Gazete Emek- Birçok kentte 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla alanlara çıkmaya başlayan kadınlar, “Hayatımızdan da haklarımızdan da vazgeçmiyoruz” diyerek, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi. 
 

ADANA 

 

İHD Adana Şubesi Kadın Hakları Komisyonu, dernek binalarında açıklama yaptı. Açıklamaya, çok sayıda kadın katıldı. Basın metnini okuyan İHD Adana Şubesi Kadın Hakları Komisyonu Sözcüsü Avukat Zelal Demiray, İç İşleri Bakanlığı’nın kadına yönelik şiddet raporundaki verilere değinerek, "Tüm kadınları kadına yönelik cinayetlerin, şiddetin, tacizin, tecavüzün, her türlü ayrımcı politikaların son bulduğu ana kadar susmamaya, ses çıkarmaya ve en büyük kazanımlarımızdan biri olan İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar imzalatana kadar mücadele etmeye çağırıyoruz" dedi.

 

BİR YILDA 8 KADIN KATLEDİLDİ 

 

Demiray, 1 Ocak 2021 ile 25 Kasım 2021 tarihleri arasında Adana'da kadın yönelik şiddet verilerini ise şöyle paylaştı:"8 kadın katledildi. Bin 438 kadın erkek şiddeti sonucu yaralandı. 2 bin 750 kadın hakarete uğradı. 38 kadın cinsel saldırıya uğradı. 5 kadın tecavüze uğradı. 

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu önünde açıklama yaptı. Açıklamada Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanı Ayten Dolançay kısa bir konuşma yaparak, çalışmalarına dair bilgi verdi.

 

HATAY

 

İskenderun Kadın Platformu, eski Bit Pazarı'nda açıklama yaptı. "Şiddete, savaşa, erkek egemenliğine, ekonomik krize karşı isyandayız" pankart ve "Ölmek istemiyoruz" ve "Öldüren sevgi istemiyoruz" dövizlerinin açıldığı açıklamaya çok sayıda kadın katılarak, erkek şiddetini protesto etti. 

 

Kadınlar, çalınan müzik eşliğinde halaya durarak, sık sık; "Jin jiyan azadi" ve "Yaşasın kadın dayanışması" sloganı attı. Açıklamada konuşan İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Filiz Yeşildağ "Türkiye'de 2021'in ilk 10 ayında 326 kadın öldürüldü, Ekim ayında ise bilinen 22 kadın cinayeti yaşandı, 53 kadının şiddete uğradığı için şikâyette bulundu, 9 kadın cinsel şiddete uğradı, 280 kadın ise taciz edildi. Şiddetle mücadelede etkin rol alması gereken siyasi iktidar kadın cinayetleri bir cins kırımına yol açmasına rağmen hiçbir önlem almıyor. Biz kadınlar 25 Kasım'ın mücadele ruhuyla şiddete, emek sömürüsüne, erkek egemenliğine boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz” dedi. 

 

ŞIRNAK

 

Şırnak'ın Silopi ilçesinde, TJA ve HDP Kadın Meclisi öncülüğünde Sanat Sokağı'nda açıklama yapıldı. Açıklamaya, Barış Anneleri İnisiyatifi, TJA, HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, il ve ilçe Kadın Meclisleri, Silopi Belediyesi Eşbaşkanı Adalet Fidan'ın yanı sıra çok sayıda kadın katıldı.

 

Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kadınlar, “Li dijî nijadperwestî û zayendîperestîyê dem dema azadîya jinêye” pankartını açtı. Silopi ilçesinde devlet güçleri tarafından öldürülen Taybet İnan, Cemile Cagırgan ve erkekler tarafından çeşitli tarihlerde katledilen kadınların fotoğraflarının taşındığı açıklamada, “Berxwedan jiyane”, “Heta jin azad nebe jiyan azad nabe” ve “Dagirkerî neyarê jinê ye” dövizleri taşındı.

