Gazete Emek- NTV'de yayınlanan Seçime Doğru programına katılan Muharrem ince Ahmed Arpat'ın sorularını cevapladı. İnce NTV'nin mitinglerini göstermemelerine tepki göstererek, 'Ben 77 miting yaptım Erdoğan 16 miting yapmış. Erdoğan’ın 16 mitinginin 16’sını da baştan sona vermişsiniz. Benim 77 mitingimden 1 tanesini bile tam vermemişsiniz. Asıl sizin tutumunuz ne olacak. Bunu sadece NTV’ye de söylemiyorum.' Dedi.

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, "Fethullah Gülen'in ABD'den usulüne uygun istenmediği" iddiasının ardından CHP heyetinin Adalet Bakanlığı'na giderek incelediği iade belgelerinin içeriğine ilişkin açıklamada bulundu. "ABD'ye 85 klasör belge gönderildiği iddiasının aksine 27 klasör bilgi bulunduğunu" ifade eden Muharrem İnce, bu klasörlerin 7 dosyadan oluştuğunu ve bu 7 dosyanın 4'ünün de 15 Temmuz öncesine ait olduğunu ifade etti. 

Hükümetin, Gülen hareketini, 17-25 Aralık soruşturmalarının ardından terör örgütü olarak tanımladığını ve bu tarihi milat olarak kabul ettiğini hatırlatan İnce,  "17-25 Aralık milat diye konuşursanız, sonra suç tarihi 2011 derseniz inandırıcı olur musunuz? 2012'de bazı milletvekilleri Gülen'i ziyaret ederse. Sonra bu milletvekillerini yeniden aday gösterirseniz ABD size inanmaz" ifadelerini kullandı. 

Hükümetin Kandil'e operasyon yapılacağı yönündeki açıklamalarının seçim propagandası olarak kullandığını savunan İnce, "Davul zurnayla operasyon olur mu? Bu ne demektir. Ben geleceğim kaç demektir. Erdoğan'ın derdi Kandil falan değil. Derdi seçim" diye konuştu. 

 Muharrem İnce'nin açıklamaları şöyle:

Ahmed Arpat: Hem anketlere hem de meydanlara baktığınızda gidişatı nssıl görüyorsunuz? 

Muharrem İnce: 4 Mayıs günü adaylığım açıklandı. 36 günde işte 52 vilayete gittim. 77.mitingimizi bugün Kocaeli’de yaptık. Yarın İstanbul’dayım, 5 farklı noktada ilçelerimizde buluşacağız. En son Silivri’de olacağız gece. Pazartesi günü Diyarbakır’a gidiyorum. Planlamamızda bir hata olmazsa 106 mitingle tamamlayacağız. 

Ahmed Arpat: Performansa bakınca sanki daha önceden hazırlanmışsınız gibi. 

Muharrem İnce: Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel başkan adayı olmuş birisi ben bu ülkeyi yönetme iddiasındayım diyordur zaten. Ödevime çalışmak, dersine çalışmak, ülkeyi yönetmeye hazır olmak, her konuda kendini yetiştirmek, 16 yıllık milletvekilliği birikimiyle bir kadro kurmak, sanayisinden, eğitimine, dış politikasına güvenliğine kafa yormak, çareler üretmek tabii ki 36 günün işi değil. 

Ahmed Arpat: Miting meydanlarında aslında farklı bir profil çiziyorsunuz, izlettiğiniz videolarda eski filmlerden göndermeler yapıyorsunuz ya da sosyal medyada ince espri varsa alıyorsunuz meydana taşıyorsunuz. Nasıl bir ekip kaç kişilik bir ekip o meydanın arkasında? 

