ÖZEL HABER

Gazete Emek- İhraç edilen Barış Akademisyeni ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Gülseren Adaklı, Gazete Emek’in 15 Ekim’de düzenlediği Yeni Medyada Emek Gazeteciliğini Geliştirmek’ konulu seminerde konuşmacı olarak yer aldı.


 


 

Emek haberciliğinin tarihsel süreçlerine değinen Adaklı, 19 ve 20’inci yüzyılın Avrupa ve Amerika'sından günümüze işçi gazeteleri ve emeğin medyada nasıl evrildiğine ilişkin örnekler sundu.


 


 


 

EMEK HABERCİLİĞİ ÇOK FAZLA GELİŞEMEDİ”


 


 

Emek haberciliği’ kavramının yaygın olarak kullanılan bir kavram olmadığını belirten Adaklı, Gazeteciliğin 19’uncu yüzyıldan beri çok fazla değişmeyen bir yapısı var. Bu yapı içerisinde emek haberciliği denilen kolun çok fazla gelişmediğini görüyoruz. Bizim bugün emek haberciliği başlığı altında inceleyebileceğimiz çok parlak bir dönem var ama bu dönem çok kısa sürüyor. Bir süre sonra emeğin kendisinin, sorunlarının hatta bir toplumsal grup olarak çalışanların neredeyse medyadan uzaklaştırıldığını görüyoruz.” diyerek emek haberciliğinin çok geniş bir alan olduğunu fakat tarihsel süreçte çok fazla gelişim göstermediğini söyledi.

İşçi sınıfının Avrupa’da devrim için ayaklandığı tarihsel sürece de değinen Adaklı, Basının ve emek haberciliğinin dönüşümüne dair şu ifadeleri kullandı:



 

İletişim fakültelerinde ve basın kuruluşlarında yaygın olarak kabul edilen hakim bir basın özgürlüğü anlatısı var. Derler ki; İngiliz basın tarihi, aslında gazetecilik bir Anglosakson icadıdır. Doğrudan devrimlerin olduğu, çok büyük kalabalıkların siyasetin içine atılmak zorunda olduğu büyük göç hareketlerinin ortaya çıktığı ve sömürünün giderek şiddetli boyuta geldiği dönemde Anglosakson dünyasında ortaya çıkan bir olgudur. Biz o dönemde devletin, ifade özgürlüğüne karşı ciddi bir baskısını görüyoruz. İşçilerin bugüne kadar bu kadar fazla sesini çıkarması, sıradan insanların yönetime talip olması elbette yöneticiler için çok iyi bir şey değil. İngiliz basın tarihinden bahsederken sadece işçi sınıfından değil, bir burjuva sınıfının oluşumundan da bahsetmek lazım. Elit kesimin reform talebi İngiltere’de çok büyük bir karşılık buluyor.”


 

GAZETECİLİK SİYASİ BİR FAALİYET OLARAK BAŞLADI”


 

Gazeteciliğin asıl çıkış noktasının siyaset olduğunu ve siyasal propaganda aracı olarak kullanıldığının altını çizen Adaklı, “Gazetecilik dediğimiz şey siyasetten ayrı bir şeydir ama siyasi bir faaliyet olarak başladı. Bunu çok değerli tarihsel bir gelenek olduğunu hatırlamak lazım. Çünkü burada gerçek bir insan mücadelesi var. İnsanların kendi hayatlarının birer öznesi olmak için verdiği mücadele var. Siyaset ve basın arasındaki ilişkinin tarihsel, özgül bağlamını hiçbir zaman unutmamak lazım.” ifadelerini kullandı.


 

HABER DEDİĞİMİZ ŞEY EMEĞİN ÖZGÜRLEŞMESİ İÇİN BİR ARAÇ DEĞİL”

Adaklı, İlk işçi eylemleri ve işçi sınıfının kendi kaderini eline almak için verdiği mücadeleden söz etti. Tüm habercilik kollarının yolu mutlaka emekten ve emek haberciliğinden geçtiğini belirtti.


 

Adaklı sözlerinde şu ifadeleri kullandı:


 

Emek haberciliği denilince akla gelen birçok şey var. Aslında bütün haberciliğin bugün, dün ve yarın emek haberciliği olduğunu ve emek haberciliği dışında bir haberciliğin olmadığını düşünürüm. Bunların hepsi birbiri içine giriyor. Eğer hayata emekten yana bakarsanız haber dediğimiz şey emeğin özgürleşmesi için bir araç değil, onunla birlikte çalışan bir şeydir. Eğer öyle çalışmıyorsa ben ona haber demiyorum. Ama bu Sosyalist ve Radikal olması anlamına gelmez. Gazeteciliğin bir standart faaliyet olduğunu belli standart ve ilkelere bağlı olduğunu ve bunlardan mümkün mertebe taviz vermemek gerektiğini düşünüyorum. Bilginin insanlara doğru ve ‘temiz’ şekilde aktarılması gerekir. o anlamda bütün haberlerin emek haberciliği perspektifi ile düşünülebilir.”

TIKLAYIN- EMEK GAZETECİLİĞİ NEDİR, NASIL YAPILIR? HOCALAR VE GAZETECİLER EMEK GAZETECİLİĞİNİ ANLATTI. 3 SAATLİK VİDEONUN TAMAMIMA BU LİNKTEN ULAŞABİLİRSİNİZ


 

Editör: TE Bilişim