Açıklamada konuşan HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, AKP ve MHP’nin erkek egemen bir zihniyeti yaratmak istediğini belirterek, “Bunun için her gün bir yerde kadınlar katlediliyor. Katleden erkekler AKP tarafından savunuluyor. Egemenlerin savaşı Kürt kadınlarına yöneliktir. Kadınlarının mücadelesini yok etmek istiyorlar. Kürt kadınlar şahsında Kürtleri yok etmek istiyorlar. Fakat nasıl ki yaşam kadınlarla başlıyorsa mücadele de yine kadınların öncülüğü ile devam edecektir” dedi. Açıklamanın ardından yürüyüşe başlayan kadınlar HDP Silopi ilçe binasına kadar alkış ve zılgıtlarla yürüdü. Yürüyüş sırasında kadınlar sık sık, “Bimre koletî, her bijî Kurdîstan”, “Bimre îxanet” ve “Em jin şer naxazin, aşitî dixazin” sloganları attı.

 

URFA

 

Urfa İl Kadın Platformu, Haliliye ilçesi Topçu Meydanı'nda açıklama yaptı. Kadınlar açıklama alanına "Jin Jiyan Azadi" sloganları ve zılgıtlarla giriş yaptı. Platform adına konuşan Zeynep Dilek Polat, "Yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddetinin karşısında birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak kazanacağımızı biliyoruz. Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz; 'kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir' ve bu şiddeti önlemenin en önemli yolu da kadın mücadelesinden ve kadın dayanışmasından geçer" diyerek talepleri sıraladı. 

 

Açıklamada konuşan HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü ise, kadın katliamı yapanların iktidardan güç aldığını belirtti. Sürücü, "Biz sonuna kadar İstanbul Sözleşmesi için mücadelemizi yükselteceğiz. İpek Er'in sorumlusu cezalandırılmadı. Üniformalılar cezalandırılmıyor. Biz İpek Er, Gülistan Doku ve katledilen kadınların hesabını soracağız" dedi. CHP PM Üyesi Erbil Aydınlık ise, "Bugün kadına yönelik şiddet sadece öldürme değildir. İktidarın politikası kadını eve kapatmaktır, bunu reddediyoruz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyoruz" dedi.

 

BARO'DAN AÇIKLAMA

 

Urfa Barosu Kadın Hakları Merkezi de, 25 Kasım'a ilişkin Baro binası önünde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan Kadın Hakları Merkezi Başkanı Dilara İnal Gülhan, "Kadına yönelik şiddetle mücadele her alanda uygulanmalıdır. Kadın katliamları ve kadına yönelik şiddet sona erinceye kadar mücadelemiz devam edecektir" ifadesinde bulundu.  

 

ADIYAMAN

 

Adıyaman İl Kadın Platformu, kentte etkili olan yağışa rağmen Demokrasi Parkı'nda açıklama gerçekleştirdi. Kadınlar adına konuşan Eylem Yıldırım, "Bugün çok daha güçlü ve çok daha örgütlü bir şekilde hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyoruz. Eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz. İsyanımızı büyütüyoruz" şeklinde konuştu. 


ORTANCALI KADINLAR, KADINA YÖNELİK ŞİDDETE TEPKİ GÖSTERDİ

Muğla’nın Ortaca ilçesinde kadınlar 25 Kasım için Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi. Açıklamayı kadınlar adına Nejlin Yalçın okudu. Şiddete karşı mücadele çağrısı yapan kadınlar, taşıdıkları “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Kadın şiddetine hayır” yazılı dövizlerle şiddete tepki gösterdi.


GREVDEKİ BAKIRKÖY İŞÇİLERİ: SIFIR ZAM DAYATMAK DA ŞİDDETTİR

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde Bakırköy meydandan seslenen grevci kadınlar, “Greve çıkan işçiyi işten atmakla tehdit etmek de, sıfır zam dayatmak da şiddettir” dedi.



 



VAN'DA KADINLAR YÜRÜYOR

Van Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yürüyüş düzenliyor. Musa Anter Parkı’nda buluşan kadınlar, Cumhuriyet Caddesi’ne kadar yürüyüş düzenliyor



BATMAN'DA YÜRÜYÜŞ

Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Batman'da yürüyüş düzenliyor. "Savaşa, şiddete , yoksulluğa karşı Kadın özgürlük zamanı" pankartının açıldığı yürüyüşe çok sayıda kadın katıldı. 