Muharrem İnce: Toplumun barışmaya ihtiyacı, hıuzura ihtiyacı, gülümsemeye ve hayal kurmaya ihtiyacı var. 16 yılda o kadar gerdi ki Erdoğan millet, herkes mutsuz herkes huzursuz. Kağıt toplayan bir çocuk, milletvekili arkadaşımız soruyor, “Senin hayalin ne” diye. “Benim hayalim büyük karton bulmak. Büyük karton çok para yapıyor.” Çocuğun hayaline bakın nerelere düşürmüş çocukları. Ben çocuklara hayal kurdurmak istiyorum. Uzay üssünde olduklarını, araba geliştirdiklerini, yabancı dil öğrendiklerini hayal ettirmek istiyorum. İyi avukat, iyi öğretmen olduklarını hayal ettirmek istiyorum. Gençlerin çocukların hayali yok bu ülkede. Mizah siyasetin vazgeçilmezidir. Mizah yoksa kaba olur siyaset. Mizah olmazsa meydanlarda çöp dersiniz, tezek dersiniz, cibiliyetsiz dersiniz. Bu mizah yönü olmayan insanların işidir. Oysa siyasette karşıdaki iğnelerken, ona laf söylerken esprili yanıt vermeniz lazımdır. İnsanları düşündürtmeniz ve güldürmeniz lazım. Kabalaşmamanız lazım. Kimse kabalaştığımı söyleyemez. Bugün 40 derecenin üzerinde bir sıcaklıkta miting yaparken ben rahatsız oldum. Ter akıyor ve insanlar sizi dinliyorlar orada oruçlu olanlar var. O insanları oradan mutlu göndermeniz lazım, umutlarını tazeleyerek göndermeniz lazım. Çocuklarımızın geleceği iyi olacak diye onlara bir şey vermeniz lazım. 

Ahmed Arpat: Miting meydanlarında aslında farklı bir profil çiziyorsunuz, izlettiğiniz videolarda eski filmlerden göndermeler yapıyorsunuz ya da sosyal medyada ince espri varsa alıyorsunuz meydana taşıyorsunuz. Nasıl bir ekip kaç kişilik bir ekip o meydanın arkasında? 

Muharrem İnce: Toplumun barışmaya ihtiyacı, hıuzura ihtiyacı, gülümsemeye ve hayal kurmaya ihtiyacı var. 16 yılda o kadar gerdi ki Erdoğan millet, herkes mutsuz herkes huzursuz. Kağıt toplayan bir çocuk, milletvekili arkadaşımız soruyor, “Senin hayalin ne” diye. “Benim hayalim büyük karton bulmak. Büyük karton çok para yapıyor.” Çocuğun hayaline bakın nerelere düşürmüş çocukları. Ben çocuklara hayal kurdurmak istiyorum. Uzay üssünde olduklarını, araba geliştirdiklerini, yabancı dil öğrendiklerini hayal ettirmek istiyorum. İyi avukat, iyi öğretmen olduklarını hayal ettirmek istiyorum. Gençlerin çocukların hayali yok bu ülkede. Mizah siyasetin vazgeçilmezidir. Mizah yoksa kaba olur siyaset. Mizah olmazsa meydanlarda çöp dersiniz, tezek dersiniz, cibiliyetsiz dersiniz. Bu mizah yönü olmayan insanların işidir. Oysa siyasette karşıdaki iğnelerken, ona laf söylerken esprili yanıt vermeniz lazımdır. İnsanları düşündürtmeniz ve güldürmeniz lazım. Kabalaşmamanız lazım. Kimse kabalaştığımı söyleyemez. Bugün 40 derecenin üzerinde bir sıcaklıkta miting yaparken ben rahatsız oldum. Ter akıyor ve insanlar sizi dinliyorlar orada oruçlu olanlar var. O insanları oradan mutlu göndermeniz lazım, umutlarını tazeleyerek göndermeniz lazım. Çocuklarımızın geleceği iyi olacak diye onlara bir şey vermeniz lazım. 

12 genç var iyi üniversitelerden mezun zeki çocuklar. Bunlar klipleri, videoları hazırlıyorlar. Kendi aralarında bir takma adları da var, “10.Kat” diye. Ayrıca ekonomi ekibi var. Partide çalışan arkadaşlar ayrı ben partiden bağımsız olarak 4 Mayıs’ta parti bayrağımı çıkarttım Türk bayrağını taktım. Yıllardır birlikte çalıştığım bir ekibim var. Kendilerini kanıtlamış insanlar. Mesela bugün Kocaeli'nde mitingim vardı aradılar sanayi yerlerini anlatman lazım dediler. Hemen atladılar geldiler. Ben prompter kullanmıyorum, küçük notlarım var oradan anlatıyorum. Ekranda bir adam görünüyor cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, eğitim anlatıyor, ekonomi anlatıyor. Müthiş bir ekip var, yorulmamış bir lider var, taze bir kan var birlikte götürüyor. 

Ahmed Arpat: Kandil’e yönelik bir operasyondan bahsediliyor gün sayıyoruz deniliyor. 

