Gazete Emek- Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin haftalık Meclis olağan grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Pandemi başta olmak üzere iktidarın uygulamalarına ilişkin eleştirilerde bulunan Sancar, en son Borsa İstanbul hisselerinin satıldığı Katar’a ilişkin “Ülkenin kaynaklarının başına Katar’ı kayyum atamışlar, peşkeş çekiyorlar. Bunun hesabını halk adına soracağız” dedi. Sancar ayrıca, iktidarın, salgının başından bu yana koronavirüs (Covid-19) vaka ve can kaybı sayısının gizlendiğini belirterek, gerçek verileri açıklama çağrılarında bulunan başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere herkesten özür dilemesini istedi.

Sancar’ın grup konuşması şöyle:

‘’YÜKSEK RAKAMLARI EKONOMİK YARDIMLARDAN PAY ALMAK İÇİN İLAN ETTİLER’’

 “Sadece bizler değil pek çok kuruluş bu yalanların nasıl pazarlandığını, pandeminin nasıl yalan üzerine yönetilmek istendiğini kamuoyuna, halkımıza açıklıyordu. Bunların başında TTB geliyordu ama her seferinde bu yalanları ortaya koyanlar iktidarın yalanlarını sergileyenler saldırıya maruz kalıyordu. Hain, terörist ilan ediliyordu ama ne hikmetse birden iktidar da bugüne kadar yaptığı şeyin temelden yalan olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Bunun sebepleri var biliyoruz yine bezirganlık peşindeler muhtemelen vaka sayılarına göre yapılacak aşı tahsisi veya sağlanacak ekonomik yardımlardan daha fazla pay almak için şimdi birden bire 8 ayı sildiler hiçbir şey olmamış gibi yüksek rakamları ilan etmeye başladılar.”

 ‘’BU YALAN TOPLUMUN SAĞLIĞINA MAL OLACAK’’

“Ölümler artıyor açıklanan ölüm rakamlarına da inanmıyoruz dedik. Gerçekten inanmıyoruz. Daha fazla olduğunu belediye başkanları günlük defin rakamlarını paylaşarak ortaya koyuyorlar. Bu basit bir yalan değil. Bu toplumun sağlığına insanların hayatına mal olan bir yalandır peki bunun bir karşılığı olmayacak mı bunun hesabını bu iktidar vermeyecek mi?”

‘‘CUMHURBAŞKANININ SORUMLULUĞU YOK MU?’

 “Sorumluluğu bir bakanın üzerine yıkarak sistemi aklayabileceklerini mi düşünüyorlar? En tepede yetkiler bendedir her şey benden sorulur diyen AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının burada sorumluluğu yok mu? Yetkiye gelince her şey bende, sorumluluğa gelince benim hiç kabahatim yok yalanına daha ne kadar inanacağız. Biz inanmıyoruz. İnanmayanlar artıyor. Hakikat yolculuğu büyüyor hakikat yolculuğu büyüdükçe iktidar çözülüyor sistem çöküyor.”

‘’BAŞTA TTB OLMAK ÜZERE HERKESTEN ÖZÜR DİLEYİN’’

“Hepimiz bu dersin gereklerini mutlaka yapmalıyız. İktidarın temsilcilerinin, en başta Sağlık Bakanının, iktidarın küçük ortağının özür borcu vardır. Evet özür bir erdemdir ama sorumluluk sadece özürle ortadan kalkmaz. Yine de özür erdemi gösterdiği için belki sorumluluğun yolunu açar. Sorumluluk da belki bir arınma imkanı yaratır. Bunlar hepsi normal şartlarda olağan ortamlarda erdemli topluluklarda geçerli sözlerdir biliyorum ama ben yine hatırlatayım. Çıkın TTB başta olmak üzere bu yalanı aylardır ortaya koyan herkesten özür dileyin. Özür dileyin ama özür dilemeniz sorumluluğunuzu ortadan kaldırmayacaktır.”

‘’YASAK VAR DESTEK YOK’’

“Pandemi ile ilgili tedbirler başlığı altında dün bir açıklama yaptı AKP genel başkanı ve cumhurbaşkanı. Yasaklar geldi. Biz de bazı yasakların gelmesini başından savunuyorduk ama bu yasakların bir mantığı olur, savunulur bir yanı olur. İktidarın açıkladığı yasaklar çelişkilerle dolu. Bunların ayrıntısına girmeyeceğim ama yasak açıklanırken destek es geçiliyor. Destek yok, yasak var. Destek neden gerekli? Eğer sokağa çıkma yasağı ilan edecekseniz, işletmelerin kapanması kararı alacaksanız, insanların geçimlerini sürdürmeleri konusunda da tedbir almak zorundasınız. Evde kalanlara esnafa çalışamayacak durumda olanlara mutlaka destek bütçeden devlet hazinesinden verilmelidir. Ama iktidarın açıklamasında yasak var, destek yok.”