SAMATYA'DA SAĞLIK EMEKÇİSİ KADINLARDAN İŞ YERİ EYLEMİ

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İstanbul Aksaray Şubesi, Samatya’da bulunan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 25 Kasım eylemi gerçekleştirdi. Hastane Başhekimlik binası önünde yapılan basın açıklamasında sağlık emekçisi kadınlar şiddete, derinleşen yoksulluğa ve güvencesizliğe karşı taleplerini dile getirdi; “Eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz, isyanımızı büyütüyoruz” dedi.



DERSİM’DEN KADINLAR: MÜCADELE TEK SEÇENEK!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma gününde Dersim Kadın platformunun çağrısıyla Seyit Rıza meydanında bir araya gelen kadınlar, “Mücadele yaşamak için tek seçenek” dedi.

Platform adına açıklamayı okuyan Fatoş Argın, dünyanın dört bir yanında kadınların şiddeti ve savaşları üreten erkek egemen kapitalizme karşı itirazların daha fazla duyurmak için   meydanlarda olduğunu kaydetti.

FUHUŞ ÇETESİ İDDİALARI ARAŞTIRILSIN

Kürt kadın siyasetçilerin ve kurumlarının kadın düşmanı politikalardan en çok payı aldığını ve iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele de nasıl bir yol haritası izlediğini gösterdiğini kaydeden Argın, “Neredeyse iki yıldır Gülistan Doku’dan haber alamıyoruz. Kentimizde fuhuş çetesi gibi önemli iddialar gündeme geliyor. Bu iddiaların araştırılması ve gereğinin yapılmasını istiyoruz. Afganistan’daki Taliban’la inanç olarak bir farklarının olmadığını söyleyen iktidar cihatçı terör örgütü temsilcilerini resmi davetle ülkeye çağırıyor. Kadınların medeni haklarını garantileyen laiklik kırıntılarına da göz dikileceği adeta ilan ediliyor” diye konuştu.

"HER ALANDA MÜCADELE ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ"

Mücadelenin, yaşamak için tek seçenek olduğunu belirten Argın, “Tüm kadınları şiddetin, yoksulluğun, işsizliğin, eşitsizliğin karşısında bu tek seçeneğin bir parçası olmaya, evlerden sokaklara, işyerlerinden okullara bulunduğumuz her alanda mücadele etmeye çağırıyoruz” diye konuştu.



TOBB ÜNİVERSİTESİNDEN GENÇ KADINLAR: ‘KADINLAR TALEPLERİNİ MÜCADELE İLE KAZANABİLİR’



Kadınlara yönelik saldırıların her alanda çoğaldığı Türkiye’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününün anlam ve önemini TOBB Üniversitesinden genç kadınlar ile konuştuk. 25 Kasım’ın kendileri için ne ifade ettiği sorusuna kadınlar, taleplerini dile getirebilmeleri için fırsat sunan, umut verici bir gün sözleriyle cevap verdiler. 25 Kasım’ın bugünkü önemini daha iyi açıklayabilmek için işin tarihsel sürecine ilişkin birkaç cümleyle ifade eden kadınlar, Türkiye’de hiçbir zaman kadınların toplum içinde erkekler kadar eşit olmadığını fakat geçmişe oranla hak ve özgürlüklerinin bugün daha çok daha kısıtlı olduğunu aktardı.

İstanbul Sözleşmesinin yasal süreçlerde kadınların lehine olduğunu ama sözleşmenin feshi ile birlikte  erkeklerin muhtemel saldırılar için daha fazla özgüven kazandıklarını söyleyen kadınlar güvencelerinin ellerinden alındığını belirterek  kalıcı çözümün aslında İstanbul Sözleşmesi değil gerçek bir hukuk devletinin inşasında saklı olduğunu söyledi. Hak ve özgürlüklerin teminine dair hiçbir ülkede kadınlara yukarıdan birileri tarafından bir güvence bahşedilmediğini söyleyen kadınlar, 25 Kasım’ın ışığında talepleri için mücadele ederek haklarını Avrupalı kadınlar gibi kendilerinin kazanmaları gerektiğini ifade etti.

