Gazete Emek-  Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen, öldürülen yakınlarının akıbetlerini 820'nci haftada sormaya devam etti. Cumartesi Anneleri bu hafta yaptıkları açıklamada 27 yıl önce gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Hüseyin Taşkaya'nın akıbetini sordu. 

"KAÇ YIL GEÇERSE GEÇSİN DEVLET, ADALETİ SAĞLAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR"

"Kaç yıl geçerse geçsin devlet, gözaltında kaybedilen insanlarımızın  akıbetleriyle ilgili, yakınlarına bilgi vermek, bedenlerinin nerede olduğunu tespit etmek ve adaleti sağlamakla yükümlüdür" diyen Cumartesi Anneleri bu haftaki açıklamalarında şunları söyledi: "Devlet bu yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Gözaltında kaybedilenleri ve onların ailelerini 'hukukun dışına' çıkartıyor. Gözaltında kaybetmelerle ilgili yapılan başvuruları, hukukun temel değerlerini ihlal ederek sonuçsuz bırakıyor. Kayıp yakınlarının hukuki, meşru ve vicdani taleplerini karşılamıyor."

HÜSEYİN TAŞKAYA NASIL KAYBEDİLDİ?


Cumartesi Anneleri, Taşkaya'nın kaybedilişini şöyle anlattı:


- 42 yaşındaki 4 çocuk babası Hüseyin Taşkaya Siverek’te yaşıyordu. 12 Eylül döneminde beş yıl hapiste kaldı. Hapishaneden çıktıktan sonra inşaat işine girdi. 90’lı yılların başında Siverek’te varlıklı bir müteahhit oldu. O dönem tamamen Bucak Aşireti’nin hâkimiyetinde olan ilçede ağır hak ihlalleri yaşanıyordu. Bu durum devletin Susurluk Raporu’nda “aşiretin silahlı mensuplarının ‘devlet içinde devlet’ görünümünde oldukları” şeklinde yer aldı.

- Çevresinde sözüne itibar edilen Hüseyin Taşkaya, bu ihlalleri eleştirdiği için güvenlik güçlerinin ve Bucak Aşireti’nin hedefindeydi. Adının ölüm listesinde olduğu duyumları gelmeye başlayınca evini İstanbul’a taşıdı. Kendisi de kalan işlerini toparlamak üzere  amcasının evinde kalmaya başladı. Hüseyin Taşkaya, 6 Aralık 1993 tarihinde Siverek Bağlar Mahallesi’ndeki amcasının evinden askerler, polisler ve Bucak aşiretine mensup korucular tarafından gözaltına alındı. Gözaltı işlemini gerçekleştiren 30 araçlık konvoyu Siverek Jandarma Karakol Komutanı Üsteğmen Ahmet Şentürk komuta ediyordu. 

- Ailesi Hüseyin Taşkaya’yı sormak için hemen jandarmaya, emniyete, savcılığa ve valiliğe başvurdu. Askeri yetkililer, gözaltı işleminden kısa bir süre sonra Taşkaya’nın polisler tarafından götürüldüğünü söyledi. Emniyet ise “bizde yok Sedat Bucak’a sorun” dedi. DYP milletvekili, aşiret reisi-korucubaşı Sedat Bucak da “Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor” dedi.

- Oğlundan haber alma umuduyla Siverek Emniyet’ine giden Fatime Taşkaya’ya Emniyet'te “Bir daha bize gelmeyin. Diğer oğullarınla birlikte burayı terk edin, yoksa onlar da kaybolur” denildi. Urfa Valisi Ziyaeddin Akbulut’la görüşen aile, Hüseyin Taşkaya’nın bulunmasını istedi. Gözaltına alındığı inkar edilen Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı.

- Olayı soruşturmak, suçu ve suçluyu açığa çıkarmakla görevli Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı, Hüseyin Taşkaya’nın gözaltına alınmasını ailenin soyut iddiası olarak değerlendirdi. Yapılan suç duyurusunu 'soruşturmaya yer olmadığı' kararı ile kapattı.

"İNKARA VE CEZASIZLIĞA SON VERİN"

Gözaltında kaybedilişinin 27. yılında Taşkaya için bir kez daha iktidarı ve adli makamları göreve çağıran Cumartesi Anneleri, "Hüseyin Taşkaya dosyasındaki inkara ve cezasızlığa son verin. Etkin soruşturma ve kovuşturma yaparak Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini açıklayın. Onun gözaltında kaybedilmesine neden olanları adil bir biçimde cezalandırın" dedi.

Kaynak: Duvar 

Editör: TE Bilişim