Gazete Emek- Toplumun ana nüvelerini belirleyen siyasette neler oluyor?

Sorusuna cevap vermeden önce bir hususu siz değerli okuyucularımla paylaşmak isterim. Özellikle belirtmek istediğim husus şudur: Ben Sosyoloji üzerine doktora çalışması yapan bir eğitimci ve Yüksek Lisansını siyaset üzerine yapan bir araştırmacıyım siyaset yapmaktan çok, siyasetin topluma veya bireye verdiği zararları değerlendirmeye ve dilim döndükçe de anlaşılır hale getirmeye çalışıyorum. Yüzyıllardır yürütülen siyaseti tanımlayan şu sözle bu hususu noktalamak istiyorum: “Siyasiler, çoğu zaman oy kaybetmemek veya kendi ideolojileri ile çelişmemek için doğruları dile getirmezler. Ancak ilim ile uğraşanların böyle bir kaygıları yoktur. Bu yüzden siyasilerden daha çok ilimle uğraşanların sözüne güvenin.”

                 Evet, hemen hemen bütün toplumlarda; bireylerin günlük muhabbetlerini bile siyaset belirlemektedir. Muhabbet dediğime bakmayın siz bütün yaşam kriterlerini bile siyasete göre belirleyen insanlar var. Ekmek su kadar insanların yaşamlarında yer alan bir afyondur denilebilir. Afyona benzetmemin nedeni ise şudur: Evliliklerimizi, komşuluklarımızı, dostluklarımızı, işlerimizi, nefret ve sevgilerimizi, hatta çocuğumuzu verdiğimiz eğitim kurumunun bile ideolojisini düşünürüz. Yani ahtapot gibi dört yandan bir siyaset sarmalı ile yaşıyoruz. Bu yüzden bazen içinizden şunu geçirebilirsiniz ya sen eğitimcisin ne işin var siyasetle! Ve ben de buna gülerek şu cevabı veririm: İşim bu zaten insanları bilinçlendirmek ve kafalarında varsa soru işareti onları cevaplamak ha yoksa da kafalarda soru işaretleri oluşturmak temel hedefimdir.

                Konumuza giriş yapalım. Yaklaşık bir hafta önce siyasi partileri erken seçim açısından değerlendirdiğim için bugün o konuya fazla girmeyeceğim. Ancak son bir hafta içinde TBMM’de alınan bir kararla seçilmiş üç milletvekilinin vekillikleri düşürüldü. Tasvip etmemekle birlikte fazla üzerinde yorum yapmak da istemiyorum. Değerlendirme yapmamamın sebebi bu konudaki gerçeklerin herkes tarafından az çok bilinmesidir. Daha çok bu konuda arka perdede neler olduğunu açmaya çalışacağım.

Evet, 1 CHP+2 HDP olmak üzere toplamda 3 vekillik düşürüldü. Bu kararın doğruluğu ve yanlışlığını değerlendirmeyi sizlerin vicdanına bırakıyorum! Benim için önemli olan bundan sonrasıdır.

Öyleyse başlayalım!

CHP hemen kendi vekili için basın açıklamasız ve çekirdek kabuğunu doldurmayacak bir tepkiyle sus pus olmuştu. Ki zaten vekillerinin tutuklandığı akşam COVID-19 sebebiyle serbest bırakılması CHP’nin gündüz gösterdiği tepkinin arka perdesini gözler önüne sermiş oldu. Şimdi gelelim HDP’ye. Bu parti de hemen üç vekili savunmuş ve meclisten başlamak üzere tepkisini gittikçe arttırmaya çalışmıştı. Ancak burada HDP’yi eleştireceğim çünkü kardeşlikten sürekli bahsetmesine rağmen COVID-19 virüsünün ilacını bulmuş ve bencil davranarak bunu sadece kendi vekillerine ve cezaevindeki tutuklularına vermiştir. HDP’yi şiddetle eleştiriyorum gerçekten her zaman olduğu gibi yine bölücülüğünü bin yıllardır kardeşiz dediği halka yapmış oldu. Eğer HDP’liler bu konuda beni eleştireceklerse şu sorularıma cevap versinler. Madem virüsün ilacını bulmadınız nasıl oluyor da CHP’nin vekili alındığı gibi virüs nedeniyle serbest bırakılıyor da sizin daha dün açlık grevinden çıkmış olan vekiliniz virüsten etkilenmeyip de tutuklanıyor? Veya nasıl oluyor da binlerce mahkûm virüs sebebiyle serbest bırakılıyorken sizinkiler virüsten etkilenme riskiyle serbest bırakılmıyor? Her zaman kardeşiz diyorsunuz bunu bir de virüsün ilacını bizlere de vererek gösterin kardeşliğinizi!

                Evet, HDP 15-20 Haziran tarihleri arasında bir demokrasi yürüyüşü gerçekleştireceğini kamuoyuna duyurdu. Bu yürüyüşünü Türkiye’nin her iki ucundan başlatacağını ve Ankara’da sonlandıracağını partinin eş başkanları açıkladı. Fazla uzatmadan;

Bu yürüyüş ile HDP, neler kazanabilir veya neler kaybedebilir. Yerinde bir karar mı?

Bu ve buna benzer birçok soru kafaları kurcalamaktadır. Şimdi bunları özetle cevaplamaya çalışacağım. Öncelikle bu yürüyüş sağlıklı yapılabilirse HDP’ye muhteşem kazanımlar getirecektir. Sağlıklı dediğim şey herhangi bir provoke girişimine karşı son derece hassas davranılırsa mükemmel sonuçlar getirir. Anladığım kadarıyla yürüyüş programı boyunca nokta atışları ile belirlenen illerde halk buluşmaları gerçekleştirilecek. Bu buluşmalar yeni bir 7 Haziran belirtisi olabilir mi onu HDP belirleyecek! Gittiği her ilde bir miting ve seçim havası yaratacak ve dağılan HDP siyasetini toparlayacaktır.