Bundan 10 yıl sonra nasıl bir Türkiye’de yaşamak istediklerini sorduğumuzda ise kadınlar, güvensizlik ve geleceksizliğin kendilerini göç etmeye teşvik ettiğini ama hala Türkiye’de yaşıyor olurlarsa geceleri dışarıda rahatça dolaşabildikleri, hemcinsleri ile kadın hakları konusunda fikir ayrılıkları yaşamadıkları, toplum içerisinde ayrımcılığa uğramadıkları güvenli bir ülkede yaşamak istediklerini söyledi.  Kadınlar son olarak bu yazıyı okuyan bütün kadın okuyucuların yaşadıkları haksızlıklara karşı sessiz kalmamalarını ve birlik olmalarını dilediklerini ekleyerek sözlerine son verdi.


İZMİR BAROSU: KADINLARLA YAN YANA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

İzmir Barosu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla baro binası önünden Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyüş yaptı.

Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan  açıklamada İzmir Barosu Kadın Komisyonu olarak şiddet gören, güçlü olmak zorunda bırakılan, mutsuz edilen tek bir kadın kalmayana dek isyan etmeye, itiraz etmeye ve yan yana olmaya devam edeceklerini söylediler.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLME KARARI GERİ ÇEKİLMELİ"

Açıklamayı İzmir Baro Başkan Yardımcısı, Kadın Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Perihan Kayadelen, AKP Hükümetinin bu yıl da kadına yönelik şiddeti engellemeye dönük hiçbir adımın atmadığını söyleyerek sözlerine başladı.

Kayadelen, "İktidarın 2022 yılındaki en çarpıcı icraatı kuşkusuz ki İstanbul Sözleşmesi’nden nefret söylemi içeren beyanlarla çekilmesi oldu. Bizler, sözleşmeye yönelik iktidar iddialarının ve söylemlerin gerçek olmadığını, iktidarın sözleşmeden çıkmaktaki asıl niyetin, aynı çizgide olduklarını beyan ettikleri Taliban gibi kadını eve hapsetmek ve kadını birey olarak kabul etmemek olduğunu gayet iyi biliyoruz. İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı geri çekilmeli, ceza kanunlarında kadınlara yönelik suçlara ilişkin ayrı bir suç ve ceza politikası tanımlanmalıdır" dedi.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN VAZGEÇMİYORUZ"

Türkiye’de her 10 kadından 4’ünün yaşamı boyunca erkek arkadaşı, sevgilisi, nişanlısı ya da eşi tarafından en az bir kez fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kaldığını, her 3 kadından birinin en az bir kez ısrarlı takip davranışına maruz kaldığını ve 20-24 yaş grubundaki kadınların yüzde 15’nin 18 yaşından önce, çocuk yaşta iken evlendirildiğini hatırlatan Kayadelen, "Tüm bu veriler de bize gösteriyor ki, kadınların kadın olmaktan kaynaklı olarak maruz kaldıkları bir şiddet vardır. Önlenmesi için konuya bütünlüklü politik yaklaşıma sahip bir mücadele ve araçlar gereklidir. İstanbul Sözleşmesi gereklidir, vazgeçmiyoruz" diye konuştu.

"HAK İHLALLERİNE KARŞI MÜCADELEYİ SURDÜRECEĞİZ"

Bütün şiddet biçimlerinin ve nefret söylemlerinin karşısında olduklarını  ve tüm kazanımlara sahip çıkmaya devam edeceklerini söyleyen Kayadelen, "İzmir Barosu Kadın Hakları merkezi ve tüm birimlerimizle; merkezimize yapılan tüm başvurularda kadınların yanında olmaya, yasaların uygulanmasında hak ihlallerini engellemeye ve haklarımız için mücadeleye ortak olmayı sürdüreceğiz" dedi.



