Gazete Emek- Tahir Elçi davasında avukatlar ve Sezgin Tanrıkulu ile mahkeme başkanı arasında gerilim yaşandı. Mahkeme başkanı önce "Duruşmayı bitiriyorum" diyerek salonu terk etti, bir saat sonra dönüp Ahmet Davutoğlu'nun dinlenmesi talebini reddetti. Dava 5 Temmuz 2023 tarihine ertelendi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi davasında polisler Fuat Tan, Mesut Sevgi ve Sinan Tabur'un "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek"ten 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı davanın duruşması Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

PKK üyesi Uğur Yakışır'ın “2 polisi öldürmek, ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmaktan" 3 kez ağırlaştırılmış müebbet, "Elçi'yi olası kasıt ile öldürmekten" 20 yıl, "polis S.T.'yi öldürmeye teşebbüsten" 20 yıl ve "izinsiz silah bulundurmaktan" 5 yıl hapis istemiyle yargılandığı dava da Elçi davasıyla birleştirilmişti.

Davanın duruşması, mahkemenin döneminin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun dinlenilmesi kararından vazgeçmesi nedeniyle gergin başladı.

Polisiye önlemler altında gerçekleşen duruşmayı Türkiye'den çok sayıda baro başkanının yanı sıra Hollanda'dan baro başkanları da takip etti.

TÜRKAN ELÇİ: ADALETLE ARAMIZA DUVAR ÖRÜLDÜ

Duruşmada konuşan Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, 2 yıllık yargılama sürecindeki izlenimlerini anlattı. Elçi, "Savaşa karşı çıktığı esnada katledilen bir hukuk insanının, bir baro başkanının katledilmesinin alelade bir dava olmadığını, bu davanın kişisel olmak kadar toplumsal ehemmiyetini, haksızlığa uğrayan her vatandaş gibi adaleti arama derdinde olduğumuzu ifade etmeye çalıştık. Fakat anlaşılamadığımızı, en doğal hakkımız olan adaletle aramıza gün geçtikçe bir duvarın örüldüğünü kısa sürede idrak ettik" dedi.

"SANIK MUAMESİ GÖRDÜK"

Türkan Elçi, “Dört yılı aşkın bir zaman sonra açılması beklenen bir davadan medet uman mağdurlar olarak sanık muamelesi gördük, dışarıya atılmak istendik. Bu duvarın harcında toplumun genelinde ve bu davanın özelinde, adalet bekleyenlerin derdini anlamada kayıtsızlık, devletin yargıcı olma kaygısı, devletin polisini yargılayamama, cezasızlık geleneği, kendine yakın hissetmediklerine önyargı var. Bu duvarın harcında zulüm var. Vatandaş anasının ak sütü kadar helal olan adalete erişemiyorsa, ortada zulüm var demektir" ifadelerini kullandı.

Adalete ve yargının tarafsızlığına olan inançlarını kaybettiklerini ifade eden Elçi, "Bize bugün hakkımız olan adaleti teslim etmezseniz bize zulüm etmiş olursunuz" diye ekledi.

"DAVUTOĞLU KARARINDAN VAZGEÇECEK NE OLDU?"

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren de mahkemenin Ahmet Davutoğlu'nun dinlenmesi kararından vazgeçmesine değindi ve "Celse arasında bu karardan vazgeçecek ne oldu" diye sordu.

Davutoğlu’nun "Tahir Elçi’nin siyasi bir cinayete kurban edildi" sözlerini anımsatan Eren, mahkemenin yargılamayı adil yürütmekten uzak olduğunu ve ceza yargılama ilkelerini gözetmediğini söyledi.

Yargılamanın konusu Kürtler olunca hukukun işlevini yitirdiğini, mahkemenin hukuki dayanaktan yoksun kararlar verdiğini belirten Eren, birilerinin dosya savcısına talimat verdiğinin anlaşıldığını söyleyerek, "Mahkeme heyeti davayı aydınlatmayacaksa çekilmesi gerek" dedi.