‘’BİR NEVİ ‘ULUSAL ÇIKAR’ YALANI DEVREYE SOKULUYOR’’

 “Yalanların sonu yok. Bakın geçen İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken İçişleri Bakanlığı bazı açıklamalar yaptı. Van'da helikopterden işkence edilerek atılan insanlarla ilgili ellerinde görüntüler olduğunu söyledi. Demek istedi ki, 'onlar hak ettiler, niye peşine düşüyorsunuz?’ Daha açık söylemek istediği şudur: ‘Biz terörist diye yaftaladık mı ona işkence etmek caizdir, meşrudur.’ Daha önce de yaptılar bunu. Yalan söylediklerini biliyoruz. Bu yalanla işkence gibi, yargısız infaz gibi insanlık suçlarının hesabını ödemekten çıkamayacaklarını da onlar bilsinler. Biliyorsunuz Osman Şiban ve Servet Turgut helikopterden atılmışlar ve daha sonra Servet Turgut hayatını kaybetmişti. Önce valilik sustu, açıklama yapmadı. Sonra olayı örtbas etmeye yönelik bir şablon bildiri yayımladı Van Valiliği. İçişleri Bakanlığı da sustu uzun süre. Şimdi demek istiyor ki İçişleri Bakanı; ‘bize inanın, bizi sorgulamayın, bizi sorgularsanız sizler de teröristlere yardım etmiş olursunuz’. Yani bir nevi ‘ulusal çıkar’ yalanı devreye sokuluyor yine.

’İKTİDARI AYAKTA TUTAN KÜRT DÜŞMANLIĞIDIR’’

 “Bu iktidar bütün bunları yapmaktadır. Belki de iktidarı ayakta tutan ve iktidar ortaklarını birbirine yapıştıran şey de bu Kürt düşmanlığıdır. Eğer bu Kürt düşmanlığına karşı güçlü bir toplumsal mücadele yürütürsek emin olun iktidar ortakları daha fazla birbirlerine girecek. Bir süre sonra itirafçılıklar, karşılıklı suçlamalara, birbirlerine saldırılar başlayacaktır. Bir suçta ortak olanlar o suç ortaya kondukça o suçun hesabını sormak için mücadele büyüdükçe birbirlerine düşerler. Bunu biliyorsunuz. Her türlü suç organizasyonunda durum budur. Her türlü suç organizasyonunun temel hakikati budur. O nedenle biz daha güçlü bir şekilde Kürt sorunu vardır, bu sorun ancak demokratik zemininde diyalog ve müzakere ile çözülür. Bu ülkenin bütün diğer sorunlarının önünü açacak olan da demokrasiye özgürlüğe refaha giden yolu açacak olan da budur. Kürt sorununda çözümdür.”

 ‘’BİR AVUÇ YANDAŞA PARA HARCIYORLAR’’

 “Bütçe görüşmeleri boyunca bu bütçenin savaşa yandaşa ve ranta göre hazırlandığını ayrıntılı olarak verilerle ortaya koydu arkadaşlarımız. Biz diyoruz ki bu bütçe savaşa saraya ve yandaşa bütçedir. Biz ne istiyoruz. Halk için bütçe istiyoruz. Halk için bütçe nedir uzun uzun anlatırız. Anlatmaya da çalıştık zaten. Köyleri gezdik, çiftçilerle buluştuk, mağdur kesimlerle, meslek örgütleriyle buluştu. Fikirlerini dinledik. Ve bunu yapmaya da devam edeceğiz. Halkımız yurttaşlarımız yoksulluk, işsizlik, sefalet ve geçim sıkıntısını iliklerine kadar yaşarken, iktidar, bir avuç yandaşa ve kocaman bütçeler gerektiren savaşa para harcıyor.”

 ‘’VERGİLERLE HER ŞEY HALKIN SIRTINA YÜKLENİYOR’’

“Katmerli vergilerle halkın sırtına yüklenmiştir her şey. Bizler de halktan alınan vergilerle alınan bütçenin halka hizmet için kullanılmasını istiyoruz. Bu konuda görevimizi sonuna kadar yapmaya çalıştık. Neler talep ettik, hangi önergeleri verdik. Emeklilikte yaşa takılan 100 binlerce insanımız için sadece 30 milyar TL gerekiyor. Bu 30 milyar TL'nin bu hizmet için tahsis edilmesi konusunda önerge verdi arkadaşlarımız ama reddedildi. Yoksul yurttaşlarımız için tabut evlerde yaşamaya mecbur kalınması için binaların güvenlikli hale getirilmesi için önerge verdik hepsi 50 milyar TL idi. Halkı depreme karşı korumak için yaptığımız bu öneri yine reddedildi. Ekonomik kriz işsizlik ve yoksulluk katmerleşirken her haneye ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz elektrik ve doğalgaz verelim dedik, 40 milyar TL gerekiyordu. Bunu da kabul etmediler. Biliyorsunuz KYK’ya borçlu 10 binlerce öğrenci var bunların geleceği karartılıyor bunların borçlarının silinmesi için ayrılması gereken 10 milyar TL. Bunu önerdik, reddettiler. Her seçim meydanlarda 3600 ek gösterge sözü veriyorlar ama tutmuyorlar. Biz dedik ki 3600 ek gösterge için ihtiyaç duyulan kaynağın toplamı 10 milyar tl. Buna bütçe ayıralım dedik, reddettiler.”