TTB: BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEMEK İÇİN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ

Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu tarafından yapılan açıklamada, “Bir Kişi Daha Eksilmemek İçin, Kadın Dayanışmasını Büyütmek İçin, Kadına Yönelik Her Türlü Şiddete Karşı Mücadelemizi Sürdüreceğiz” denildi. 

“Bizler 6 yıldır, her 19 Kasım, Doktor Aynur Dağdemir’in görev yaptığı hastanede birlikte çalıştığı arkadaşını, eski eşinin şiddetinden korumak isterken bıçaklanarak katledilişinin acısını haykırmaya devam ediyoruz. Şiddet ikliminin, sağlık alanına ve kadına yönelik sonuçları ile yüz yüze kalan biz kadın sağlıkçılar isyanımızı bugünde de haykırmaya devam ediyoruz.” denilen açıklamada, “İçinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisi sürecinde yoksulluğu daha da artan, evde bakım yükünün neredeyse tamamının yüklendiği, eve kapanmalar ile şiddete daha çok maruz kaldığı tüm dünyada istatistiklerle ortaya konmuş kadınların, maruz kaldığı şiddeti önlemek ve kazanımlarını geliştirmek yerine, üstelik kadınların tüm renkleri ile “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” diye haykırmalarına ve itirazlarına rağmen sözleşmeden çekilme kararı uygulanmıştır.
Kadınların yerinin evi olduğunu sürekli yineleyen, 3-5 çocuk yapmasını salık veren, aileyi kutsayan politikaları ile kadınların bedenleri ve hayatları ile ilgili kararlarını denetim altına almaya çalışan ve bu nedenle kadın mücadelelerini hedef haline getirerek her fırsatta mücadeleyle elde ettikleri kazanımları yok etmeye çalışan siyasal iktidar kadına yönelik şiddetin artmasına güç vermektedir.
Kadın düşmanı politikalar nedeniyle artan kadına yönelik şiddeti kendi çalışma alanlarımızda da görüyoruz. Özellikle son yaşanan olaylarda erkek hastalar tarafından kadın sağlık çalışanlarına yönelik art arda gelen saldırılara tanıklık ediyoruz, elbette bunların tesadüf olmadığını, toplumsal cinsiyet rollerinden bağımsız olmadığını biliyoruz.” ifadeleri kullanıldı. 



ODTÜ'LÜ KADINLARDAN YÜRÜYÜŞE ÇAĞRI

ODTÜ’lü kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü için dün akşam saat 21.00’de ODTÜ yurtlar bölgesinde toplandı. Kadınlar, kampüste maruz kaldıkları polis şiddetine ve erkek şiddetine karşı eşit ve güvenli bir kampüs için yürüdü.

Yurtlar bölgesinde bulunan kadın yurtlarına yürüyüşe katılmaları için çağrıda bulunan ODTÜ’lü Kadınlar, “Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Şiddete karşı bir aradayız”, “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganlarıyla taleplerini ve birlikteliklerini dile getirdi.

Kadın yurtlarında gece 12’de sonra yurda geç gelen öğrencilerin savunma yazmak zorunda bırakılmasına karşı “Turnike, danışma, savunma; bu abluka dağıtılacak” sloganlarıyla birlikte kadınlar, eşit ve özgür bir kampüs talep etti.

İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğini belirten ODTÜ’lü Kadınlar, bugün Ankara Kadın Platformunun düzenlediği mitinge çağrı yaptı. 


GIDA-İŞ: ŞİDDETİN TEMEL DAYANAKLARINDAN BİRİ OLAN YOKSULLUĞA KARŞI DA MÜCADELE YÜRÜTMELİYİZ

DİSK/Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, ILO 190 sayılı sözleşmeye dikkat çekti, “Şiddeti tek taraflı ısrarlı takip, tehdit, sözlü kötü muamele gibi geniş kapsamlı olarak tanımlaması ve herkesi kapsamasıyla şiddete karşı mücadele için önemli bir yol haritasıdır” dedi.

Kaynak: Evrensel/ MA 

Editör: TE Bilişim