DAVUTOĞLU KARARI, SAVCININ DEĞİŞMESİYLE BİRLİKTE DEĞİŞTİ

Bir önceki celseden sonra davanın savcısının bir kez daha değiştiğini vurgulayan Eren, yeni savcının Davutoğlu kararından vazgeçilmesi için talepte bulunduğunu ve mahkemenin de aynı gün bu yönde karar verdiğine işaret etti.

Eren, "Mahkeme de Davutoğlu'nun dinlenmesinin davaya yeni bir şey katmayacağı gerekçesiyle kararından vazgeçiyor. Dosyaya yeni bir şey katmayacağını nereden biliyorsunuz? Davutoğlu o karanlık dönemde başbakandı. 'Tahir Elçi cinayeti siyasi suikasttır' sözlerinin hiç mi önemi yok" diye konuştu.

"ANMAYA KATILANLAR FİŞLENDİ"

Tahir Elçi'yi anma etkinliğine katılan baro başkanları ve avukatların fişlediğini de sözlerine ekleyen Eren, mahkemenin de davaya bakış açısının bu olduğunu belirtti.

"Siz bu dosyaya etkin baksaydınız birileri o fişlemeyi yapamazdı" diyen Eren, "Biz sizi reddediyoruz. Bu kaçıncı reddedişimiz. Lütfen siz artık kendiniz çekilin" diye ekledi.

"ÇOCUKLARIMI KARIŞTIRMA" DEYİP DURUŞMAYI BİTİRDİ

Avukat Neşet Girasun 5 celsedir bulundukları 30 talebin 20'sinin reddedildiğini, kabul edilen taleplerin ise dosyanın esasına etki etmeyen talepler olduğunu dile getirdi.

Girasun, mahkeme başkanına seslenerek, "Adil bir yargılama yürüterek, çocuklarınıza bu mirası bırakın" dedi. Bu sözler, mahkeme başkanın tepkisine neden oldu. Girasun'a "Düzgün konuşun, çocuklarımı karıştırma" diyen mahkeme başkanına CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Sözler gayet düzgündür" diye yanıt verdi. Mahkeme başkanı Tanrıkulu'na "Siz karışamazsınız" diye tepki gösterdi. Tanrıkulu, "Karışırım" diye cevap verince, salonda bulunan başka bir avukat, "Sadece sizin çocuklarınız için değil tüm çocuklar için, dedi" diye araya girdi. Bunun karşılık salonda avukatların alkış seslerinin yükselmesi üzerine mahkeme başkanı "Duruşmayı bitiriyorum" deyip heyet üyeleriyle birlikte salonu terk etti.

BİR SAAT SONRA GERİ DÖNDÜ

Başkan ve heyetin mahkeme salonun terk etmesine karşılık avukatlar duruşmasının sürdürülmesini isteyerek salonda kaldı. Bunun üzerine mübaşir salona gelerek, mahkeme başkanının duruşmayı sonlandırdığını bir kez daha anons etti. Ancak, Baro Başkanı Eren'in yaptığı görüşmeler sonucu başkan ve heyet yaklaşık bir saatin ardından salona gelerek duruşmaya yeniden başladı.

Mahkeme, duruşmayı avukatların taleplerini alarak sürdürdü.

Türkiye Barolar Birliği, Samsun, Artvin, Hatay, Kars ve Kırıkkale baro başkanları davaya müdahillik talebinde bulundu.

"ADLİ TIP KURUMUNU DA KARANLIK AĞA DAHİL ETMEK GEREK"

Avukat Mahsuni Karaman, Elçi cinayetinin delillerinin karartıldığını söylediklerini belirterek, bu işin senkronize olduğunu ortaya çıkan belge ve bilgiden anladıklarını dile getirdi.

