Gazete Emek- Yeni parti kuracağının sinyallerini veren HDP’li eski vekil ve yerine kayyum atanan Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, “Biz kimlikler üzerinden bir siyaseti sorun çözücü görmüyoruz. Kimlikler, tepkisel olarak siyaset arenasına taşınır. İnkar ve baskı karşısında son derece doğaldır bu tutum. Aynı zamanda kamplaşma siyasetine ve statükoya hizmet eder. Kimliklerin özgürce ifade edilmesinden yanayız” dedi.

Birgün’den Sercan Meriç’e konuşan Bilgen, küresel ölçekte yeni bir kriz yaşandığını ifade ederek, “Bu kriz aynı zamanda temsili demokrasinin krizi. Pandemi bu tıkanıklığı daha net biçimde ortaya çıkarttı. Kapitalizme karşı yeni alternatif dayanışmacı bir paradigmaya ihtiyaç var. Ne yazık ki Türkiye siyasetindeki partilerin büyük kısmı Osmanlı’nın son dönemindeki akımların, geleneklerin tekrarı niteliğinde. Bölgesel değişimler, Türkiye’nin sosyolojisindeki değişim yeni yaklaşımları gerektiriyor. Kamplaşmayı, kutuplaşmayı besleyen siyaseti aşan bir ortaklaşmaya, yeni vicdana, yeni ortak akla ihtiyaç var” dedi.

AKP'lilerden camide müzikli ve meşaleli toplantı

“SİYASETTEKİ KİLİTLENMEYİ AŞACAK BİR YAKLAŞIMI GELİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”

Yeni oluşumlarının herhangi bir bölgeyi öncelemediğini, etnik kimliği merkeze almadığını açıklayan Bilgen, eski partisi HDP’nin kapatılma davasıyla ilgili de şunları söyledi: “Parti kapatma süreçlerinin Türkiye siyasetine katkı sunmadığı, sorun çözmediği aşikar. Ben de parti kapatma davasında siyasi yasak istenen isimlerden birisiyim. Elbette ki parti kapatmaya karşı bir tutum ve tavır içerisinde olacağız. Demokrasiden yana dayanışma yaklaşımı ortaya koyacağız. Siyasetteki kilitlenmeyi aşacak yeni bir yaklaşımı geliştirmek zorundayız. Parti kapatma konusunda hukuki bir yargılama sürecinden ziyade siyasi hesapların belirleyici olacağını söylemek abartılı bir yorum olmayacaktır. Hukuktan ve siyasetten daha öncelememiz gereken ise toplumsal psikolojidir. Toplumda kırılma, kamplaşma, kopma duygusu oluşturacak her girişimin telafisi imkansız sonuçlar doğuracağı açıktır.”

“KİMLİK SİYASETİ ÇÖZÜM DEĞİL”

Bilgen, “Oluşumunuzu siyasi yelpazenin neresinde tarif edebiliriz?” sorusuna da şu cevabı verdi: “Biz kimlikler üzerinden bir siyaseti sorun çözücü görmüyoruz. Kimlikler, tepkisel olarak siyaset arenasına taşınır. İnkar ve baskı karşısında son derece doğaldır bu tutum. Aynı zamanda kamplaşma siyasetine ve statükoya hizmet eder. Kimliklerin özgürce ifade edilmesinden yanayız. Daha çok kararsız seçmenin odaklandığı, ekonomi politikalar üzerinden bir muhalefet boşluğu olduğu kanaatindeyiz. Sosyal adaletçi ve demokrasi ortak paydasını eksen almayı tartışıyoruz.”

Haluk Bilginer, Cübbeli Ahmet Hoca ile dalga geçti; Sosyal medyada gündem oldu

BİLGEN’DEN HDP’YE ELEŞTİRİ

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, "Yeni bir parti daha yolda" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Öztürk'e konuşan Bilgen konuyla ilgili, "Daha çok demokrasi ve sosyal adalet ortak paydasında ekonomik sorunlarla özgürlüklere dair talepleri eşit yurttaşlık zemininde çözebilecek bir siyasal platformun inşası için arama toplantıları ve görüşmeler yapıyoruz. Bunun bir siyasal partiye dönüşmesi toplumun göstereceği ilgi ve bu tıkanmayı gören çevrelerin cesaretiyle sağlanabilir" ifadelerini kullandı.

Bilgen şunları belirtti:

"Bugün HDP, hem iktidar hem muhalefet için siyasetin, siyasal çözümün önünü açabilecek potansiyele sahip ama gerekli hamleyi yapamıyor. Kapatma davası gibi süreçler de sağlıklı ve cesur tartışma yapma olanağını daraltıyor. İçe kapanan ve korumacı refleks ise bu açılımı zorlaştırıyor.

MHP Ankara İl Başkanı, Alparslan Türkeş Vakfı'nı bastı: 'Bunun hesabını soracağız'

HDP kurulduğunda Türkiye'nin bütünlüğü içinde ve silaha yer bırakmayacak demokratikleşme iddiasıyla yola çıkmıştı. 7 Haziran 2015 seçiminde toplum bu çıkışa destek vererek bir kredi açmıştı. Bu kredinin daha cesur ve yeni hamlelerle desteklenmesi için hepimizin risk alması gerekir. Türkiye toplumunun güvenlik hassasiyeti, bölünme korkusu ve çatışmalı süreçten kaynaklı tepkisini anlayan bir dil kurma ve toplumsal güven inşa etme sorumluluğu siyasette anahtar rol oynayabilir.

HDP'nin yapması gereken öncelikle kendi tabanı dışındaki kitlelerle sağlıklı bir diyalog kurmayı öncelemelidir. HDP'nin dışlanmasına karşı tek demokratik mekanizma toplumsal öznelerdir. Partiler arasındaki rekabet bunu zorlaştırabilir. Ama toplumsal hassasiyetler üzerine bir dil inşa edilebilirse; ülkeyi kim yönetirse yönetsin HDP'nin normalleşme sürecine katkı yapmasının önü açılır. Bugün sadece iktidar bloğunun değil Millet İttifakı'nın da; HDP ile açık bir pozisyon tarifi yapamıyor olması elbette sadece faturası HDP'ye kesilecek bir durum olmamakla birlikte, bunun çaresini arama ve bulma sorumluluğu doğal olarak HDP'nin omzundaki en önemli yüktür."

Editör: TE Bilişim