 ‘’ESNAFIN ZARARINI KARŞILAMAK İÇİN GEREKEN MEBLAĞ 10 MİLYAR TL’’

“Pandemide zarar gören esnaf kan ağlıyor. Esnafın zararını karşılamak için ihtiyaç duyulan meblağ 10 milyar TL. Bunu alalım dedik yok dediler. Ataması yapılmayan öğretmenlerin atanması için gereken miktar 20 milyar TL. Bunu da kabul etmediler.” ‘AŞI ÖNERİMİZİ DE REDDETTİLER’ “Önümüzdeki günlerde çok daha yakıcı bir hale gelecek aşı meselesi. Pandemi ile mücadelede aşının ne kadar önemli olduğunu söylememe gerek yok. Aşının herkese ücretsiz yapılması için bir tahsis yapılmasını önerdik gereken miktar 15 milyar TL. Bunu kabul etmediler. Bütün bunları reddettiler.”

‘’BU İKTİDARI İLK SEÇİMDE GÖNDERECEĞİZ’’

“Peki ne yapıyorlar bunun yerine? Bu ülkenin emekçilerinin halkının kaynaklarıyla birikimiyle oluşturulmuş kurumları yok pahasına satıyorlar. Ne pahasına sattıklarını da bilmiyoruz çünkü şeffaf değiller. En son Katar'a Borsa İstanbul'un yüzde 10’luk hissesini satmışlar. Daha başka pek çok şey de satmışlar. Ve bütün bunları halktan gizleyerek yapıyorlar. Belki şimdi açıklarlar, kaynakları açıklamasalar da nasıl olsa ilk seçimde bu iktidar değişecek, onları göndereceğiz, biz açıklayacağız.

‘’KATAR’I ÜLKEYE KAYYIM OLARAK ATAMIŞ’’

“Bu kayyum iktidar, sadece belediyelere kayyum atamakla yetinmiyor. Ülkenin kaynaklarına da kayyum atamış. Ülkeye Katar sermayesini kayyum yapmış bu iktidar. Şimdi bu ülkenin kaynaklarının başına Katar kayyumu gelmiş. Bunu da bu iktidar yapmış. İktidarın burada tek derdi var. Tek derdi kendi varlığını sürdürmek, bunun için de Katar sermayesine ihtiyaçları var. Katar sermayesine ülkenin kaynaklarını peşkeş çekmek mecburiyeti var.”

 ‘’BU YÜRÜYÜŞÜN SONU AYDINLIKTIR, MUTLAKA KAZANACAĞIZ’’

Ülkede açlık, yoksulluk var ama mücadele de var. Savaş var talan var ama demokrasi ve barış yolcuları da var. Hakikat yolcuları da var. Mardin'de Kızıltepe ve Nusaybin'de attığımız her adımı takip ettiler. Bizi izleyen bir sürü kamera var ama basın olmadığını biliyoruz. Polis kameraları izliyor selam veren her yurttaşı çekiyorlar. Ayrıca fotoğrafçılar var. Ama görmenizi isterdim. Kızıltepe’de kameralara göstere göstere zılgıt atan kadınları… Gençlerimiz, esnafımız, sokaktaki insanımız o yürüyüşte kararlılığı onların gözünün için soka soka gösterdi. Selam olsun Kızıltepe halkına. Baba toprağım Nusaybin. Doğrusu Nusaybin'in nasıl bir mücadele şehri olduğunu, nasıl bir haysiyet kenti olduğunu bilirim ben. Bilmeyenler öğreneceklerdi. Öğrendiklerinde de belki insanlık adına kazanacaklardır bazı şeyleri. Sadece siyaseti değil, eğer öğrenebilmişsem insaniyeti de sokaklarında öğrendiğim Nusaybin halkı binlerce selam olsun size. İşte emekçimizle, emeklimizle, kadınlarla, gençlerle ve Kürt halkının o yüksek direnci ile hakikat ve özgürlük yürüyüşü devam ediyor. Bu yürüyüşün sonu aydınlıktır. Mutlaka kazanacağız.”

Kaynak: Duruş Haber

Editör: TE Bilişim