Polis kamerasındaki 12 saniyelik kesintiyi hatırlatan Karaman, bu 12 saniyeyle ilgili çekimi yapan polisin "Ayağım kaydı, düştüm, kayıttan çıktım" yönündeki ifadesine rağmen Adli Tıp Kurumu'nun çekimin devam ettiği, kadrajın kaydığı yönünde rapor düzenlediğine işaret etti. Karaman, "Adli Tıp Kurumu'nu da bu karanlık ağa dahil etmek gerek" dedi.

Kayıp görüntü için Adli Tıp Kurumu'na yeniden inceleme için müzekkere yazılmasını isteyen Karaman, Davutoğlu'nun dinlenmesini, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin dinledikleri tanıklarla ilgili ses ve görüntü varsa bunların istenmesini talep etti.

Savcı ise katılım taleplerinde bulunan baroların taleplerinin reddine karar verilmesini talep etti.

4 TALEPTEN BİRİ KABUL EDİLDİ

Mahkeme, Adli Tıp Kurumu'nun kayıp 12 saniyeye ilişkin yeniden rapor düzenlemesi, baroların katılımı ve Davutoğlu'nun dinlenmesi taleplerini reddetti.

İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporda görüntü ve ses kayıtlarının olup olmadığının sorulması ve varsa mahkeme gönderilmesi talebini kabul etti.

Dava 5 Temmuz 2023 tarihine ertelendi.

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA: "FAİLİ MEÇHUL BIRAKMAYCAĞIZ"

Kararın ardından baro başkanları basın açıklaması yaptı ve cinayeti faili meçhul bırakmayacaklarını ve adalet arayışını sürdüreceklerini söyledi.

Nahit Eren, “Yargılanma sürecinin bizde yarattığı kendilerine yönelik şüpheyi dile getirdik ama mahkeme heyeti yaptığımız savunmaları gerekçe göstererek duruşma salonunu terk etti. Görüşmelerden sonra salona tekrar gelen mahkeme heyetine taleplerimizi yineledik ama maalesef, soruşturma aşmasındaki etkisiz ve isteksiz sürecin kendileri tarafından da sürdürüldüğünü, kurmuş oldukları ara kararlarla biz kere daha gördük. Buradan bir kere daha sesleniyoruz; ömrünü faili meçhul cinayetlere adamış Tahir Elçi dosyasını, faili meçhul bırakmayacağız" dedi.

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Bozkurt da "Bunca yıllık meslek hayatımda görmediğim bir şey gördüm. Yargılama yapmamak için mahkeme heyeti küserek salonunu terk etti. Bunlara şahit olmayan bir ülke için bütün barolar çalışmaya devam edeceğiz. Bu dava sahipsiz değildir!” diye konuştu.

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu da “Bugün en meşru haklardan biri olan Sayın Türkan Elçi’nin anlaşılma talebiydi. Tek şey istiyor anlamak, ne olup bittiğini anlamak ve bunun hukuk dilindeki karşılığı da şudur: Adalet. Adil bir yargılanama yapıldığını görmek istiyoruz” diye belirtti.

Sezgin Tanrıkulu da “Duruşma sekiz aya sonrasına ertelenmesi, adil bir yargılanma olmayacağını ve adaletin gerçekleşmeyeceğini bizlere gösteriyor. İki yılda sadece altı duruşma yapıldı. Bu görüntü bile bizlere; bu mahkemenin adil davranmadığını, bu suikastı aydınlatmak istemediğini gösteriyor. Müdahil tarafın talepleri yerine getirilmektedir ve müdahil taraftan habersiz kararlar alınmaktadır. Ahmet Davutoğlu’nun tanıklığından duruşma olmaksızın vazgeçilmiştir. Tahir Elçi’nin katilleri belidir! Bir siyasi suikaste kurban gitmiştir. Bu yargı düzenini protesto ediyoruz" dedi.

Kaynak: MA 

Editör: TE Bilişim