Gazete Emek-  Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Gazeteci Levent Gültekin'in saldırıya uğramasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu “Gazeteciye kalkan her el, demokrasiye kalkmış demektir. Kendisi son zamanlarda tehdit aldığını söylüyordu. İnsan Hakları Eylem Planı'nın açıklandığı ortamda bu saldırılar oluyor, saldırıyı yapanlar sokaklarda geziyor bu eylem planının bir şeye yaramadığı açıkça görünüyor” diye konuştu. 

Gazeteciler Müyesser Yıldız, İsmail Düker'in olmayan belgeden yargılanıp mahkum edildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, özgür bir medyaya ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

İKTİDAR ÇİFTÇİYE BORÇLU

Erdoğan'ın “Çiftçilerimiz ekilmedik toprak bırakmayacak” sözü ile Tarım ve Orman Bakanının “Ürününüz tarlada, ettiniz sütünüz elinizde kalmayacak, gerekirse devlet olarak biz alırız” dediklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Niğde'de, Nevşehir'de Polatlı'da kuru soğan, patates ambarlarda çürüdü. Niye almadınız?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, çiftçilerin iktidardan 210 milyar lira borcu olduğunu ifade etti.

5 KURUŞ GELİR ELDE EDEMEYEN VAR

Türkiye'de bir babanın evine çocuklar uyuduktan sonra gidebildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şu soruları sordu: “21'inci yüzyılın Türkiye'sinde insanları bu noktaya getiren kimdir? Anayasa öngörülen sosyal devletin gerekliliklerini yerine getiremeyenler kimlerdir? Sarayda yaşayanların bir eli yağda bir eli baldayken, 5 kuruş gelir elde edemeyen insanlara kimler yardım edecektir? Sosyal devlet diyoruz, fakirin yanında olan devlettir. Neden yardım yapmıyorsunuz?"

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, kadınların haklarının da iyileştirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Kadınların taleplerini birileri işitmek istemiyor. Kadınlar neler istiyor alt alta yazdım, diyorlar ki: 'Biz de güvenceli çalışmak istiyoruz, çalışmak istiyoruz. Üretmek istiyoruz. Alın teri dökmek istiyoruz. Kayıt dışı değil sigortalı çalışmak istiyoruz diyorlar. Bu talep haksız mı? Sonuna kadar haklı. Üretmek kadının da haklı. Sigortalı olmak kadının da haklı. Peki hangi gerekçeyle buna karşı çıkılıyor?" ifadelerini kullandı.

10 BİN KADINA 1 KİŞİLİK YER

Kadın konukevlerinin yasaya göre zorunlu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu görevi belediyelerin yerine getirdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınlar şiddete uğradıklarında ya da evden ayrılmak zorunda kaldıklarında gidecek yer bulamıyor. 83 milyon nüfusumuz var, ülkemizde kadın konukevlerinin kapasitesi 3 bin 482. 10 bin kadına 1 kişilik yer var. Bu vicdani midir, ahlaki midir? Hayır. Bu konuda yüzlerce şikayet geliyor. Bizim belediyelerimiz yapıyorlar. Ama büyük bir sıkıntı var. Kadınlar şiddetin sonlandırılmasını istiyor. Yasalar var. 6284 sayılı yasa var, ama maalesef gereği yerine getirilmiyor.”

KADINLARI 2’İNCİ SINIF GÖREN ANLAYIŞ

Samsun’da yaşanan kadına şiddet görüntülerini sonuna kadar izleyemediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “O küçük çocuğun nasıl kaçtığını, nasıl şaşkınlıkla olaya baktığını, annesine uygulanan şiddet konusunda nasıl çaresiz kaldığını görüyorsunuz. İnsanın vicdanı kabul etmiyor. Sosyal medyanın en büyük yararı bu. Bir görüntü Türkiye'yi salladı. Böyle bir şey yapılır mı? hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir olaydır. Yasaların yerine getirilmesi lazım. Ne demek kravat takınca iyi hal indirimi? Bugün güvenliğinin sağlanmasını isteyen pek çok kadının korktuğunu biliyoruz. Gereğinin yapılması lazım. Kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği istiyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda 2008'de çalışmalar yapılmış. Kadını 2'nci sınıf gören bir anlayışı sonlandırmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

'YÜZDE 50 CİNSİYET KOTASI İÇİN TEKLİF VERDİK'

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolasıyla konuşmasının bir kısmını kadın hakları ve kadınların taleplerine ayıran Kılıçdaroğlu, "Kadınlar eşit işe eşit ücret istiyor, çalışırken iş güvenliği istiyor, çalışırken sendikalı olmak istiyorlar. Neden kadınların talepleri konusunda toplum ayrışıyor? Çünkü birileri duymak istemiyor. Hangi gerekçe ile bu karşı çıkılıyor?" diye sordu. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor" diyen kişi 21. yüzyılda bu ülkede bakanlık yapıyor. Kadını; insan olarak görmüyor, üreten olarak görmüyor. Kadınların, sandığa gierken bunu unutmasını istemiyorum. Bu zihniyetin değişmesi lazım.

83 milyonun yarısı erkek yarısı kadınsa onlar da siyasette eşitlik istiyorlar. Eğer bu ülkede kendisi oy kullanma hakkına sahipse, kendisinin seçilme hakkı var. Bizde yüzde 30 cinsiyet kotası var. Bir kanun teklifi hazırladık bunun Siyasi Partiler Yasası'na girmesi için. Kadın örgütleri ile görüştük. Neden yüzde 50 yapmıyorsunuz dediler. Yüzde 50 olarak hazırladık ama tabii listenin sonlarında değil."

Kaynak: MA 

Editör: TE Bilişim