Muharrem İnce: Çok üzülüyorum buna. Şimdi diyelim ki Kandil’e operasyon yapacaksınız davulla zurnayla operasyon olur mu? Bu çıkın oradan biz geliyoruz demektir. Erdoğan’ın derdi Kandil filan değil derdi seçim. Kandil’den oy devşirebilir miyim hesabıdır bu. Bu devlet adamlığı değildir bu siyasetçiliktir. Siyasetçi gelecek seçimi devlet adamı gelecek nesilleri düşünür. Senin bunu meydanlarda konuşma derdin milliyetçi duyguları körükleyerek oy devşirmektir. Yapamayacağını bal gibi de biliyor. 

Ahmed Arpat: Karşı mısınız siz? 

Muharrem İnce: Ben başka bir şeyi tartışıyorum. Davulla zurnayla operasyonun yapılacağının duyurulmasının yanlış olduğunu, bu sıcak siyasetin bir parçası olur. İkincisi Kandil sınırımıza 110 kilometre uzaklıkta, boyu da güneye doğru 30 kilometre, genişliği de 5 kilometre. Korkunç bir coğrafya. ABD’nin helikopterleri iniyor kalkıyor orada. Hemen batısı İran. Yani siz İran’la anlaşmadan, ABD ile anlaşmadan bunu yapamayacağınızı herkes biliyor. Ben biliyorum. Seçim öncesinde yok operasyondu yapıyorduk, yapamayacaklar göreceksiniz. Ama bunu siyaset kullanmaları orduyu da küçük düşürür, devleti de küçük düşürür. Ciddi olalım bu konuda ciddiyete davet ediyorum Erdoğan’ı ve hükümeti. Sen seçimde iki fazla alacaksın diye orduyu yıpratma, ortalık yerde bunları konuşma. Operasyon yapacaksın da seçime 48 saat kala yapacaksın da neden bir ay öncesinden duyuruyorsun. Derdin operasyon yapmak mı sandıkta oy almak mı? 

"Gülen usulüne göre istenmedi" iddiası

Ahmed Arpat: Gülen’in ABD’nin usulüne uygun istenmediğini öne sürdünüz. Sonrasında yaşanan süreç Cumhuriyet Halk Partisi’nden bir heyet Adalet Bakanlığı’na gitti. Sayın Özel’in açıklamaları var, “Sayın İnce’nin iddialarını destekler bulgulara ulaştık, raporu sayın İnce ve sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na verdik” diyorlar. 

