Gazete Emek- Ankara'da bir plazanın 20. katından atıldığı iddia edilen üniversite öğrencisi Şule Çet'in ölümüne ilişkin sunulan bilimsel mütalaada Çet’in düştüğü yer ile bina arasında 4 metre mesafe olduğu belirtilerek, "Bu mesafenin kat edilebilmesi için boşluğa doğru atılması gerektiği" kaydedildi.

Ankara'da üniversite öğrencisi Şule Çet'in plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitirmesi ile ilgili davada mahkemeye sunulan bilimsel mütalaada, önemli bilgilere yer verildi.

Şule Çet'in düştüğü yer ile bina arasında 4 metre mesafe olduğu belirtilen raporda, "Şule Çet’in, serbest düşme ile yatay planda yaklaşık 4 metrelik bir mesafeyi kat etmesi mümkün olmayıp, bu mesafenin kat edilebilmesi için Şule Çet'in başka kişi ya da kişilerce pencereden boşluğa doğru atılması ya da kendisini ittirmesi sureti ile bir hız kazanması gerekmektedir" denildi.
Gazi Üniversitesi öğrencisi Çet'in, geçen yıl 29 Mayıs günü saat 03.50'de plazanın 20. katından atıldığı iddiasıyla Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın tutuklu yargılandıkları davanın Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen 3. duruşmasında, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağlar Özdemir tarafından hazırlanan 52 sayfalık uzman mütalaası ve bir adet CD'den oluşan rapor mahkemeye sunuldu.

Bilimsel mütalaada, 17 Haziran'da bilirkişilerin de katılımı ile gerçekleştirilen olay yeri keşfi sırasında Çağlar Özdemir'in yaptığı inceleme sonucunda ulaştığı bulgu ve tespitlere de yer verildi. 

'SANIK AKSU'NUN ŞULE ÇET'İ YAKALAMAYA ÇALIŞMASI MÜMKÜN DEĞİL'

Rapordaki uzman görüşüne göre; Şule Çet’in iddia edildiği biçimde pencereden aşağıya sarkması ve Çağatay Aksu'nun onu düşmeden yakalamaya çalışmasının mümkün olmadığı, sanığın Çet'i koşup havada yakalaması için yeterli zaman bulamayacağı belirtildi.

Çet'in iddia edildiği gibi kendini aşağıya bırakma çabası içinde olması halinde, ya 'ellerini pencereye koyup kafası pencere aralığına girecek şekilde zıplaması ya da daha kolay bir şekilde pencere önündeki sehpaya çıkarak benzer bir eylemde (bir nevi balıklama tabir edilen atlama pozisyonu) bulunması' gerektiği kaydedildi.
Raporda, "Çağatay Aksu’nun, olay yeri dinlenme odasına girişi ve Şule Çet’i pencerede görmesi ile odanın 4.5-5 metrelik uzun kenarını cam önündeki sehpayı da aşarak kat etmesi ve Çet’i bir anlamda havada yakalayacak bir zaman bulması olası izlenmemiştir" denildi.

Raporda, sanık Aksu'nun, Çet'i havada yakaladığı, takiben ellerinden kaydığı yönündeki ifadesiyle ilgili, bu şekilde düşen bir kişinin olay yeri fotoğrafındaki pozisyona düşmesinin imkansızlığına dikkat çekildi.

Raporda, "Şule Çet’in, serbest düşme ile yatay planda yaklaşık 4 metrelik bir mesafeyi kat etmesi mümkün olmayıp, bu mesafenin kat edilebilmesi için Şule Çet’in başka bir kişi ya da kişilerce binadan, pencereden boşluğa doğru atılması ya da kendisini ittirmesi sureti ile bir hız kazanması gerekmektedir" ifadeleri yer aldı.

'SANIK AKSU'NUN ANLATIMLARI İLE BULGULAR ÇELİŞİYOR'

Uzman mütalaasında, Şule Çet’in atladığı iddia edilen odada bulunan sehpanın konumuna göre yapılan değerlendirmede de, olayın sanık Aksu’nun ifadesindeki gibi gerçekleşmesinin imkansız olduğu vurgulandı. Raporda, şöyle denildi:
"42 numara ayakkabı giyen minyon tipli bir erkeğin, 4.5-5 metrelik mesafeyi hızla kat ederek sehpa ile cam çerçeve arasına girmesi, düşmekte olan bir kişiyi tutma mücadelesi vermesi, başarılı olamaması, takiben camı tekmelemesi ve olay yerinin gösterildiği şekilde kalması mümkün bulunmamaktadır."

Mütalaanın sonuç ve kanaat bölümünde davanın seyrini etkileyebilecek önemli tespitler yer aldı. Sanık Aksu’nun olayın meydana geliş şekliyle ilgili anlatımları ile olay yerinde elde edilen bulgu ve tespitlerin birbiriyle çeliştiğine dikkat çekildi. Çet’in düşüşüyle ilgili bilimsel değerlendirmelerde de bulunulan raporda, Çet’in düştüğü yere ancak kişi ya da kişilerce binadan atılması veya itilmesi durumunda ulaşabileceği belirlendi.

Kaynak: Sputnik

Editör: TE Bilişim