.  Çalışmaların yoğunlaştığı kentlerden biri de Van. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Van’da ilk defa oy kullanacak seçmen sayısı 93 bin 444 iken, Van’da kurulacak sandık sayısı ise 2 bin 284 olacak. Van’da oy kullanacak seçmen sayısı ise 704 bin olarak açıklandı.

Geçtiğimiz ay, kentteki STK’larla Seçim Güvenliği Platformu kurduğunu duyuran Van Barosu, bünyesindeki avukatlarla seçim günü yaşanacak olası usulsüzlükleri tutanaklaştırarak siyasi partilerle paylaşacak ,duruma göre yaşananlara itiraz edecek.

“Seçim öncesinde gerçekleşen durumların seçim günü de devam edeceği endişesi var “

Yapılan çalışmalara ilişkin Gazete Emek’e konuşan Van Barosu Başkanı Sinan Özaras, Erzurum’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi İkram İmamoğlu’nun konuşması sırasında mitingdeki kalabalığa yapılan saldırıyı hatırlatıyor ve siyasiler tarafından kullanılan dilin güvensiz bir ortamın oluşmasına etki ettiğini kaydediyor.  

“Seçimlere saylı günler kala ülkede demokrasiye yönelen ciddi tehditler görüyoruz. Birçok devlet yetkilileri hem tehdit içerecek beyanlarda bulunuyorlar hem de ayrımcı bir dil kullanıyorlar. “ cümlesine yer veren Özaras, özellikle siyasi parti temsilcilerinin kullanacakları dile dikkat etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Özaras şu ifadelere yer veriyor: “Siyasi partilerin temsilcileri kullandıkları dile dikkat etmesi gerekiyor ve devlet organlarının güvenlik açısından zafiyet oluşturmaması gerekiyor. Seçimlerin demokratik bir ortamda geçmesini sağlamak gerekiyor. Seçim öncesinde gerçekleşen durumların seçim gününde de devam edeceği endişesi var. Seçim günü yaşanacak baskı ve hukuksuz tutumların ihtimalini bize gösteriyor. İş burada sadece siyasi partilere düşmüyor. Elbette siyasi partiler çalışmalı, sandıkları boş bırakmamalı ama STK’lara sorumluluk düşüyor. Oy ve Ötesi gibi, barolar gibi seçim güvenliğini takip edecek avukatların sahada olması gibi birçok çalışmanın yürütülmesi gerekiyor. Van Barosu olarak kentte bu yönlü bir çalışma gerçekleştiriyoruz. “

“250-300 avukatımızla seçim alanına görev alıyoruz”

Seçim güvenliğiyle ilgili kentte gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bilgi veren Özaras şu detaylara yer veriyor: “Daha önce bazı STK’larla bir merkez oluşturduk. Bu çalışma kapsamında 250-300 avukatımızla seçim alanına görev alıyoruz. Son olarak yaptığımız eğitimlerle aslında Van Barosu olarak seçim çalışmalarımızı tamamlamış olduk. Kurduğumuz ağla beraber nerede bir hukuksuzluk varsa avukatlarımız oraya yönlendirilecek, orada gereken müdahaleyi yapacak. Sorun orada çözülmüyorsa il ve ilçe seçim kurullarıyla irtibatlı olan diğer meslektaşlarımızla bir koordinasyon sağlanacaktır. Tüm bu çalışmayla seçim günü yaşanacak tüm hukuksuzluklar, tutulacak tutanaklar partilerle paylaşılacak ve onlar yapacakları itirazlarla bunları kullanabilecekler. Biz de tüm bu tutanakları bir araya getirdiğimizde seçim öncesi , seçim günü ve seçimden sonraki oy sayım aşaması dahil yaşanacak tüm hukuksuzluklar rapor haline getirilecek ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. “