Muharrem İnce: Ben usulüne uygun istemedi dedim hükümet. Hayır istedik dediler. Sonra gelsin incelesin dosyaları dediler. Ben bir heyet gönderirim onlar incelerler dedim. 1 hafta cevap vermediler sonra inceledi arkadaşlarımız. 120-125 klasör 85 klasör gibi laflar ettiler, arkadaşlarım 27 klasör dediler. Her klasörden 3 nüsha yapılmış dolayısıyla 85 klasör dediklerine bakmayın 27 var. İki, iade talebiyle ilgili 7 dosya var. 7 dosyanın dördü 15 Temmuz öncesindeki olaylarla ilgili. Mesela biri Selam Tevhit davası. Selam tevhit davası dosyanın Adalet Bakanlığı’na gelişi 28 Ocak 2016. Yani 15 Temmuz 2016’yı düşünürseniz henüz 15 Temmuz olmamış. 6 ay bu dosya beklemiş gönderilmemiş ABD’ye. 15 Temmuz olmuş 4 gün sonra gönderilmiş. Ocak ayından Fetullah Gülen’in iade talebi bakanlığa gelmiş, bakanlık neden bunu ABD’ye göndermemiş. Bu 6 ay bekleme emrine Erdoğan mı vermiş, Adalet Bakanı mı vermiş ne olmuş? İkinci dosya, polis meslek yüksek okulu sorularının çalınması. 8.12.2015 tarihinde hazırlanmış Adalet Bakanlığı’na verilmiş bu dosya. 19.07.2016’da gitmiş. Neden 7 ay beklettiniz? Soru üç, elden belge verdik ABD’li yetkililere diyorlar. Benim adıma oraya giden heyet bu belgeleri görmek istiyoruz diyor. Bunları da göstermiyorlar. Bazı dosyalarda bu 7 dosyadan bazılarından suç tarihleri 2011’den başlıyor. Peki Erdoğan’a göre milat 17-25 Aralık 2013’tü. Milatı böyle konuşursanız Türkiye’de 2011 yılına ait suç tarihini derseniz inandırıcı olur musunuz? MİT krizi 7 Şubat 2012. Milletvekillerinin bir meşhur Pensilvanya ziyareti var o ne zaman? Mayıs 2012’de. Mayıs 2012’de milletvekilleri şua anda 5’i yeniden aday. Mayıs 2012’de 5 milletvekili Gülen’i ziyaret edecek, fotoğraf çektirecekler ama siz ABD’ye dosya göndereceksiniz, suçlu diyeceksiniz bana iade et diyeceksiniz suç tarihini de 2011 yapacaksınız. Siz kendinizi ABD’nin yerine koyun. Bu 7 dosyadan bazılarından suç tarihini 2011’den başlatıyor. Oysa 2012 yılında AK Partili bazı milletvekilleri Fethullah Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret ettiler ve bu fotoğraflar basında yayınlandı. Suç tarihini 2011’den başlatırsanız 2012 yılında milletvekilleri ziyarete giderse Gülen’i ve bu kişileri yargılamak yerine yeniden milletvekili adayı yaparsanız ABD makamları size inanır mı? İnanmaz. Mesela Bülent Arınç görüşmesi 2013 yılında. “Bir emriniz var mı” diye söyledi Erdoğan gittim görüştüm diyor. Sorum net, bu dosyaları 6-7 ay neden beklettiniz. Kim emir verdi? ABD kesin delil istiyor. Darbeyi eniştenden öğrenmişsin sen, devletin birimlerini çökertmişsin. MİT’in haberi yok. Mesela soruları çalanlarla Fethullah Gülen arasında kesin delil ortaya koy diyor. Hükümet bu delili ortaya koyamamış. Yok dosyada bu değil. Soruların çalınmasıyla ilgili çalanla Gülen arasında bir delil koy ortaya diyor. Ortada delil yok. İki, ABD soruyor, “Adil Öksüz’ü elinden neden kaçırdın” diyor. Soru üç, iki yıl geçmiş üzerinden ABD’yi defalarca ziyaret etmişsin, hiç olmadığımız kadar yakınız diyorsun, dostum Trump diyorsun ama sana iade etmiyorlar. Demek dostluk yok, yakınlık yok, müttefiklik yok, dünya liderliği yok ortada. Ve istemiyorlar da zaten iade edilmesini. ABD vermek istemiyor Erdoğan da almak istemiyor. 

"ABD ile hiç olmadığım kadar yakınız diyorsun ama ABD vermiyor, bu nasıl dünya liderliği"

15 Temmuz olmasaydı, bu iade taleplerinin hiçbiri olmayacaktı. ABD'de bunu görüyor. ABD o dosyaları neden beklettin, demek ki senin bunlarla ortaklığın var diyor. 

ABD ile hiç olmadığım kadar yakınız diyorsun ama ABD vermiyor, bu nasıl dünya liderliği. ABD vermek istemiyor, bunlar da alşmak istemiyor. 

Eğer darbe girişimi olmasaydı Gülen korunuyor olacaktı.

FETÖ'yü temizlersen AKP'nin yarısı gider zaten. Bütün millet bunları biliyor. Bunlar hala kucak kucağa. Birlikte ihanet ettiler. Ne zaman FETÖ bunlara ihanet etti, o zaman kavga başladı. FETÖ'yü 15 kat büyüttüler. Akın Öztürk'ü Hava Kuvvetleri Komutanı yapmak için 60 generali emekli yaptılar. TİB'i kurdular tepeden çaycısına kadar hepsi FETÖ'cü çıktı.  FETÖ, IŞİD ve PKK ile mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. 

"Bırak apolet sökmeyi hapse attın insanları sen"

(Apolet sökme tartışması) Orada Erdoğan bayrağı övmüyor. siyasi rakibi Muharrem İnce'yi eleştiriyor, Paşa da alkışlıyor. Biz balkanları askerlerin siyasete girmesinden dolayı kaybettik. Sözümün arkasındayım Cumhurbaşkanı olunca emekli ederim. Erdoğan'ı alkışlaması beni yuhalaması demektir. O paşaların hakkını ben çok savundum. Türk ordusuna nasıl sahip çıktığımı çok iyi bilirler. Sahip çıkılması gerekiyorsa sahip çıkarım. 

Bırak apolet sökmeyi hapse attın insanları sen; sen ne zaman orduyu savunmaya başladın Erdoğan! Çuval geçirdiler askerin başına, Erdoğan'a "Nota verecek misiniz" dediler, "Müzik notası mı" diye sordu.

