Gazete Emek-Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Kalın, Türkiye’ye yönelik tutuklu gazeteciler eleştirisinin, terörle mücadeleyi anlamayan ya da iyi niyetli olmayan çevreler tarafından dillendirildiğini öne sürdü. Kalın, eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın ABD’deki davada suçlu bulunmasının da ‘Türkiye’nin iç siyasetini karıştırmaya yönelik bir kumpas’ olduğunu öne sürdü.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, basın toplantısında özetle şunları söyledi:

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ: 

Cumhurbaşkanımız, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la görüşmesinden sonra iş çevreleriyle de görüşme yapacak. İkili ilişkilerin yanında bölgesel konular da ele alınacak yarın Elysee’de yapılacak görüşmelerde. Suriye, Irak, terörle mücadele ve Türkiye-AB ilişkileri de yer alacak konular arasında. Macron’un Türkiye açıklamasıyla ilgili birkaç hususu dile getirmek istiyorum. Türkiye’de basın özgürlüğüne ilişkin değerlendirmeleri bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor, tabii ön yargılı hususlar değilse. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu terör tehditlerini dikkate aldığımız zaman, zaman zaman Avrupalı dostlarımızın bunun ciddiyetini kavrayamadıklarını gözlemliyoruz. Türkiye, 3 terör örgütüne karşı mücadele etmelidir. Biz yarın belgeleri ile birlikte sayın Macron’a iletecektir. Fransa’da Paris ve Nice saldırılarından sonra Fransa’nın ne tür uygulamalar yaptığını hepimiz biliyoruz. Sosyal medyadan saldırıları hafife alan kişilerin nasıl tutuklandığını biliyoruz. İngiltere örneğinden de hareket edebiliriz. Terörü övmek dahi bir suçtur. Burada ifade özgürlüğü söylemi üzerinden Türkiye’nin terörle mücadelesine gölge düşürmeye çalışan çevrelerin Türkiye’nin gerçeklerini daha fazla dikkate almaları gerektiğini ifade etmek istiyorum.

ATİLLA KARARI: 

Skandal bir davanın skandal bir kararıdır. Türkiye’nin iç siyasetini karıştırmaya dönük kumpas olduğu bellidir. Türkiye’nin içişlerine müdahaleye dönüktür. Bu davaya bakan hakim 2-3 yıl önce FETÖ’cü bir kurum tarafından Türkiye’ye getiriliyor, ağırlanıyor. Bu kişi bu skandal davaya hakim olarak bakıyor. Türkiye’nin iç siyasetini karıştırmaya dönük kumpas olduğu ortadadır. Hakan Atilla’nın avukatları savunmalarını yapacaklar. Biz de bu konuyu takip etmeye devam edeceğiz. Utanç verici bir siyasi operasyon olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Bu tür operasyonlarla Türkiye’ye zarar vermeyi düşünenler varsa, söz konusu olmadı bugüne kadar, olmayacak. Milletimiz oynanan oyunu görmektedir.


Kalın, gazetecilerin sorularına da şu yanıtları verdi:

IRAK: 

(Irak’ta Türkmen cephesine saldırılar) Irak’tan beklentimiz, Irak hükümetinin bu saldırılarla ilgili derhal bir soruşturma başlatması, ve saldırıların önlenmesi için gerekli tedbirleri almasıdır.

SOÇİ’DEKİ SURİYE ZİRVESİ: 

Soçi’de 30 Ocak’taki kongre Astana’daki karar neticesinde yapılacak. Davet edilecek kişilerin, grupların 3 ülkenin de onayını almış meşru gruplar olmasıdır. Bu sadece biz istediğimiz için değil, kongrenin doğru sonuçlar üretebilmesi açısından da önem arzediyor.

KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ: 

Birileri heralde yine toto loto yapıyor. Şu anda gündemde bir kabine değişikliği söz konusu değil.”

GÜL’ÜN KHK ELEŞTİRİSİ: 

Gerekli açıklamaları Cumhurbaşkanımız yaptı. KHK’da bir muğlaklık olmadığı, 15 Temmuz olaylarıyla sınırlı olduğunu ifade etti. 1.5 yıl önce resmi görevlilerle ilgili çıkarılan yasanın sivillerle ilgili çıkarılması neden mesele oldu buna bakmak lazım. Gerekli açıklamalar yapıldı. İstismara açık bir durum olmadığı ortaya çıkacaktır. Cumhurbaşkanımızın ve parti sözcümüzün (Mahir Ünal) çizdiği çerçeve bellidir, ilave edeceğim yeni bir şey yok.

RUS ASKERİ KONUŞLANMAYACAK: 

S-400, bir komple sistemden bahsediyoruz. Asker konuşlanması diye bir şey söz konusu değil ama teknik iş birliği anlamında tabii ki bir trafik olacaktır. Bizim askerlerimiz, teknisyenlerimizi oraya gidecek, onların teknisyenleri buraya gelecek. Ama bunu Rus askerinin Türkiye’de konuşlanması olarak ifade etmek doğru değil. Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken Patriot füzelerinin alınması ile ilgili olarak bu konunun müzakerelerini kendisi yürüttü. Ortak üretim söz konusu olamaz dendi. Biz hem NATO’da müttefikiz, hem stratejik ortağız diyoruz ama teknolojik paylaşımda, kritik konularda farklı tavırlara giriliyor. Burada biz kendi ulusal çıkarlarımızı öncelemek zorundayız. Bunlar Türkiye’nin sınırlarını, şehirlerini korumak için kurulan sistemlerdir. Türkiye’ye gelebilecek saldırılara karşı bir savunma sistemidir.

KHK’LER

Şu ana kadar OHAL çerçevesinde çıkarılan bütün KHK’lar devletin kendi işleyişiyle ilgilidir. Vatandaşa, millete dönük değil. Öncelikli hedefi bu. Neden? Süreç hızlı ilerlesin. Elbette bu kanunlar sonunda Meclis’e gelecek. Bundan sonra çıkacak KHK’lar da önünde sonunda Meclis’e gelecek. OHAL’in süresi ne kadar uzatılır? Bu değerlendirilir. Hem Bakanlar Kurulu hem MGK’da bu konu istişare edildikten sonra karara bağlanmaktadır.

Editör: TE Bilişim