Gazete Emek- İstanbul Havalimanı inşaatında çalışma koşullarını protesto ettikleri için tutuklanan 31 işçiden 30’unun tahliye edilmesine karar verildi. İşçilerden Serhat Bilici’nin ise tutukluluk halinin devamına karar verildi.

İstanbul Havalimanı şantiyesindeki çalışma koşullarını protesto eden 31’i tutuklu 61 işçi ve sendikacı hakkında açılan davanın ilk duruşması, bugün Gaziosmanpaşa Adliyesi 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmadan önce adliye önünde basın açıklaması yapan sendikalar, işçilere destek verdi. Açıklamaya CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Kani Beko ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı.

‘İDDİANAME PATRON-DEVLET İTTİFAKININ İFADESİDİR’

Duruşmada avukatlar, sorgu öncesinde iddianamenin değerlendirilmesi için söz istedi. Avukat Kazım Bayraktar “İddianamenin temel eksikliklerini belirtmek durumundayız. İddianamede zorunlu olanlar unsurlar bulunmamaktadır. İddianame eylemi almış bir çuvala, sanıkları bir çuvala, delilleri bir çuvala koymuştur. Suç üretmiştir” dedi.

Araya giren hakim “Sorgudan sonra dinleyeceğim” diye konuştu. Bunun üzerine Bayraktar, “Müvekkillerimize iddianamenin çelişkilerini ve kendi lehlerine olan şeyleri işçilere söylememiz lazım. Bu iddianame patron-devlet ittifakının ifadesidir. Patronla onun ofisinde yapılan görüşmeye bile yanında devlet gücüyle geliyor. O görüşmelerde işçilerin talepleri de iddianamede yer almıyor” ifadelerini kullandı.

Söz alan avukat Songül Beydilli de iddianameyi eleştirdi. “Bu iddianame hukuki belge değildir, çünkü olayı ters yüz etmiştir” diyen Beydilli, “Hak kullanımı suç teşkil etmez, iddianame hak kullanımını suç haline getirmiştir. Barışçıl silahsız gösteri yapma hakkı vardır. Toplu eylem hakkı yasaldır” dedi.

Avukat Kazım Bayraktar, İGA CEO’su Kadri Samsunlu’nun “işçiler haklıydı açıklamasını hatırlattı ve “Kadri Samsunlu iki gün sonra çıkıp ‘İşçiler haklıydı özür dilerim’ dedi ama işçiler halen tutuklu” şeklinde konuştu. Hakim bu sözleri tutanağa geçirdi.

İşçilerin beraatini isteyen avukat Mürsel Önder, “Jandarmanın kırdığı kapılar işçiler yapmış gibi gösterildi. Neymiş dünyanın en büyük havalimanı yapılıyormuş. Bu işçilerin yemekhanede yargılanması makus talihleri olsa gerek. Hiçbir silah olmamasına rağmen 31 işçi aylardır tutuklu. Müvekkillerimizin bu kabustan uyanmasını umuyoruz” dedi.

AİLELER: JANDARMA SİLAHLA TEHDİT ETTİ

İşçi yakınları jandarmanın kendilerini kafa sallayarak silahla tehdit ettiğini söylediler. Bunun üzerine Yunus Özgür hakime “Siz nasıl müdahale etmezsiniz jandarma tehdit ediyor” diyerek tepki gösterdi. Avukatlar silahla duruşma salonuna girilemeyeceğini, silahlı jandarmaların dışarı çıkartılması talep ettiler ve silahlı jandarmalar dışarı çıkarıldı.

Savunmalarında suçlamaları reddeden işçiler, çalışma koşullarının kötü ve yasalara aykırı olduğunu, ölümlü kazalar yaşandığını söylediler. Protesto haklarını kullandıklarını belirten işçiler, bazı firma yetkilileri tarafından tehdit edildiklerini ifade ettiler.

HAKİMDEN SENDİKACIYA: ŞANTİYEDE NE İŞİN VARDI?

Şantiyeye kaçak olarak girdiği iddiasının doğru olmadığını söyleyen İnşaat İş Yönetim Kurulu üyesi Özkan Özkanlı “Olayların olduğu gün kamp alanına kaçak olarak girdiğim doğru değildir. Nizamiye kapısından jandarmalar arasından girdim” dedi.

Hakimin şantiyeye neden gittiği sorması üzerine Özkan, sendikacı olarak bunun işi olduğunu ve şirket yöneticileriyle 3 kez görüşme yaptıklarını belirtti.

Savunmaların ardından avukatlar, işçilerin tahliyelerini ve beraat kararı verilmesini talep etti.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Serhat Bilici dışında tim sanıkların tahliyesine karar verdi. 

Kaynak: Duvar

Editör: TE Bilişim