NTV'ye tepki

Ben 77 miting yaptım Erdoğan 16 miting yapmış. Erdoğan’ın 16 mitinginin 16’sını da baştan sona vermişsiniz. Benim 77 mitingimden 1 tanesini bile tam vermemişsiniz. Asıl sizin tutumunuz ne olacak. Bunu sadece NTV’ye de söylemiyorum.

1. turda kazanacağız. Ben stratejiyi 1. turda kazanmak için kuruyorum. Ben Millet İttifakı'nın çoğunlukla ilgili bir sıkıntısı olacağını düşünmüyorum. Meclis'te çoğunluk olmasa da uzlaşmayla çalışacağım. Kazanırsam bir günde doların düşeceğine inanıyorum. Topyekün bir kalkınmadan bahsediyoırum. 

Sarayı, köprüyü neden yıkayım, zihniyeti yıkacağım. Sanayimiz atıl, tarımımız atıl, denizlerimiz atıl. Bunları ekonmiye kazandıracağız. 

Devlet yönetimi kıraathane açacak kekler bedava diyor. Üzümlü mü, çikolatalı mı kekler onu bilmiyoruz. Atanamamış öğretmenleri, sağlıkçıları atama gibi bir dertleri yok. İşsizlere iş bulmak gibi bir dertleri yok.

Cumhurbaşkanı seçilince düzeltmek için yetkileri sonuna kadar kullnacağım. Tek bir kişi yargı o, doktor o, bakan o. Bakanların bir etkisi yok yetkisi yok. 

Yargıyı tarafsız ve bağımsız bir hale getirmeliyiz. 3 ayda bağımsız ve tarafsız yargı kurmak mümkün. Güçler yarılığı olmadam olmaz. Eskisi de iyi değildi. 

Eksikleri giderilmiş bir parlamenter sisteme geçeceğiz. Çökertilmiş kurumları restorasyon sürecinden geçireceğiz. 2 yıllık restorasyon sürecinde yetkilerimi kullanacağım.

3 tane cumhurbaşkanı yardımcısı düşünüyorum. En çok 4 olur. 20-25 arasında bakan olacak. Mevcut bakanlıklardan değişecek olanlar var. Benden en çok duyacağınız iki kelime kalite ve girişimcilik olacak. 2 yıl süresinin bir sıkıntı yaratacağını düşünmüyorum. 

Beni her gün 15 kanalda görmeyeceksiniz. Yandaş gazetecilerle ekrana çıkmayacağım. Gençler özgürce tweet atacaklar. Gençlerin hayal kurmalarını sağlayacağım. 

Dil ve din eğitimini önemsiyorum. Trabzon'da ne anlatıyorsam Diyarbakır'da onu anlatıyorum. İlk önce resmi dili öğreteceğiz. İkinci oalrak anasının evindeki dili öğreteceğiz. Üçüncü olarak en çok kullanılan yabancı dili öğreteceğiz. Eğitim sistemi bir kere değişecek ve orada kalacak. Eğitim modeli üzerinde taraflarla uzlaşarak karar vereceğiz. Öğretmenlikte mülakatı kaldıracağız. Mülakat varsa liyakat vardır

Türkiye'nin yeni bir anlayışa, vizyona ihtiyacı var. Sabit kur gibi ilkel yöntemlere başvurmayacağız. Yatırımcının önünü açacağız. Maç başladıktan sonra kural değişmeyecek AR-GE teşviki vereceğiz. Merkez Bankası bağımsız olacak, kamu disiplini sağlanacak. 

Kanal İstanbul'un hangi faydası var, taşıyacak mıyız? Kanal İstanbul için yüzlerce köprüye ihtiyaç var. Kahvahanede kek yicez tünel kazıcaz bunlarla Türkiye büyümez Fabrikalar KOBİ'ler önceliktir. 

Kürt sorunu ekonomik bir sorundur, demokratik siyasi ahlak sorunudur. Bu sorunu samimiyetle çözmek lazım. Yapamıyacağınız sözleri vermemlisiniz. Meclis'te çözülmelidir. Milletin gözü önünde olmalıdır. Sınırısız tartışılmalıdır.  İlkeli bir siyasetçiyim ben. Dokunulmazlıkların kaldırılmasında partimle de ters düşmüştüm

Kaynak: T24

Editör: TE Bilişim