Gazete Emek- Hemşire Hatice Tunç, bir iş çıkışında Hasankeyf'i ziyarete gittiğinde bacağının üstüne düşen 300 kiloluk kaya ile değişen hayatını anlattı. Ağır bir yaralanma yaşayan, ölümden dönen ve bacağını kaybeden Hatice Tunç hayata tutunma öyküsünü paylaştı. 

Diyarbakır’da yaşayan hemşire Hatice Tunç, 2017 yılında Hasankeyf gezisine çıkıyor. Tunç Hasankeyf'te bir kayanın üzerinde fotoğraf çekerken kaya arkasından kırılıyor. Tunç o anları şöyle anlattı: 

Kaya kırılınca yaklaşık 3 metrelik bir mesafeden aşağıya düştüm. İlk olarak inanılmaz bir şekilde bacağımın yandığını hissediyorum. Hiç farkında değilim. Nasıl olabilir ki böyle bir şey. Sonra baktım bacağım yerinde olunca oh dedim. Ben bacağımı hiç görmedim. Orada kendime turnike yapmaya çalıştım. Şansıma orada bir doktor vardı. Ben 20 dakika boyunca ambulans bekliyordum. Orada sürekli gidip gelen bir bilincim vardı. Ambulanstan inerken ambulansın zemini tamamen kan gölüydü. O an bacağımı değil de acaba ölecek miyim diye düşündüm. O an annemi ve babamı düşündüm. Çok kesik kesik hisler ve görüntüler vardı. Arkadaşların anlattığı vardı bir de. O gün o kayanın kırılıp kırılmadığını hiç bilmiyorum. O anda bir dinamitin kaldırdığı toz dumanını gördüm. Dinamit patlatılıyordu baraj için. Ben o patlama ile o kayanın kırıldığını düşünüyorum. Çünkü 50 kiloyum. Benim kilomla o kaya kırılmazdı. Batman'da 2 gün hastanede kaldım. Orada doktorlar bacağı almak istiyorlar ama ailem izin vermiyor. Ankara'ya götürülürken 2 defa kalbim duruyor. Aileme yüzde 4 yaşama şansımın olduğunu söylüyorlar. Vedalaşmalarını istiyorlar aileme. Babama vedalaşırken gözümden bir damla yaş geliyor ve yüzde 4'lük ihtimalden geri döndüm."

"İLK BAŞLARDA KENDİME ÇOK ACIMASIZCA DAVRANDIM"

13 gün boyunca hiç bacağımın alınacağı aklıma bile gelmedi. Baş parmağımı oynatabiliyordum ve her gelene o parmağımı gösterip bacağımın kurtulacağını söylüyordum. Ama o parmaklardaki sinirlerin öldüğünü bilmiyordum. Bir Süperman yok kimse gelip bizi kurtaramayacak. İlk başlarda kendimi ikna etmeye çalıştım. Kendime çok acımasızca davrandım. Sonra ben kendimi ikna ettikten sonra odamdan dışarı çıkmaya başladım."

"AKTİF OLARAK BİSİKLET SÜRDÜM KAYAK YAPTIM"

"Tedavi sürecimin ardından Diyarbakır’a geri döndüm. Protez almak istediğimizde ise maliyeti çok yüksek olduğu için alamadım. Protezimi alabilmem için sosyal medyadan kampanya başlatıldı. Sosyal medyadan bir miktar para toplandı, geri kalan kısmı için ise protez firması sponsor oldu. Aktif bir fizik tedavi süreci geçirdim ve protezim burada takıldı. Protezimle Diyarbakır’a döndüğümde ilk yaptığım şey işime geri dönmek oldu. Proteze alışmam kısa sürdü. Aktif olarak bisiklet sürdüm. Kayak yaptım.”

"HİÇBİR ZAMAN HEVESİM KIRILMADI"

Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadığını ama hevesinin kırıldığı dönemler olduğunu söyleyen Tunç, “Toplumun bize yansıttığı çok kötü bir bakış açısı var. Bazı dönemlerde bu bakış açısından olumsuz etkilendim. Ben aktif oldukça insanlarda ‘Başına bir iş geldi, oturup evinde şükretsin’ algısı vardı. İnsanların garipçe bakmaları... Bu algıyı hiçbir zaman kabul etmedim. Beni motive eden şey ise sosyal medyada yaptıklarımı görüp, kendinde de o gücü gören insanları görmek oldu. Başka insanlara bir şekilde dokunuyorum. Çok güzel mesajlar geliyor. Bunları gördükçe daha çok motive oluyorum” diye konuştu.

ÇOCUKLAR İÇİN HAREKETE GEÇTİ

Çocukların hayallerini gerçekleştirmek için “Çocuklar Üşümesin” grubuna üye olduğunu belirten Tunç, şu mesajları verdi: “Çocukların hayallerini gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Lösemili bir çocuk için konser düzenledik. Başka bir çocuk için AVM’yi kapattık. Köy okullarını boyadık, sokak tiyatroları yaptık. Farkındalık yaratmak için Hakan Akkaya’nın podyumunda konuk olarak yürüdük.

Editör: TE Bilişim