“Yeşil Sol Parti sandık kurulunda üye bulunduramayacak “

Özaras, sandık güvenliği açısından Yeşil Sol Parti’nin taşıdığı bir handikaba dikkat çekiyor. Seçimlere ilk defa girmesinden dolayı sandık kurulunda üye bulunduramayacak olan Yeşil Sol Parti, denetleme sürecini müşahitler üzerinden yapacak. Özaras, “Bu süreçte Yeşil Sol Partinin bir handikabı var. Daha önce HDP olarak seçimlere giriliyorken bu seçim Yeşil Sol Parti olarak seçimlere girilecek. Ama sandıklarda üye bulunduramayacak. Çünkü sandıklarda 7 üye bulunur ve bunlardan 5’i o ilde bir önceki seçimlerde en yüksek oyu alan partilerden olur. Partilerin o sandıkta görev alması böyle olur. Yeşil Sol, daha önce seçime girmediği için bu kurulda bir üye bulunduramayacak. Ama müşahitler aracılığıyla sandıklarda görev alıp müdahale edebilecek. Müşahitlerle sandık güvenliğini salmaya çalışacaktır. Böyle bir çalışma yaptıklarına inanıyorum.” Diyor.

HDP’den Yeşil Sol Parti’ye doğru yapılan parti değişikliğinin de oy kaybı bakımından sıkıntı yaşatabileceğini düşünen Özaraz , “Öte taraftan Yeşil Sol’un okuma yazma veya Türkçe bilmeyen bir seçmen kitlesi var. Bu kitle daha önce bu semboller üzerinden oy kullanırken bu dönem hem parti değişikliğinden hem de partilerin ittifakla girmesinden dolayı partilere mi ittifaka mı oy vereceği konusunda bir sıkıntı yaşanabilir. Bu da bir oy kaybına veya daha fazla sayıda geçersiz oy kullanma durumuna yol açabilir. Özellikle Yeşil Sol’un tüm seçmenlerini ulaşabilme ve aydınlatma gibi hususları yerine getirmesi gerekiyor, ki bunun yerine getirdiğini de düşünüyoruz. İfadelerini kullanıyor.

Yeşil Sol Parti Van il eş sözcüsü Dilekçi: Siyasal bilinci güçlü bir seçmen kitlemiz var

Konuştuğumuz Yeşil Sol Parti Van il eş sözcüsü Veysi Dilekçi ise parti değişikliği sırasındaki geçişler konusunda sorunların olabileceğini söylüyor ama siyasal bilinci yüksek olan seçmenlerin çok da zorluk yaşamayacaklarını kaydediyor.  “HDP Türkiye’de önemli bir potansiyele sahip ve parlamentoda 3. Parti durumundaydı. Ama ne yazık ki devam eden kapatma davası nedeniyle biz de riske girmemek adına alternatif bir partimiz olan Yeşil Sol Partisi ile seçimlere giriyoruz. Uzun yıllardır siyaset arenasında ama seçimlere ilk defa giriyor veya ilk defa toplum tarafından ismi duyuluyor. Elbette geçiş sürecinde sorunlar olabilir ama halkımız uzun yıllardır siyasal bilinci güçlü olan seçmen kitlemiz var. Bu anlamda çok zorluk yaşamayız. Ama kirli propaganda da var. Seçmenimiz sadece Yeşil Sol’a oy verecek. Herhangi bir kara propagandaya kanmamalarını ve milletvekili seçimlerinde Yeşil Sol’a oy vermeleri çağrısında bulunuyoruz. İkinci bir pusulada ise dört ayrı cumhurbaşkanı adayı olacak ve seçmenimiz bizim desteklediğimiz Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceklerdir. Bunun için bir pusulada iki ambleme veya iki partiye oy verilmeyecek. Biz de bu anlamda seçmenlerimiz arasında ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Kırsal alanda da bu alanda yoğun çalışma yapıyoruz. “
 

Seçmen kaymasının olacağını düşünmediklerini söyleyen Dilekçi, yine de çalışmaya tedbir almaya gayret gösterdiklerini ifade ediyor. Dilekçi, uzun zamandır köy köy, sokak sokak bu yönlü çalışmalar yaptıklarını ekliyor.

Editör: Bekir GÜNEŞ