Daha dün tutuklanan vekilleri Leyla Güven’in ivedilikle tahliye edilmesinde yürüyüş kararının etkili olduğunu söyleyebilir miyiz?

Tutuklanan Sayın GÜVEN’in tahliyesi, alınan bu yürüyüş kararının bir sonucudur. Neden diyeceksiniz. Çünkü bu yürüyüş hepimizce malumdur ki engellenmeye çalışılacaktır. Hatta sokağa çıkma yasaklarına kadar varacaktır. Çünkü bu yürüyüşle birlikte her ilde küçük çaplı da olsa bir miting düzenlenecek ve burada yapılacak konuşmalarda ülkenin hali hazırda içinde bulunduğu süreç değerlendirilecek, eee zaten bu başlı başına bir engelleme sebebidir. Peki, GÜVEN’i neden tahliye etsinler diyeceksiniz ne alakası var bu yürüyüşle. Alakası kısaca şudur: Vekilliklerin düşürülmesinden sonra CHP’nin takındığı tavır kendisine oy kaybettirdi. Bu kayıp oyların HDP’ye gitmesi ise kabul edilebilir gibi gelmediğinden Sayın BERBEROĞLU’nun bırakılmasına karşılık böyle bir girişimde bulunan iktidar kendisini bu şekilde adaletli göstermek zorundaydı. Tabi, Sayın GÜVEN’in tahliyesi için bu söylediğimiz tek başına tatmin edici bir sebep değildir. Başka bir sebep ise yürüyüş esnasında yapılacak engellemeleri bir nebze de olsa meşrulaştırmaya çalışmaktır. Belki de; Sayın GÜVEN, biber gazından mahrum bırakılmak istenmemiştir.

Bu yürüyüş diğer sol partilere neler kazandırıp neler kaybettirecek?

Gelelim bu yürüyüşte diğer partilerin etki veya tepkisine. Evet, demokrasi adıyla yapılacak olan bu yürüyüşe CHP başta olmak üzere eğer diğer sol partiler veya yeni kurulan partiler tarafından destek verilmez ise; bu partileri sandıkta olumsuz etkileyecektir diye düşünüyorum. Ancak kanaatimce her ilde destekler verilecektir. En azından göstermelik de olsa demokrasi gereği olarak. Tabi, bu destek verip vermemeler de bize seçimde kurulacak ittifakları gösterecektir.

 Bu yürüyüş ülke siyasetini nasıl etkiler. Bu yürüyüş engellenir mi?

                Başta dediğim gibi eğer sağlıklı bir şekilde provoke ve şiddetten uzak bir şekilde sonuçlandırılabilirse ülke siyasetinin havasını değiştirecek ve 7 Haziran gibi olmasa da somurtkan siyasete pozitif katkıda bulunarak yüzleri biraz güldürecektir. Ayrıca yine ülke siyaseti tıkanmış durumdayken bu yürüyüş bir duş etkisi yaratacak ve terlemekten kokuşmuş bedenleri temizliğe kavuşturacaktır.

CHP’nin durumu nedir ve vekiller konusunda ısrarla sadece kendi vekillerine sahip çıkmaları kendilerine oy kaybettirmiş midir?

                Böyle bir durum söz konusu olabilir diye düşünüyorum. Hatta bu durum olası bir seçimde CHP ile HDP belediye seçimlerinde olduğu gibi iktidar bloğuna karşı birleşir mi sorusuna verilecek olumlu cevapları da olumsuzlaştırmıştır. Yani iktidara gelmesi için tek seçeneği HDP’yi yanına alması iken CHP gittikçe bu ihtimalleri suya düşürmektedir. Ve böyle devam ederse olağanüstü bir sandık kurulmasında HDP tek başına seçime gidecek ve üç farklı blok oluşacaktır.

Süreç böyle işlerse tahminimce kurulacak bloklar şöyle olur: AKP+MHP+BBP vb. bir iki parti, CHP+DEVA+GELECEK+FP+SP vb. küçük birkaç parti, HDP tek başına girecektir tabi İşçi Partisi vb. bazı partileri perde arkasında yanına alabilir.  Bundan önceki yazımda belirttiğim gibi İYİ parti yine kilit noktada bulunacaktır. Yani AKP veya CHP bloğu tarafında yer alabilir. İlkesel davranacağını sanmıyorum. Sonuç olarak eğer İYİ Parti AKP’nin yanında yer alsa da 400 milletvekiline ulaşılamayacak ve maksimum AKP Bloğunun milletvekili sayısı kaybedeceği vekillerle ve hatta seçim üzeri bazı istifalarla 345’i ancak bulacaktır. CHP Bloğu ise; maksimum 185 olacaktır. HDP’nin ise 64-67 olma ihtimali göz önünde bulundurulursa bağımsız kalacak olan veya kararsız ve yurtdışı oyları dağılımı ile durum bu söylemlerimize muhtemelen yakın olacaktır. Yani eğer AKP Bloğu iktidardan düşürülmek isteniyorsa İYİ Parti ve HDP’yi yanında bulunduracak kadar CHP’den iyi bir siyaset beklenecektir eee CHP, bunu da bu haliyle yapamayacağına göre TBMM’nin durumu aynen devam edecektir. Yani kısacası bir seçim olsa da bir değişiklik olmayacak ve olan bizim güçlü ekonomimize olacaktır!

Başka bir değerlendirmede buluşmak dileğiyle…

“Yüreğinizde sevgi yeşertecek kadar anlayışla kalınız.”

Mahmut Çiftçi

Editör: TE Bilişim